Nisâ-58’deki emre itaat ederek, ruhunu, vechini, nefsini ve iradesini Allah’a teslim edenler Enfâl-27’de belirtildiği gibi Allah ve Resûl’üne ve emanetlere ihanet etmeyenlerdir diyebilir miyiz?

Muhakkak ki Allah, emanetleri sahibine teslim etmenizi ve insanlar arasında hakemlik yaptığınız zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Muhakkak ki Allah, onunla (bununla) size ne güzel öğüt veriyor. Ve muhakkak ki Allah, en iyi işiten ve en iyi görendir.


innallâhe ye’murukum en tueddûl emânâti ilâ ehlihâ ve izâ hakemtum beynen nâsi en tahkumû bil adl(adli): Allah, emanetleri onların sahibine (ehline) iade etmenizi; tevdi etmenizi; teslim etmenizi emreder. Ve insanlar arasında hakemlik ettiğiniz zaman adaletle hükmedin hüküm verin.  
innallâhe niımmâ yeızukum bih(bihî): muhakkak ki Allah, bununla size ne güzel ni’met veriyor.
innallâhe kâne semîan basîrâ(basîran): ve muhakkak ki Allah, işiten ve görendir.

Nisâ-58’deki emre itaat ederek, ruhunu, vechini, nefsini ve iradesini Allah’a teslim edenler Enfâl-27’de belirtildiği gibi Allah ve Resûl’üne ve emanetlere ihanet etmeyenlerdir diyebilir miyiz?

Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler), Allah’a ve Resûl’üne ihanet etmeyin! Ve siz, kendi emanetlerinize de bile bile ihanet etmiş olursunuz.


“Ey âmenû olanlar! Allah'a ve Resûl'üne ihanet etmeyin! Ve siz ihanet ederseniz Allah'a ve Resûl'üne, kendi emanetlerinize de bile bile ihanet etmiş olursunuz.”

Aslında hepsi birer emanet; ruhumuz da nefsimiz de vechimiz de irademiz de. Hepsi birer emanettir. İrademizin emanet oluşunda bir farklılık var. Bize göre bu, bizim misakımız. Ama Allah’a göre Allah'ın bize ahd verdirdiği, bizden aldığı ahd. Yani Allah'ın ahdine itaat olduğu için Allah’a göre “ahd” adını alıyor. Allah'ın cephesinden ahd, bizim cephemizden misak. Evet, Nisâ-58’deki emre itaat ederek, ruhunu, vechini, nefsini ve iradesini Allah’a teslim edenler, Enfâl-27’de belirtildiği gibi Allah ve Resûl’üne ve emanetlere ihanet etmeyenlerdir.