Bakara 2 ve 120, Âli İmrân 73'ten hareketle, Allah’a, 7 safha ve 4 teslimi Kur’ân rehberliğinde yapmamız gerekir diyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Kur’ân-ı Kerim'deki Temel Emirler » Bakara 2 ve 120, Âli İmrân 73'ten hareketle, Allah’a, 7 safha ve 4 teslimi Kur’ân rehberliğinde yapmamız gerekir diyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bakara 2 ve 120, Âli İmrân 73'ten hareketle, Allah’a, 7 safha ve 4 teslimi Kur’ân rehberliğinde yapmamız gerekir diyebilir miyiz?

Bakara Suresinin 2. âyet-i kerimesinde Kur’ân için, “hidayet rehberi” diyor Allahû Tealâ. Bakara Suresinin 120. ve Âli İmrân Suresinin 73. âyet-i kerimelerinde: “Hidayet, Allah’a ölmeden önce ruhumuzun ulaşmasıdır.” diyor. Bu âyetlerden hareketle, Bakara Suresinin 120 ve Âli İmrân Suresinin 73. âyet-i kerimelerine göre, Allah’a yedi tane, yedi safhadaki hidayeti ve de dört tane teslimi (ruhumuzun, vechimizin, nefsimizin ve irademizin teslimini) Kur’ân rehberliğinde yapmamız gerekir diyebilir miyiz?

Bakara Suresinin 2. âyet-i kerimesinde ne diyormuş Allahû Tealâ? Hidayet rehberi diyormuş Kur’ân’a. “Bakara Suresinin 120. ve Âli İmrân Suresinin 73. âyet-i kerimelerine göre, Allah’a yedi tane, yedi safhadaki hidayeti ve de dört tane teslimi (ruhumuzun, vechimizin, nefsimizin ve irademizin teslimini) Kur’ân rehberliğinde yapmamız gerekir diyebilir miyiz?” diyor.

Elbette, hidayet Kur’ân’ın rehberliğinde gerçekleştirilen bir müessesedir. Bütün Kur'ân-ı Kerim hidayettir. Gerçekten öyle midir, hidayet nedir? Bakalım. Bakara 120 ve Âli İmrân 73'te, iki ifade de çok yakın şekilde birbirinin aynı şeyi söylüyor:

“innel hudâ hudallâhi”

innel: Muhakak ki.
hudâ: Hidayet.
hudallâhi: Allah’a ulaşmaktır.

“inne hudâllâhi huvel hudâ”

inne: Muhakak ki.
hudâllâhi: Allah’a ulaşmak.
huvel: İşte o.
hudâ: Hidayettir.

Şimdi âyetlere birer birer bakalım.

Bakara 2:

2/BAKARA-2: Zâlikel kitâbu lâ reybe fîh(fîhi), huden lil muttekîn(muttekîne).
İşte bu Kitap ki, O’nda hiçbir şüphe yoktur. Takva sahipleri için bir hidayettir.


“İşte bu Kitap; O’nda hiç(bir açıdan) şüphe yoktur. Takva sahipleri için bir hidayettir.”

zâlikel kitâbu lâ reybe fîh (fîhi): İşte bu Kitap’tır ki; O’nda bir şüphe yoktur.
huden lil muttekîn (muttekîne):  Takva sahipleri için hidayettir.

Yani Allah’a ulaşmayı dileyenler için hidayettir. Takvanın başladığı yer, Allah’a ulaşmayı dilemek. Onun dışındaki kişiler için hidayet değildir. Onun dışındaki kişiler, Allah’a ulaşmayı dilemeyenler hiçbir şekilde hidayete eremezler. Bakara 2 çok önemli bir âyet, muttakîler için, takva sahipleri için, Allah’a ulaşmayı dileyenler için bir hidayettir. Başka insanlar için, hiçbir zaman hidayet değildir. Allah’a ulaşmayı dilemedikçe hiç kimse hidayete eremez.

Bakara 120:

2/BAKARA-120: Ve len terdâ ankel yahûdu ve len nasârâ hattâ tettebia milletehum kul inne hudâllâhi huvel hudâ ve le initteba’te ehvâehum ba’dellezî câeke minel ilmi, mâ leke minallâhi min veliyyin ve lâ nasîr(nasîrin).
Ve sen onların dînine tâbî olmadıkça (uymadıkça) ne yahudiler ve ne de hristiyanlar senden asla razı olmazlar. De ki: “Muhakkak ki Allah’a ulaşmak (Allah’ın Kendisine ulaştırması) işte o, hidayettir.”. Sana gelen ilimden sonra eğer gerçekten onların hevalarına uyarsan, senin için Allah’tan bir dost ve bir yardımcı yoktur.


ve len terdâ ankel yahûdu ve len nasârâ hattâ tettebia milletehum: Onların dînine tâbî olmadıkça Yahudiler de, Hristiyanlar da Senden razı olmazlar.  Asla razı olmazlar. "len terdâ” diyor Allahû Tealâ.  len terdâ: Asla razı olmazlar.

Onların dînine tâbî olmadıkça (farklı bir dîn zannediyorlar kendi dînlerini), Onların dînine tâbî olmadıkça Senden asla razı olmazlar.

kul inne hudâllâhi huvel hudâ: Deki, Muhakkak ki Allah’a ulaşmak, işte o hidayettir.
ve leinitteba’te ehvâehum ba’dellezî câeke minel ilmi: Sana gelen bunca ilimden sonra eğer Sen onların hevalarına tâbî olursan.
mâ leke minallâhi min veliyyin ve lâ nasîr (nasîrin): Allah’tan Sana ne bir dost ne de bir yardımcı olmaz.”
 
Gerek Yahudiler, gerek Hristiyanlar Peygamber Efendimiz (S.A.V)’i kendi dînlerine döndürmek için çok özel gayretler sarf ettiler yıllarca. Allahû Tealâ gerçek ilmini Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e indirdi ve de:

“Sen onların dînine tâbî olursan, Allah’tan Sana ne bir dost, ne de yardımcı olmaz.” diyor.
   
Bakara-2'de Kitap’ın (Kur’ân’ın) bir hidayet Kitap’ı olduğu kesinleşiyor: “Takva sahipleri için bir hidayettir.”
   
Bakara Suresinin 120. âyet-i kerimesinde hidayetin muhtevası veriliyor. “Hidayet Allah’a ulaşmaktır.” deniyor ve “Allah’ın yardımı ancak Allah’a ulaşmayı dileyenlere gelir.” buyuruluyor.
   
Âli İmrân-73'e geliyoruz:

3/ÂLİ İMRÂN-73: Ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum, kul innel hudâ hudallâhi en yu’tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum, kul innel fadla bi yedillâh(yedillâhi), yu’tîhi men yeşâu, vallâhu vâsiun alîm(alîmun).
Ve (Ehli Kitap): “Sizin dîninize tâbî olandan başkasına inanmayın.” (dediler). (Habibim onlara) De ki: “Muhakkak ki hidayet Allah'a ulaşmaktır. (İnsanın ruhunun ölmeden önce Allah’a ulaşmasıdır.) Size verilenin bir benzerinin, bir başkasına verilmesidir.” Yoksa onlar, Rabbiniz'in huzurunda, sizinle çekişiyorlar mı? (Onlara) De ki: “Muhakkak ki fazl Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir.” Ve Allah, Vâsi’dir (ilmi geniştir, herşeyi kapsar), Alîm'dir (en iyi bilendir).


ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum: Sizin dîninize tâbî olandan başkasına inanmayın. Bu dîn ise, bu dînin esası ise şudur mânâsında söylüyor Allahû Tealâ
kul innel hudâ hudallâhi: De ki: ‘Muhakkak ki hidayet, Allah’a ulaşmaktır.
en yu’tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum kul innel fadla bi yedillâh (yedillâhi): Size verilenin bir benzerinin, başka birine verilmesi veya Rabbinizin katında tartışacakları için mi? De ki: "Fazl Allah’ın elindedir."
yu’tîhi men yeşâ’ (yeşâu): Dilediğine onu verir. Fazlı dilediğine verir.
vallâhu vâsiun alîm (alîmun): Allah Vâsi’dir, Alîm’dir.

“De ki: ‘Fazl Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir.” Ne demek istiyor Allahû Tealâ acaba? Fazla dikkat edin. Sadece Allah’a ulaşmayı dileyenlere ulaştırıyor Allahû Tealâ rahmetini ve fazlını. Allah’ın Rahim esması bir insanda tecelli etmedikçe, o kişiye rahmet gelemez. Rahmetin beraberindeki fazl da gelemez. Rahmetin beraberindeki salâvât da gelemez.

Öyleyse Âli İmrân-73, hidayetin Allah’a ulaşmak olduğunu söylemekle kalmıyor, fazlın Allah’ın elinde olduğu ve onu dilediğine verdiği, yani Allah’a ulaşmayı dileyenlere verdiğini ifade ediyor. O fazl ki, kişiyi evliya kılar. Fazl ki nefsin kalbini % 98’ e kadar doldurup, nefsin kalbindeki bütün afetleri kapı dışarı edecek olan en müessir ilaçtır, en çok tesirli ilaç.

Şimdi bu üç âyet-i kerimeye de baktık ve suale cevap veriyoruz.

Bakara-2'de Kur’ân için, hidayet rehberi deniyor. Gerçekten Kur’ân bir hidayet rehberidir ama Allah’a ulaşmayı dileyenler için, takva sahibi olanlar için.

"Bakara-120 ve Âli İmrân-73'te hidayet, Allah’a ölmeden önce ruhumuzun ulaşması olduğuna göre, Bakara Suresinin 2. âyet-i kerimesi gereğince dört teslimi, yani yedi tane hidayeti Kur’ân rehberliğinde yapmamız gerekir diyebilir miyiz?” diyor.

Elbette, zaten başka türlüsü mümkün değil. Ancak Kur’ân’ın emrettiği statüde bu gerçekleşir. Nitekim üniversiteler artık Kur’ân’ı unuttukları için, Kur’ân ilmiyle hareket etmedikleri için, insanların yazdığı kitaplar onlara Kur’ân’ı unutturduğu için, hidayetten sapmış durumdalar ve hidayet ancak Kur’ân’a uymakla gerçekleşir.


Benzer konular