Namazımı kılıyorum, orucumu tutuyorum, Kur’ân-ı Kerim’i okuyorum. Bunun dışında mürşide tâbiiyet bize ne sağlayacaktır? Bir kişi hangi amacı, hangi hedefi için mürşide bağlanır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » Namazımı kılıyorum, orucumu tutuyorum, Kur’ân-ı Kerim’i okuyorum. Bunun dışında mürşide tâbiiyet bize ne sağlayacaktır? Bir kişi hangi amacı, hangi hedefi için mürşide bağlanır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Namazımı kılıyorum, orucumu tutuyorum, Kur’ân-ı Kerim’i okuyorum. Bunun dışında mürşide tâbiiyet bize ne sağlayacaktır? Bir kişi hangi amacı, hangi hedefi için mürşide bağlanır?

Bir kişi, dîninin ne olduğunu evvelâ öğrenmek mecburiyetindedir. Dîni İslâm dînidir. Dînimizin adı İslâm dînidir. İslâm dîni yani Allah’a teslim dîni… Bir insanın mutluluğunu artıran şey, nefsinin kalbindeki afetleri temizledikçe gerçekleşir.

Sevgili kardeşlerim! Ne ka(dar) köfte, o ka(dar) ekmek! Nefsinizin kalbindeki afetleri ne kadar temizleyebilirseniz, yüzde ne kadar temizleyebilirseniz, mutluluğunuz o yüzdede artar. Hepiniz için mutluluk kesin bir şekilde elde edilebilir bir muhteva taşır. Bu muhtevayı gerçekleştirebilmek mutlaka mürşide ulaşmayı gerektirir. Hiç kimsenin ruhu, mürşidine tâbî olmadan vücudunu terk ederek Allah’a doğru yola çıkmaz ve kişi bu sebeple ermiş evliya olamaz. Bütün insanların ermiş evliya olabilmeleri ruhlarının vücuttan ayrılarak 7-8 aylık bir devre içinde 7 tane gök katını aşıp, 7. gök katında 7 tane âlemden geçip, oradan Sidretül Münteha’ya ulaşmasıyla, oradan da Allah’ın Zatı’na ulaşmasıyla gerçekleşir.

Sevgili kardeşlerim! Ermiş sözüne dikkatle bakın. Ermiş, bir şeylere ermiş demek.

• Nereye ermiş? Allah’a ermiş.
• Nesi, ermiş? İlk erdiği şey, ermiş olmanın temeli ruhun Allah’a ulaşmasıyla gerçekleşir.

İşte sevgili kardeşlerim, bütün insanlar için Allahû Tealâ bunu farz kılıyor. Ruhunuzu Allah’a ulaştırmakla hepiniz vazifelisiniz. Böylece Allahû Tealâ’ya karşı olan görevinizi gerçekleştirmiş olmazsınız sadece; mutluluğu da artan boyutlarda yaşarsınız. Hani bir söz var; “Ne kadar köfte, o kadar ekmek!” diye. Sevgili kardeşlerim! Nefsinizin kalbindeki hasletlerin yüzdesi neyse, yüzde o kadar mutlu olabilirsiniz. Afetlerin yüzdesi neyse, o kadar mutsuz olursunuz. Allah'a ulaşmayı dilemeyen bir insan nefsinin kalbi %100 afetlerle dolu olan bir insandır ve de mutlu olamaz sevgili kardeşlerim! Mutlu olması mümkün değildir.

Allahû Tealâ mutluluğun anahtarlarını vermiş. Tevrat’a koymuş aynı şeyleri; Hz. Musa’ya. Sonra Hz. İsa’ya, İncil’e koymuş aynı kanunları. Sonra Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz’e koymuş aynı kanunları. Hepimiz ayrı ayrı dînlerin mevcut olduğunu zannederiz. Musevilik diye bir dîn, hristiyanlık diye bir dîn, müslümanlık diye bir dîn; üç tane ayrı dîn var.

Sevgili kardeşlerim! Eğer Tevrat’ı, İncil’i ve Kur’ân-ı Kerim’i bizim gözümüzle incelerseniz âyetleri veririz size. Göreceksiniz ki; 7 safha ve 4 tane teslim Tevrat’ın da İncil’in de Kur’ân-ı Kerim’in de esasını teşkil ediyor. Aradan geçen yüzlerce sene sebebiyle ritüellerde yani merasimlerde değişiklikler oluşmuş. Meselâ museviler ve hristiyanlar bizim gibi, bizim standartlarda namaz kılmıyorlar. Ama onların da kendilerine has çok ibadetleri var.

Sevgili kardeşlerim! Onlarla konuştuğumuz zaman, 7 safha ve 4 teslimi onların kitaplarından kendilerine anlattığımız zaman, bugüne kadar hiçbirisi bize “hayır” demedi. Âyetleri verdik. Baktılar ki; kendi kitaplarında da aynı şeyler mevcut. O zaman tek bir Allah’ın olduğu, Hz. Musa’nın da Hz. İsa’nın da Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz’in de nebî olduğu vakıasıyla karşı karşıya kaldılar. Bizimle konuşana kadar diğer iki dînin sahiplerine negatif gözlerle bakan o insanlar, artık negatif gözlerle bakmıyorlar sevgili kardeşlerim, bizi dinledikten sonra. Allahû Tealâ’nın dîninin aynı esasları kavradığını, 7 safha ve 4 teslimden oluştuğunu artık öğrendiler.

• Allah'a ulaşmayı dilemek
• Mürşide tâbiiyet
• Ruhun Allah’a ulaşması; 1. teslim.
• Fizik bedenin teslimi; 2. teslim.
• Nefsin teslimi; 3. teslim.
• Muhlis olmak
• İradeyi Allah’a teslim etmek; 4. teslim.

• Ruhun,
• Vechin,
• Nefsin ve
• İradenin Allah’a teslimi.

İşte 3 kitaplı dînde de âyetleri birer birer tespit ettik ve konferanslarda musevilere de hristiyanlara da en güzel şekilde bunu anlatmaya çalıştık. ‘Ayrı ayrı dînlerin sahibi olmadığımızı, onların dînlerinde de 7 safha ve 4 teslimin şu, şu âyetlerde mevcut olduğunu’ hepsine birer birer anlattık sevgili kardeşlerim, konferanslarla. Ne oldu? Herşey çok güzel oldu. Baştan belki ihtimal bile veremeyen birçok insan olmuştur. Ama şimdiye kadar hiç kimse de sözlerimize sağlam bir lisanla itiraz edemedi. Çünkü söylediklerimiz hepsi Kur’ân âyetlerine, İncil âyetlerine ve Tevrat âyetlerine bağlıydı. Özellikle 7 safha ve 4 teslim, bundan önem kazanıyor. O 7 safha ve 4 teslimi hepiniz öğrenmelisiniz sevgili kardeşlerim! Tevrat’ta da İncil’de de Kur’ân-ı Kerim’de de ve yabancılarla konuştuğunuz zaman onlara kendi kitaplarında da aynı şeylerin var olduğunu, ruhlarını da fizik bendelerini de nefslerini de iradelerini de Allah’a teslim etmekle mükellef olduklarını anlatmak mecburiyetindeyiz.

İşte sevgili kardeşlerim, dünya sulhu bu hedeflere dayalı olarak yücelecektir ve bir gün bunu başardığımızı göreceğiz inşaallah. Allah hepinizden razı olsun.

Benzer konular