Mâide Suresinin 71. âyet-i kerimesindeki kör, sağır ve dilsiz olanlarla, İsrâ Suresinin 44, 45. âyetlerindeki kör-sağırlar arasında bir bağ var mıdır? Maide Suresinin 71. âyet-i kerimesindeki kör ve sağırlar, Allah’a ulaşmayı diledikten sonra fıska düşenler midir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Mâide Suresinin 71. âyet-i kerimesindeki kör, sağır ve dilsiz olanlarla, İsrâ Suresinin 44, 45. âyetlerindeki kör-sağırlar arasında bir bağ var mıdır? Maide Suresinin 71. âyet-i kerimesindeki kör ve sağırlar, Allah’a ulaşmayı diledikten sonra fıska düşenler midir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Mâide Suresinin 71. âyet-i kerimesindeki kör, sağır ve dilsiz olanlarla, İsrâ Suresinin 44, 45. âyetlerindeki kör-sağırlar arasında bir bağ var mıdır? Maide Suresinin 71. âyet-i kerimesindeki kör ve sağırlar, Allah’a ulaşmayı diledikten sonra fıska düşenler midir?

Mâide-71:

5/MÂİDE-71: Ve hasibû ellâ tekûne fitnetun fe amû ve sammû summe tâballâhu aleyhim summe amû ve sammû kesîrun minhum vallâhu basîrun bimâ ya’melûn(ya’melûne).
Ve yaptıklarının bir fitne olmayacağını sandılar böylece kör ve sağır (hakkı görmez ve işitmez) oldular. Sonra, Allah onların tövbesini kabul etti. Sonra yine onlardan bir çoğu kör ve sağır oldular. Ve Allah, onların yaptıklarını en iyi görendir.


“Yaptıklarının bir fitne olmayacağını sandılar, hesap ettiler. Kör ve sağır oldular. Sonra Allah onların tövbesini kabul etti. Sonra yine onlardan birçoğu kör ve sağır oldular. Ve Allah yaptıklarını görendir.”

Burada Allah’a ulaşmayı dilememişler; Allahû Tealâ onları kör, sağır ve dilsiz yapmış. Bütün insanlar için kendilerine bu tebliğ yapılıyor, tebliği kabul etmiyorlar. Allahû Tealâ da onları kör, sağır ve dilsiz yapıyor. Sonra yanlış yaptıklarını fark ediyorlar. Tövbe ediyorlar Allahû Tealâ’ya. Sonra da gidip mürşidlerine ulaşıyorlar, tâbî oluyorlar ve kalp gözleri, kalp kulakları Allahû Tealâ tarafından açılıyor. Ama sonra “Yine onlardan birçoğu kör ve sağır oldular.” diyor, hidayete erdikten sonra tekrar kör ve sağır olmak.

İsrâ-44:

17/İSRÂ-44: Tusebbihu lehus semâvâtus seb’u vel ardu ve men fîhinne, ve in min şey’in illâ yusebbihu bi hamdihî ve lâkin lâ tefkahûne tesbîhahum, innehu kâne halîmen gafûrâ(gafûran).
7 kat gökler ve yeryüzü ve onlarda bulunanlar, O’nu (Allah’ı) tesbih ederler. O’nu hamd ile tesbih etmeyen bir şey yoktur. Ve fakat onların tesbihlerini siz fıkıh edemezsiniz (anlayamazsınız, idrak edemezsiniz). Muhakkak ki O; Halim’dir, Gafûr’dur (mağfiret edendir).


tusebbihu lehus semâvâtus seb’u vel ardu ve men fîhinne: 7 kat gökler ve yeryüzü ve onlarda bulunanlar, O’nu (Allah’ı) tesbih ederler.
ve in min şey’in illâ yusebbihu bi hamdihî: O’nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur.
ve lâkin lâ tefkahûne tesbîhahum: Ve fakat onların tesbihlerini siz fıkıh edemezsiniz (anlayamazsınız, idrak edemezsiniz).
innehu kâne halîmen gafûrâ: Muhakkak ki O, Halîmdir, Gafûrdur.

İsrâ-45:

17/İSRÂ-45: Ve izâ kara’tel kur’âne cealnâ beyneke ve beynellezîne lâ yu’minûne bil âhirati hicâben mestûrâ(mestûran).
Sen Kur’ân’ı kıraat ettiğin (okuduğun) zaman, seninle ahirete (ölmeden evvel Allah’a ulaşmaya ve kıyâmet gününe) inanmayanlar arasına hicab-ı mesture kıldık (gözlerinin üzerine, seni peygamber olarak görmelerini engelleyen bir perde koyduk).


“Sen Kur’ân’ı kıraat ettiğin zaman ( okuduğun zaman) seninle ahirete, ölmeden evvel Allah’a ulaşmaya ve kıyâmet gününe inanmayanla arasında hicab-ı mesture kıldık. Onların gözlerinin üzerine görmelerini engelleyen bir perde koyduk.” diyor Allahû Tealâ.

Sualde; “Mâide-71’deki kör-sağır olanlar ile İsrâ-44 ve 45. ayetlerindeki kör-sağır olanlar arasında bir bağ var mıdır? Mâide-71’dekiler, Allah’a ulaşmayı diledikten sonra fıska düşenler midir?” diyor.

Evet, Mâide-71’dekiler Allah’a ulaşmayı diledikten sonra fıska düşenlerdir. Her ikisinde de kör, sağır ve dilsizler söz konusu. İsra-45’tekiler; Allah’a ulaşmayı dilemedikleri için Allah’ın tebliği karşısında öfkelenmeleri sebebiyle onların uzuvlarına engeller koymasını ifade ediyor.

Benzer konular