Allahû Tealâ 56'da; insanın yaratılış gayesinin Allah’a kul olmak olduğunu buyuruyor. 7 safha ve 4 teslimden oluşan Kur’ân’daki İslâm’ın 7 kulluğu ihtiva ettiğini, hamdolsun sizden öğrendik. İslâm’ın 7 safhasındaki kulluğu gerçekleştirmek, yaşamak için Allahû Tealâ’nın Nahl 36'ya göre göre resûller beas ettiğini söyleyebilir miyiz?
Evet, söyleyebiliriz. Zâriyât 6 Allahû Tealâ buyuruyor ki:
Görüyorsunuz, Zumer Suresinin 17. âyet-i kerimesinde de aynı husus var. Taguta kul iken, Allah’a kul oluyorlar. Neyle? Allah’a yönelerek, Allah’a ulaşmayı dileyerek. Devam ediyor Allahû Tealâ:
“fe minhum men hedallâhu: Onlardan bir kısmı hidayete erdiler, Allah'a ulaştılar.” diyor Allahû Tealâ. Bir kısmı hidayete erdiler (bir kısmını, Allah hidayete erdirdi). Bir kısmı Allah'a hidayet oldu (Allah'a ulaştı). Ama diğer bir kısmı:
ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu): Bir kısmınızınsa üzerine dalâlet hak oldu. (Resûl’ün öğrettiklerine dayalı olarak.)”
Allah’a ulaşmayı dileyen herkes, başlangıçta dalâletten kurtulup hidayet üzere oluyor. Ondan sonra da 2. aşamada tâbiiyetini gerçekleştiriyor o kavimdeki resûle. Veya onun yetiştirdiği mürşidlere tâbî oluyor. Ve sonra da 3. aşamada, ruhunu Allah’a ulaştırıyor. “Bir kısmı hidayete erdiler. Allah’a hidayet oldular, Allah’a ulaştılar. Bir kısmınınsa üzerine dalâlet hak oldu.”
“fe sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne): Şu yeryüzünde dolaş da bak; tekzip edenlerin, Allah’ın söylediklerini yalanlayanların akıbeti, sonları nasıl oldu.”
Evet, Allahû Tealâ’nın kanunu açık ve kesin. Allah’a ulaşmayı dilemek; şeytana kul olmaktan insanları kurtaran temel faktör. Ama dilemiyorlar bir kısmı. Resûl ve açıklama yapanların hepsi açıklama yaptığı halde, insanların büyük kısmı -her devirde her zaman böyle olmuştur- Allah’a ulaşmayı dilememiştir. Ve kendilerine tebliğ yapıldığı halde dilemeyen bu insanlar üzerine, dalâletin hak olduğu ifade ediliyor. Yani onlara, dalâletten kurtulmak için fırsat verilmiş oluyor ama o fırsatı değerlendirmiyorlar, kullanmıyorlar. Ve dalâlet bu sebeple üzerlerine hak oluyor.