Enfâl-24'te belirtilen daveti Allah'a ulaşmaya davet olarak anlayabilir miyiz?
Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Enfâl-24'te belirtilen daveti Allah'a ulaşmaya davet olarak anlayabilir miyiz?
Enfâl-24'te belirtilen daveti Allah'a ulaşmaya davet olarak anlayabilir miyiz?
Enfâl-24:
“yâ eyyuhellezîne âmenûstecîbû lillâhi ve lir resûli izâ deâkum limâ yuhyîkûm: Ey âmenû olanlar, Allah ve Resûl’ü size hayat verecek şeylere davet ettikleri zaman emre mutlaka icabet edin, emri mutlaka yerine getirin, davete icabet edin.
va'lemû ennallâhe yehûlu beynel mer'i ve kalbihî: Bilin ki Allah sizinle kalbiniz arasına girer.
ve ennehû ileyhi tuhşerûn(tuhşerûne): Ve muhakkak ki O’nda toplanacaksınız.” Yani “Hepinizin O’na haşrolunacağınızı bilin.” Herkesin ruhu mutlaka Allah’ta toplanacak.
Burada iki anlam da çıkıyor. Bir, orada Allahû Tealâ: “Sizin O’na haşrolunacağınızı bilin.” deyince herkesin haşrolunması söz konusu oluyor, ölümden sonra haşrolma anlamı da maalesef bu konuda devreye giriyor. Ama hayat verecek şey gene Allah'a davettir muhakkak. Sadece Allah'a ulaşmayı dileme daveti, kişiye hayat verir. Çünkü bu davete icabet eden, Allah'a ulaşmayı dileyen kişinin, dünyadaki mürşidini görmesi, bilmesi, işitmesi ve idrak etmesi için o kişinin gözü, kulağı, kalbi açılıp dünyaya müteallik bir görme standardı içine sokulur.
Dolayısıyla evet, bu âyet-i kerimeyi netice itibariyle Allah'a ulaşmaya davet olarak mutlaka algılayacağız. Çünkü “hayat veren şeylere davet” diyor. Ancak gören, işiten ve idrak eden bir kişi hayattadır.
8/ENFÂL-24: Yâ eyyuhâllezîne âmenûstecîbû lillâhi ve lir resûli izâ deâkum limâ yuhyîkûm, va'lemû ennallâhe yehûlu beynel mer'i ve kalbihî ve ennehû ileyhi tuhşerûn (tuhşerûne).
Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler), Allah ve Resûl’ü sizi, size hayat verecek şeylere davet ettiği zaman (davete) icabet edin! Ve Allah’ın kişi ile kalbi arasına girdiğini ve muhakkak sizin O’na haşrolunacağınızı bilin! (Hepinizin ruhu Allah’ta toplanacak ve Allah, ruhlarınıza meab olacak.)“yâ eyyuhellezîne âmenûstecîbû lillâhi ve lir resûli izâ deâkum limâ yuhyîkûm: Ey âmenû olanlar, Allah ve Resûl’ü size hayat verecek şeylere davet ettikleri zaman emre mutlaka icabet edin, emri mutlaka yerine getirin, davete icabet edin.
va'lemû ennallâhe yehûlu beynel mer'i ve kalbihî: Bilin ki Allah sizinle kalbiniz arasına girer.
ve ennehû ileyhi tuhşerûn(tuhşerûne): Ve muhakkak ki O’nda toplanacaksınız.” Yani “Hepinizin O’na haşrolunacağınızı bilin.” Herkesin ruhu mutlaka Allah’ta toplanacak.
Burada iki anlam da çıkıyor. Bir, orada Allahû Tealâ: “Sizin O’na haşrolunacağınızı bilin.” deyince herkesin haşrolunması söz konusu oluyor, ölümden sonra haşrolma anlamı da maalesef bu konuda devreye giriyor. Ama hayat verecek şey gene Allah'a davettir muhakkak. Sadece Allah'a ulaşmayı dileme daveti, kişiye hayat verir. Çünkü bu davete icabet eden, Allah'a ulaşmayı dileyen kişinin, dünyadaki mürşidini görmesi, bilmesi, işitmesi ve idrak etmesi için o kişinin gözü, kulağı, kalbi açılıp dünyaya müteallik bir görme standardı içine sokulur.
Dolayısıyla evet, bu âyet-i kerimeyi netice itibariyle Allah'a ulaşmaya davet olarak mutlaka algılayacağız. Çünkü “hayat veren şeylere davet” diyor. Ancak gören, işiten ve idrak eden bir kişi hayattadır.
