Namaz kılmak, ibadet yapmak Allah'a ulaşmayı dilemek midir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Fena Makamı (1. teslim: ruh teslimi) » Namaz kılmak, ibadet yapmak Allah'a ulaşmayı dilemek midir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Namaz kılmak, ibadet yapmak Allah'a ulaşmayı dilemek midir?

Hayır, değildir. İbadet konunun bir bölümüdür.

Teslim, konunun diğer bölümüdür. Bütün insanlar ruhlarını da fizik bedenlerini de nefslerini de iradelerini de Allah’a teslim etmekle mükelleftirler. Allahû Tealâ bunu bütün insanlara farz kılmış:

• Ruhun,
• Vechin,
• Nefsin ve
• İradenin Allah’a teslimi.

Vech dediğimiz zaman fizik vücudumuzu kastediyoruz. Ruhun, fizik vücudumuzun, nefsimizin ve irademizin Allah’a teslimi… İslâm dîni teslim dînidir ve bu 4 teslim Allahû Tealâ tarafından farz kılınmıştır.

Ama bunlar gerçekleşmezse insan cennete girmez mi? Daha Allah'a ulaşmayı dilediği anda Allahû Tealâ o kişiyi 1. kat cennete lâyık görüyor sevgili kardeşlerim! Bir tek dilek: “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Ne olur! Benim de ruhumu Sana ulaştır.”

Şimdi diyelim ki, iki kişi var. İkisi de aynı şeyi söylüyor: “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Ne olur! Benim de ruhumu Sana ulaştır.” Bu iki kişiden birinde hiçbir değişiklik yok. Dilemiş ama eski tas, eski hamam… Ötekisine Allahû Tealâ mürşid sevgisi veriyor. O zaman, o kişi hacet namazını kılıyor. Mürşidini soruyor Allahû Tealâ’dan. Allah ona mutlaka mürşidini gösteriyor. Kişi gidiyor, o mürşide ulaşıyor, tâbî oluyor. Tâbî olduğu zaman ölse, 2. kat cennetin sahibi olarak ölüyor bu kişi. Yaşarsa mutlaka Allahû Tealâ o kişiye hedefleri birer birer gösteriyor. Ne oldu bu kişi?

Allah'a ulaşmayı diledi, 1. kat cennetin sahibi. Mürşidine tâbî oldu, 2. kat cennetin sahibi ve ruhu vücudundan ayrıldı. Bu ruh 7-8 aylık bir devrede mutlaka Allah’ın Zatı’na ulaşacaktır. Başlangıçtaki sağlam temel söz konusuysa mutlaka bu kişi 7-8 aylık bir devre zarfında ruhunu Allah’a ulaştırır. Allah ona o konuda sevgiyi verir. Namazlarını kılar, zikirlerini yapar ve bu hedefe Allahû Tealâ mutlaka onu ulaştırır. Çünkü açık ve kesin bir sözü var Allahû Tealâ’nın:

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


“Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor Allahû Tealâ.

 İfadeye dikkat edin. “O, Bana ulaşır.” demiyor. “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” Yani Allahû Tealâ, bunu üzerine vazife olarak almış. Öyleyse Allah, kâinatın sahibi olan Allah, her şeyin sahibi olan Allah bunu üzerine almışsa, gerçekleştirmemesi mümkün olabilir mi sevgili kardeşlerim? Hiçbir zaman böyle bir şey düşünülemez bile. Allah verdiği sözü mutlak olarak gerçekleştirir ve o kişinin ruhunu mutlaka dünya hayatını yaşarken Kendisine ulaştırır.

İşte sevgili kardeşlerimiz! Bütün insanlar için bu ruhun Allah’a ulaşması, fizik vücudun Allah’a teslimi, nefsin teslimi, iradenin teslimi; hepsi farzdır. Ama bu farzların hepsini yerine getirmeyen cehenneme mi girer? Hayır. Bir kişi daha Allah'a ulaşmayı dilediği an 1. kat cennetin sahibi olmuştur. Yaşarsa, Allah ona mürşid sevgisi verecektir. Bu kişi tâbî olacaktır, 2. kat cennetin sahibidir. Tâbiiyetle beraber ruhu vücudundan ayrılacak, 7-8 aylık bir devrede ruhu mutlaka Allah’â, Allah tarafından ulaştırılacaktır. Bu kişi ermiş evliya olacaktır; ruhu Allah’a ermiş. Buraya kadar olan kesim Allahû Tealâ tarafından garanti ediliyor.

İfade aynen şöyle: “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor Allahû Tealâ. Bunun mânâsı bütün insanlar için 3. kat cennete kadar olan cennetler açıktır. Herkes buraya ulaşabilir. Ondan sonra bir kişinin ruhundan sonra fizik vücudunu Allah’a teslim etmesi lâzım. Ondan sonra nefsini teslim etmesi lâzım. Ondan sonra muhlis olması lâzım. Ondan sonra iradesini de Allah’a teslim etmesi lâzım. Bunların her birisi bir yeni kat, bir yeni cennet katına ulaşmasını sağlar. 4, 5, 6 ve 7. kat cennetler…

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ cennetlerini kurmuş ve hepinizi oraya bekliyor. Sizler sadece Allah'a ulaşmayı dilemediniz; bize tâbî olan kardeşlerimiz. Hepiniz Allah’tan sordunuz mürşidinizi. Biz gösterildik. Bize ulaştınız. Tâbiiyetinizi gerçekleştirdiniz. Ruhunuz da vücudunuzdan ayrıldı. Allah’a doğru yola çıktı. Kimin bu noktadan itibaren 7-8 aylık bir devresi geçmişse, o kişinin ruhu mutlaka Allahû Tealâ tarafından Kendisine ulaştırılmıştır. Niçin böyle söylüyoruz? Çünkü Allahû Tealâ diyor ki: “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.”  

Bu garantidir sevgili kardeşlerim! Allah söz vermiş. Sözünü yerine getirmemesi hiçbir şekilde mümkün değildir. Bütün insanlar ermiş evliya olabilir. Yeter ki Allah'a ulaşmayı dilesinler. Allah mürşidlerini göstersin. O mürşide tâbî olsunlar. Tâbî olduklarının 7-8 aylık bir devresinin sonunda, mutlaka o kişinin ruhunu Allah Kendisine ulaştırır.

Allah razı olsun.

Benzer konular