Kim günahları işler de Allahû Tealâ’dan mağfiret talebinde bulunursa Allahû Tealâ’nın bu günahları bağışlayabileceği ifade ediliyor. Dikkat edin; bağışlar ifadesi kullanılmıyor. Talepte bulunulur, Allahû Tealâ kabul eder veya etmez. Ama Allah’a ulaşmayı dilemeyen bir kişi Allah’a ulaşmayı dilediği takdirde, dilediği an bütün günahları örtülür. Bu kesindir. 2 olay var. Bu kişi Allah’ın yolunda değildir. Yani Allah’a ulaşmayı dilememiştir. Allah’a ulaşmayı dilemeden günahlar işlemiştir. Bunların affı için Allahû Tealâ’ya müracaat ediyor. Allahû Tealâ bu konuda bir garanti vermiyor.
A’râf-201:
A’râf-201’de Allahû Tealâ, takva sahibi kimseler deyince bunlar daimî zikre ulaşmış olan takva sahibi kimseler. Allahû Tealâ kalp gözlerini açmış, âlemleri gösteriyor kişiye. Şeytan da onlara bir tayf gösterdiği zaman, o zaman hemen zikrederler, tezekkür ederler yani Allah ile konuşurlar. Bunlar -kalp gözlerini bürüyen bir şeyden bahsediyor Allahû Tealâ- bu insanlar Allahû Tealâ’yla tezekkür ediyor, Allah’a soruyorlar bu nedir diye. Allahû Tealâ onlara bu muhtevanın hakikatini söylüyor ve onlar da Allah’ın gösterdiklerini görerek basar ediyorlar.
A’râf-201’dekiler kalp gözleri, kalp kulakları açılmış olan Allah ile tezekkür etmek imkânının sahipleri. 1. grup hâlâ nefslerine zulmedebiliyorlar. Allah’tan günahlarını bağışlamasını istiyorlar. Ama 2. grup daimî zikre ulaşmışlar. Allah ile tezekkür edebilir noktadalar.
Şimdi suale geçiyoruz: “Ruh tesliminden sonra kalkan Yüce Rabbimizin koruması altına girmeyi ve bu yolda en son teslimlere ulaşabilmeyi en ahsen şekilde nasıl gerçekleştirebiliriz?” diyor.
Daimî zikre ulaşarak gerçekleştirebilirsiniz. Zikrinizi arttırmak için her fırsattan faydalanmalısınız sevgili kardeşlerim. Sizi o hedefe götürecek olan şey, daimî zikirdir.