Başkalarını kendimden üstün tutmayı acaba nasıl başarabilirim?

Bu sual çok hoşuma gitti sevgili kardeşlerim! İslâm’ın temeli budur. Kendilerini başkalarından aşağıda tutma sanatı...

Sevgili kardeşlerim! İnsanın nefsi varsa, gururu varsa, gurur afeti buna asla müsaade etmez. Nefs, öyle bir faktördür ki; “Ben hâkim olacağım, ben üstün olacağım.” hedefine yönelik olarak devam ettirir hayatı...

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ ise istiyor ki; nefsimizdeki afetlerin hepsini yok edelim. Bunun için; zikir de farz kılınmış, çok zikir de farz kılınmış, daimî zikir de farz kılınmış. Her birisinin hedefi aynı değil.

Bir insan arasıra zikir yapar. Bir insan günün yarısından daha çok zikir yapar. Bir başka insansa, daimî zikrin sahibidir. Bunların varacakları yer birbirinden ayrıdır sevgili kardeşlerim. En üstün cennet ‘Adn’ cennetleridir. Buna ancak daimî zikrin sahipleri ulaşabilir.

Öyleyse, Allahû Tealâ’nın mükâfatıyla, insanların katlandığı gayret hüviyeti, birbiriyle ahenkli bir şekilde dizayn edilmiştir. Allahû Tealâ kanunlarını koyar. İnsanlar da bu kanunlar cephesinde görev alırlar. Bu kanunlara Allahû Tealâ insanların uymasını emretmiştir.

• Allah’a ulaşmayı dilemek.
• Mürşide tâbiiyet.
• Ruhun Allah’a ulaşması.
• Fizik bedenin teslimi.
• Nefsin teslimi.
• Muhlis olmak.
• İradeyi Allah’a teslim etmek.  

Herbiri, bir üst kat cennetin sahibi olarak değerlendirilir. Ve de bunlardan bir tanesinde ölen kişi, hangi kat cennete ulaşmışsa o cennete girecektir. Bunların en iyisi tabiî ‘Adn’ cennetleridir. 7. kat, en üst kat cennet...

Allah razı olsun.