Şuarâ Suresi 5. âyet-i kerimesinde Rahmân’dan gelen zikirle, Tâhâ Suresi 123. âyet-i kerimesinde Allah'tan gelen hidayet arasında nasıl bir ilişki vardır?
Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Şuarâ Suresi 5. âyet-i kerimesinde Rahmân’dan gelen zikirle, Tâhâ Suresi 123. âyet-i kerimesinde Allah'tan gelen hidayet arasında nasıl bir ilişki vardır?
Şuarâ Suresi 5. âyet-i kerimesinde Rahmân’dan gelen zikirle, Tâhâ Suresi 123. âyet-i kerimesinde Allah'tan gelen hidayet arasında nasıl bir ilişki vardır?
Şuarâ-5:
e mâ ye’tîhim min zikrin miner rahmâni muhdesin: Ve Rahmân'dan hiçbir yeni zikir gelmez ki.
illâ kânû anhu mu’ridîn(mu’ridîne): Ondan yüz çevirmiş olmasınlar.
Tâhâ-123:
kâlehbitâ minhâ cemîan ba’dukum li ba’dın aduvv(aduvvun): Hadi oradan hepiniz aşağı inin birbirinize düşman olarak.
fe immâ ye’tiyennekum minnî huden: Benden bir hidayetçi size geldiği zaman.
fe menittebea hudâye: O zaman kim hidayetçiye tâbî olursa.
fe lâ yadıllu: O dalâlette kalmaz.
ve lâ yeşkâ: Ve şâkîlerden olmaz.
“Allah'tan gelen hidayetle, Rahmân’dan gelen zikir arasında nasıl bir ilişki var?” diyor.
İkisi de aynı şeyi söylüyor. Rahmân’dan gelen zikir, Allah'a ulaşma talebinin resûl tarafından onlara anlatılması. Tâhâ-123’te de Allahû Tealâ’dan gelen hidayet söz konusu. Birinde hidayet kelimesi, ötekinde zikir kelimesi söyleniyor. Ama her ikisinde de hidayetçi Allah'a ulaşma dileğini iletiyor onlara. Diledikleri anda da dalâletten kurtuluyorlar; hidayete eriyorlar. Tâbiiyet de 2. safhayı veriyor.
26/ŞUARÂ-5: Ve mâ ye’tîhim min zikrin miner rahmâni muhdesin illâ kânû anhu mu’ridîn(mu’ridîne).
Ve Rahmân’dan hiçbir yeni zikir (emir) gelmez ki, ondan yüz çevirmiş olmasınlar.
e mâ ye’tîhim min zikrin miner rahmâni muhdesin: Ve Rahmân'dan hiçbir yeni zikir gelmez ki.
illâ kânû anhu mu’ridîn(mu’ridîne): Ondan yüz çevirmiş olmasınlar.
Tâhâ-123:
20/TÂHÂ-123: Kâlehbitâ minhâ cemîan ba’dukum li ba’dın aduvvun, fe immâ ye’tiyennekum minnî huden fe menittebea hudâye fe lâ yadıllu ve lâ yeşkâ.
(Allahû Tealâ şöyle) dedi: “İkiniz oradan (aşağı) inin! Hepiniz (şeytan ve siz), birbirinize düşman olarak. Bundan sonra Benden size mutlaka hidayet gelecek. O zaman kim hidayetime tâbî olursa artık o, dalâlette kalmaz ve şâkî olmaz.”kâlehbitâ minhâ cemîan ba’dukum li ba’dın aduvv(aduvvun): Hadi oradan hepiniz aşağı inin birbirinize düşman olarak.
fe immâ ye’tiyennekum minnî huden: Benden bir hidayetçi size geldiği zaman.
fe menittebea hudâye: O zaman kim hidayetçiye tâbî olursa.
fe lâ yadıllu: O dalâlette kalmaz.
ve lâ yeşkâ: Ve şâkîlerden olmaz.
“Allah'tan gelen hidayetle, Rahmân’dan gelen zikir arasında nasıl bir ilişki var?” diyor.
İkisi de aynı şeyi söylüyor. Rahmân’dan gelen zikir, Allah'a ulaşma talebinin resûl tarafından onlara anlatılması. Tâhâ-123’te de Allahû Tealâ’dan gelen hidayet söz konusu. Birinde hidayet kelimesi, ötekinde zikir kelimesi söyleniyor. Ama her ikisinde de hidayetçi Allah'a ulaşma dileğini iletiyor onlara. Diledikleri anda da dalâletten kurtuluyorlar; hidayete eriyorlar. Tâbiiyet de 2. safhayı veriyor.
