Nisâ Suresinin 58. âyet-i kerimesini söylediğimizde bize; bunun bir kişiden aldığımız emanetleri mutlaka sahibine teslim etmemiz gerektiği ve emanete ihanet etmememiz gerektiğinin olduğunu söylediler. İnşallah biz sizden Kur’ân’ın bir lafzı, 7 tane ruhu olduğunu öğrendik. Acaba bu âyetin aynı zamanda böyle bir anlamı da içerdiğini söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Yemin, Misak ve Ahd » Nisâ Suresinin 58. âyet-i kerimesini söylediğimizde bize; bunun bir kişiden aldığımız emanetleri mutlaka sahibine teslim etmemiz gerektiği ve emanete ihanet etmememiz gerektiğinin olduğunu söylediler. İnşallah biz sizden Kur’ân’ın bir lafzı, 7 tane ruhu olduğunu öğrendik. Acaba bu âyetin aynı zamanda böyle bir anlamı da içerdiğini söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Nisâ Suresinin 58. âyet-i kerimesini söylediğimizde bize; bunun bir kişiden aldığımız emanetleri mutlaka sahibine teslim etmemiz gerektiği ve emanete ihanet etmememiz gerektiğinin olduğunu söylediler. İnşallah biz sizden Kur’ân’ın bir lafzı, 7 tane ruhu olduğunu öğrendik. Acaba bu âyetin aynı zamanda böyle bir anlamı da içerdiğini söyleyebilir miyiz?

Efendimiz insanlara Nisâ Suresinin 58. âyet-i kerimesini söylediğimizde bize; bunun bir kişiden aldığımız emanetleri mutlaka sahibine teslim etmemiz gerektiği ve emanete ihanet etmememiz gerektiğinin olduğunu söylediler. İnşallah biz sizden Kur’ân’ın bir lafzı 7 tane ruhu olduğunu öğrendik. Acaba bu âyet-in aynı zamanda böyle bir anlamı da içerdiğini söyleyebilir miyiz?
 
Nisâ 58'de Allahû Tealâ diyor ki:

4/NİSÂ-58: İnnallâhe ye’murukum en tueddûl emânâti ilâ ehlihâ ve izâ hakemtum beynen nâsi en tahkumû bil adl(adli). İnnallâhe niımmâ yeızukum bihî. İnnallâhe kâne semîan basîrâ(basîran).
Muhakkak ki Allah, emanetleri sahibine teslim etmenizi ve insanlar arasında hakemlik yaptığınız zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Muhakkak ki Allah, onunla (bununla) size ne güzel öğüt veriyor. Ve muhakkak ki Allah, en iyi işiten ve en iyi görendir.


"innallâhe ye’murukum en tueddûl emânâti ilâ ehlihâ"

Burada dikkat edilmesi gereken bir şey var. Allahû Tealâ burada "emanât" diyor, “emanetleri” diyor, emanetleri çoğul kullanmış.

“ilâ ehlihâ: Emanetleri o emanetlerin sahibine teslim etmeleri." diyor.

Yani emanetler çoğul, emanetin sahibi tek. Allahû Tealâ eğer dünya üzerindeki emanetlerden bahsetmiş olsaydı onu da emanetler diye kullanması gerekirdi. Emaneleride, onların ehlini de onu da çoğul olarak kullanması gerekirdi. Onu tekil olarak kullanmıştır.

ve izâ hakemtum: Hakemlik ettiğiniz zaman.
beynen nâsi: İnsanlar arasında.
en tahkumû: Ve hükmedin.
bil adl(adli): Adaletle hükmedin onu emreder Allahû Tealâ.
innallâhe niımmâ yaızukum bih(bihî): Bununla size ne güzel öğüt veriyor Allah.
innallâhe kâne semîan basîrâ(basîran): Muhakkak ki Allah işiten ve görendir.

Nisâ 58'de "Allah işiten ve görendir." diyor Allahû Tealâ.

"innallâhe kâne semîan basîrâ (basîran): Muhakkak ki Allah işiten ve görendir."

Ama aynı âyetin eğer istenirse o tarafa da çekilmesi mümkün. Zahiri alem için de bunun değerlendirilmesi söz konusu olabilir. O zaman Allahû Tealâ’nın, “Emanetleri ehillerine, sahiplerine verin.” diye bir ifade kullanması lazımdı. Kullanmamış ama gene böyle bir değerlendirme de yapılabilir.

Kur’ân’ı Kerim’in lafzı ve ruhu ayrı ayrı şeylerdir. Böyle bir hükme de varmak mümkündür. Sadece bir bakıma almak da eksikliği ifade eder. Hem o konuyu işlemiş Allahû Tealâ bir âyetle, hem de diğerini işlemiştir. Allahû Tealâ emanetlerin sahiplerine iadesini hem zahiri planda, hem de manevi planda Allah’a iadesini emrediyor. İkisi de kullanılabilir. Diğer mânanın verilebilmesi için, “Emanetleri ehillerine verin manasına varılabilmesi.” için ikisinin de çoğul kullanılması  gerekirdi. “Emanetleri onların ehline.” diyor Allahû Tealâ.

Benzer konular