Âli İmrân Suresinin 54. âyet-i kerimesinde belirtilen, "Allah’ın hile yapmasını" izah eder misiniz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âyetler ve Sırları » Âli İmrân Suresinin 54. âyet-i kerimesinde belirtilen, "Allah’ın hile yapmasını" izah eder misiniz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Âli İmrân Suresinin 54. âyet-i kerimesinde belirtilen, "Allah’ın hile yapmasını" izah eder misiniz?

Âli İmrân Suresinin 54. âyet-i kerimesi:

3/ÂLİ İMRÂN-54: Ve mekerû ve mekarallâh(mekarallâhu), vallâhu hayrul mâkirîn(mâkirîne).
Ve onlar hile yaptılar, Allah da (onlara) hile yaptı. Ve Allah, (hileye karşı) hile yapanların en hayırlısıdır.


“Hile yaptılar, Allah da (onlara) hile yaptı. Ve Allah, (hileye karşı) hile yapanların en hayırlısıdır.”

Ne zaman bir insan Allah’a hile yaparsa, Allah’ı aldatacağını zannederse, her zaman o aldanır. Kuvvet Allah’ındır, kudret Allah’ındır. Bir insan Allahû Tealâ ile ilişkilerinde ve insanlarla olan ilişkilerinde, başka insanlara hile yapar. Bir şeyler gizler, onları kendi hedefleri için kullanmaya çalışır. Ama bilmez ki; kiramen katibîn melekleri hem düşüncelerini hem de bütün fiillerini, bütün davranışlarını, hayatında yaşadığı bütün safhaları bir filme almaktadır. Ve Allah da o kişinin başkalarına karşı yaptığı hataların cezasını o kişiye devamlı ödetir. Ve tam o kişi başkalarına kötü bir şeyler yaparsa, Allah da onun başına öyle bir hile yapar ki; kişi bir suçunu saklamaya çalışırken Allahû Tealâ onun suçunu ortaya çıkartıverir.

Şeytan, insanları en kötü davranışlarda bulunmak için ikna etmeye çalışır ve bunda çok başarılıdır. Allahû Tealâ da kişinin doğru yolda, Allah’ın yolunda olması ve hedefe ulaşması için ona yardımcıdır. Hayatta, yaşarken Allah’ın tesadüfmüş gibi görünen olayları ile insanlara büyük dersler verdiğini görürsünüz. Hilekârların hilelerini ayan beyan ortaya koyduğunu görürsünüz Allahû Tealâ’nın. Ve o kişi çok ince hesaplar yapmış olmasına rağmen, mekrini başka insanları tuzağına düşürmek için, örümcek nasıl ağlarını örerse, o kadar ustaca hazırlamış olmasına rağmen, Allahû Tealâ öyle bir olayla devreye girer ki; o kişinin mekri (hilesi) eline ayağına dolanır ve hile ortaya çıkar.

İşte Hz. Ömer, Hz. Ömer olmadan evvel, kılıcını tabiî ki saklamış entarisinin altına, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’i öldürmeye gidiyor. Allahû Tealâ’nın meleği Cebrail (A.S) da O’na durumu anlatıyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V) de o gizli hilenin ortaya çıktığını söylüyor Hz. Ömer’e. “Ya Ömer! O kılıçla beni öldürmeye mi geldin?” diyor. Aslında kılıç görünmüyor. Ama o zamanki Hz. Ömer’i düşünün. Kendi kızını, küçücük kızını, o zamanki müşriklerin âdetleri gereğince (Allahû Tealâ’nın yoluna girmeden evvel tabiî) mezara gömüyor diri diri. Zalim bir insan. Bir çok da insan öldürmüş. Ve Peygamber Efendimiz (S.A.V)’i de öldürmek üzere yola çıkıyor. Allahû Tealâ da onun hilesini boşa çıkartıyor. Kılıcın Peygamber Efendimiz (S.A.V) tarafından bilindiğini görünce Hz. Ömer, Allahû Tealâ’nın da o anda kendisine verdiği bir güzel duyguyla Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e tâbî oluyor.

Allahû Tealâ ne yaptı? Hileyi boşa çıkardı. Her açıdan herşey mümkündür. Allahû Tealâ vasıta kılar insanları. Başkalarının onlara yapacağı bir kötülüğü önleyebilir. Bu; onların hilesine karşı, Allah’ın hile yapmasıdır.  

Benzer konular