Fatiha Suresinde geçen “Allah’ın ni’meti” ne demektir? Bize açıklayabilir misiniz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Kur’ân-ı Kerim'deki Temel Emirler » Fatiha Suresinde geçen “Allah’ın ni’meti” ne demektir? Bize açıklayabilir misiniz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Fatiha Suresinde geçen “Allah’ın ni’meti” ne demektir? Bize açıklayabilir misiniz?

Kur’ân-ı Kerim’in birçok yerinde “Allah’ın nimeti” geçer. “Allah’ın ni’meti” Allah’ın bize verdiği güzel, bizi mutlu edecek olan şeylerdir. Allahû Tealâ bize hayat vermiş sevgili kardeşlerim! Biz devamlı nefes alıp vermek mecburiyetinde olanlarız. Oksijeni alırız, ciğerlerimize ulaştırırız, kullanırız, sonra bu nefes biter. Onu dışarı atarız. Yerine yeniden nefes alırız. Her nefes bizim hayatımızın bir parçasıdır. Nefes alamayacak duruma gelen bir insan sadece ölür.

Sevgili kardeşlerim! Öyleyse nefes hayatın bir işaretidir. Hepimiz Allahû Tealâ’ya herşeyimizi borçluyuz. Var olmamız, konuşabilmemiz, Allah’ı tanıyabilmemiz… Eğer Allah ile konuşabiliyorsak, Allahû Tealâ’nın bize verdiği bu büyük ni’met sebebiyle O’na hep şükretmeliyiz, hamd etmeliyiz.

Allahû Tealâ sevgili kardeşlerim, ister ki; herkes mutlu olsun. Onun için Tevrat’ı indirmiş, onun için İncil’i indirmiş, onun için Kur’ân-ı Kerim’i indirmiş. Ama aslî unsurlara bakarsak 7 safha ve 4 tane de teslim görüyoruz: Ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah’a teslimi. Tevrat’ta da aynı şeyler mevcut, İncil’de de aynı şeyler mevcut, Kur’ân-ı Kerim’de de aynı şeyler mevcut. İşte burada, Amerika’da hristiyanlarla, musevilerle yaptığımız toplantılarda herkese ispat ettik ki; dînler tektir. Hepsi Hz. İbrahim’in hanif dînidir ve Tevrat’ta da İncil’de de Kur’ân-ı Kerim’de de 7 safha ve 4 teslim gayet açık şekilde ispat edildi bizim tarafımızdan. Bunda bir beraberlik var artık sevgili kardeşlerim! Bizler hristiyanlarla ve musevilerle dost olmayı başardık.

Sevgili kardeşlerim! Bunu başarmak Allahû Tealâ tarafından bize öğretilen, sadece onların kitaplarıyla bizim kitabımız arasındaki denge. Aynı şeylerin varlığını onlara ispat ettik. 7 safha ve 4 teslimin üç kitaplı dînde de mevcut olduğunu, kendi kitaplarında nasıl varsa diğer iki dînin de kitaplarında mevcut olduğunu, hepsini öğrendik. Her konferansta da bunu özellikle belirtiyoruz ki; dînler arası diyalog görevini gerçekleştirebilsin. Biliyorsunuz ki; Allahû Tealâ bizi dünya sulhu için hazırlıyor. Öyleyse sevgili kardeşlerim! Neden Amerika’dayız? Neden Amerika’ya gelmişiz? Şimdi yavaş yavaş ortaya çıkıyor, bunun arkasındaki gerçek. Çünkü Allahû Tealâ’nın bize öğrettiği dindeki o esaslar, kesinlikle her konferansta ispat ediyoruz ki; Tevrat’ta da İncil’de de yer almış durumda. İşte bu dünya sulhu için en büyük adımdır. Allahû Tealâ muhakkak ki, günün birinde bu noktaya bizi ulaştıracaktır. Bütün insanların hürriyet içinde kendi dînini diğer dînlerin aslında aynı esaslara muhtevi olduğunu, Allah’ın dîni olduğunu kesin olarak ortaya koyacaktır.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için kapılar ardına kadar açıktır. İnsanları küçümsemeyelim. Unutmayalım ki; Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz bir peygamberdi. Ama Hz. Musa da bir peygamberdi. Hz. İsa da bir peygamberdi. Öyleyse Tevrat da Allah’ın bir mukaddes kitabıdır. İncil de Allahû Tealâ’nın bir mukaddes kitabıdır. Bunu Kur’ân-ı Kerim’le karşılaştırdığımız zaman, esasların hiç değişmeden aynı özellikleri koruduğunu görüyoruz. 7 safha ve 4 tane teslim Tevrat’ın da İncil’in de Kur’ân-ı Kerim’in de esasını teşkil ediyor.

Allah razı olsun.

Benzer konular