Tasavvuf ve tarikat geleneğinin Osmanlı zamanındaki yaşantısıyla günümüzdeki yaşantı arasında bir farklılık var mıdır?

Tasavvuf ve tarîkat geleneğinin, ecdadımız Osmanlı zamanındaki yaşantısıyla günümüzdeki yaşantı arasında bir farklılık var mıdır? Günümüzde cemaatler arasındaki diyaloğun hemen hemen yok denilecek kadar az olması, dejenerasyon müessesesinin İslâm’ın temel esaslarında olduğu gibi bu konuda da kendisini göstermiş olduğu anlamına mı gelir?

Tasavvuf ve tarîkat geleneği Osmanlı’dan kalma bir husustur. O zaman Allah'ın gerçek evliyaları Allah'a ulaşmayı dilemeyi herkese mutlaka emrediyorlardı. Bunu gerçekleştiriyorlardı ve sonra tasavvuf erbabının çok büyük bir kısmı ruhlarını, fizik vücutlarını, nefslerini Allah'a teslim ediyorlardı. Ve iradelerini de Allah'a teslim eden çok insan vardı. Bugün tasavvufu yaşayanların bir kısmı bu istikamette çok başarılı değiller. Tasavvuf geleneğinde de birtakım gedikler ne yazık ki açılmış. Allah'a ulaşmayı dileme diye bir olayın mevcut olmadığı bir çok tasavvuf biçiminin, tasavvuf müessesesinin var olduğu söyleniyor.