Nahl 22-23-24-25. âyetlerinde bahsedilen kişiler, Nisâ 167-168-169 ve A'râf 146-147. âyet-i kerimelerindeki kişiler midir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âyetler ve Sırları » Nahl 22-23-24-25. âyetlerinde bahsedilen kişiler, Nisâ 167-168-169 ve A'râf 146-147. âyet-i kerimelerindeki kişiler midir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Nahl 22-23-24-25. âyetlerinde bahsedilen kişiler, Nisâ 167-168-169 ve A'râf 146-147. âyet-i kerimelerindeki kişiler midir?

Nahl 22:

16/NAHL-22: İlâhukum ilâhun vâhid(vâhidun), fellezîne lâ yu’minûne bil âhirati kulûbuhum munkiratun ve hum mustekbirûn(mustekbirûne).
Sizin ilâhınız, bir tek ilâhtır. Hâlâ ahirete (ruhu ölmeden evvel Allah’a ulaştırmaya) inanmayan kimselerin kalpleri, inkâr edicidir ve onlar, kibirlenen kimselerdir.


“Sizin ilâhınız, bir tek ilâhtır. Hâlâ ahirete (yani ruhu ölmeden evvel Allah'a ulaştırmaya) inanmayan kimselerin kalpleri, inkâr edicidir ve onlar, kibirlenen kimselerdir.” Evet.

Nahl 23:

16/NAHL-23: Lâ cereme ennallâhe ya’lemu mâ yusirrûne ve mâ yu’linûn(yu’linûne), innehu lâ yuhıbbul mustekbirîn(mustekbirîne).
Onların gizledikleri ve açıkladıkları (alenî olan) şeyleri, Allah’ın bildiğine şüphe yok. Muhakkak ki O, kibirlenenleri sevmez.


“Onların gizledikleri ve açıkladıklarını, açıkladığı şeyleri, Allah'ın bildiğine şüphe yok. Muhakkak ki O, kibirlenenleri sevmez.”

Nahl 24:

16/NAHL-24: Ve izâ kîle lehum mâzâ enzele rabbukum, kâlû esâtîrul evvelîn(evvelîne).
Ve onlara “Rabbiniz ne indirdi?” denildiği zaman: “Evvelkilerin masallarını.” dediler.


“Ve onlara “Rabbiniz ne indirdi?” denildiği zaman: “Evvelkilerin masallarını.” dediler.” Oysaki; Allahû Tealâ onlara kurtuluşu indirdi, felâhı indirdi, hidayeti indirdi.

Nahl 25:

16/NAHL-25: Li yahmilû evzârahum kâmileten yevmel kıyâmeti ve min evzârillezîne yudıllûnehum bi gayri ilmin, e lâ sâe mâ yezirûn(yezirûne).
Kıyâmet günü, onların kendi günahlarının tamamını yüklendikten başka, ilimleri olmaksızın dalâlette kalmasına sebep oldukları kimselerin günahlarından (da) yüklenmeleri için. Yüklendikleri şey ne kadar kötü, öyle değil mi?


“Kıyâmet günü, onların kendi günahlarının tamamını yüklendikten başka, ilimleri olmaksızın dalâlette kalmasına sebep oldukları kimselerin günahlarından yüklenmeleri için. Yüklendikleri şey ne kadar kötü, öyle değil mi?” diyor Allahû Tealâ.

Bunlar açık açık Allah’ın söylediklerine itiraz ediyorlar. Allah’ın hedefi, insanları hidayete erdirmek. Ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah’a teslim etmelerini sağlamak.

Bu Nahl 22'den 25'e kadar âyetler, başka insanların hidayetine mâni olan insanlardan bahsediyor. Nisâ Suresinin 167, 168, 169'da da Allahû Tealâ aynı şeyden bahsediyor, diyor ki:

4/NİSÂ-167: İnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi kad dallû dalâlen baîdâ(baîden).
Muhakkak ki inkâr edenler ve Allah’ın yolundan alıkoyanlar (saptırmış olanlar), (mürşidlerine ulaşmadıkları için) uzak bir dalâletle sapmışlardır.

4/NİSÂ-168: İnnellezîne keferû ve zalemû lem yekunillâhu li yagfira lehum ve lâ li yehdiyehum tarîkâ(tarîkan).
Muhakkak ki inkâr edenleri ve zulmedenleri (başkalarını da mürşide ulaşmaktan men edip saptıranları), Allah mağfiret edecek değildir ve yola (Allah’a ulaştıran Sıratı Mustakîm’e) hidayet edecek değildir.

4/NİSÂ-169: İllâ tarîka cehenneme hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden). Ve kâne zâlike alâllâhi yesîrâ(yesîran).
Ancak cehennem yoluna (hidayet eder, ulaştırır), onlar orada ebediyyen kalacak olanlardır. Ve bu, Allah için kolaydır.


Diyor ki Allahû Tealâ: “Onlar ki; muhakkak ki kâfirlerdir ve Allah'ın yolundan men ederler. Onlar uzak bir dalâlet içindedirler. Onlar, hem kâfirdirler hem zalimdirler. Allah onlara mağfiret etmez ve onları Allah'ın yoluna ulaştırmaz. Onları ancak cehennem yoluna ulaştırır, orada ebediyyen kalacaklardır.” diyor.

Aynı grup. Başka insanların da hidayete ermesine mâni olanlar. “Bu, Allah için zor değildir.” diyor Allahû Tealâ.

A'râf 146, aynı insanlardan bahsediyor Allahû Tealâ:

7/A'RÂF-146: Se asrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardı bi gayril hakkı ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ ve in yerev sebîler ruşdi lâ yettehızûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehızûhu sebîlâ(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne).
Yeryüzünde haksız yere kibirlenen kimseleri, âyetlerimizden çevireceğim. Bütün âyetleri görseler, ona inanmazlar. Eğer rüşd yolunu görseler, onu yol edinmezler. Ve gayy yolunu görseler, onu yol edinirler. Bu; onların, âyetlerimizi yalanlamaları ve ondan gâfil olmaları sebebiyledir.


seasrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardı bi gayril hakkı: Âyetlerimizden onları çevireceğiz ki; onlar haksız yere yeryüzünde kibirlenirler.
ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ: Onlar bütün âyetleri görseler, inanmazlar.
ve in yerev sebîler ruşdi lâ yettehızûhu sebîlen: Onlar, irşad yolunu gördükleri zaman (rüşd yolunu gördükleri zaman) onu yol olarak kabul etmezler (ittihaz etmezler).
ve in yerev sebilel gayyi yettehızûhu sebîl(sebîlen): Onlar gayy yolunu (cehenneme ulaştıran yolu) gördükleri zaman, onu yol edinirler (yol ittihaz ederler).
 
Allahû Tealâ diyor ki arkasından: zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne): Bunun sebebi; onların Allah'ın âyetlerini tekzip etmeleri (yalanlamaları) ve Allah'ın âyetlerinden gâfil olmalarıdır.

Ve diyor ki Allahû Tealâ:
 

7/A'RÂF-147: Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhirati habitat a’mâluhum, hel yuczevne illâ mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
Ve onlar ki; âyetlerimizi ve ahirete ulaşmayı (hayatta iken ruhun Allah’a ulaşmasını) tekzip ettiler (yalanladılar) ve onların amelleri, heba oldu (boşa gitti). Onlar, yaptıklarından başka bir şeyle mi cezalandırılır?


vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhireti habitat a’mâluhum: Kim âyetlerimizi yalanlarsa ve Allah'a mülâki olmayı yalanlarsa; onların amelleri boşa gitmiştir.
hel yuczevne illâ mâ kânû ya’melûn(ya’melûne): Onlar yaptıklarından başkasıyla mı cezalandırılır?

Görülüyor ki; iki tarafta da insanlar var. Allah’ın yoluna girmiyorlar, Allah’ın yolundan haberdar değiller. Böylece bu noktada Nisâ 167, 168, 169 ve A'râf 146, 147'deki kibirlenenler, başka insanları Allah’ın yolundan men edenler; Nahl Suresinin 22, 23, 24 ve 25. âyet-i kerimelerinde ifade edilen kişilerdir.

Benzer konular