Mearic 32 ve 33. âyetlerini açıklar mısınız? Bu âyet-i kerimelerin En’âm 152, Ra’d 21 ve Nisâ 58. âyet-i kerimeleriyle arasındaki bağlantılarını açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Yemin, Misak ve Ahd » Mearic 32 ve 33. âyetlerini açıklar mısınız? Bu âyet-i kerimelerin En’âm 152, Ra’d 21 ve Nisâ 58. âyet-i kerimeleriyle arasındaki bağlantılarını açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Mearic 32 ve 33. âyetlerini açıklar mısınız? Bu âyet-i kerimelerin En’âm 152, Ra’d 21 ve Nisâ 58. âyet-i kerimeleriyle arasındaki bağlantılarını açıklar mısınız?

Mearic 32:

70/MEÂRİC-32: Vellezîne hum li emânâtihim ve ahdihim râûn(râûne).
Ve onlar emanetlerine ve ahdlerine riayet edenlerdir.


“Onlar ki emanetin iadesine, ahdlerine (emanetlerine ve ahdlerine) riayet ederler.”

Emanetlerin teslimi, ahdlerin yerine getirilmesidir.

Ve Mearic 33:

70/MEÂRİC-33: Vellezîne hum bi şehâdâtihim kâimûn(kâimûne).
Ve onlar, şahitliklerinde kaim olanlardır (şahitliğe devam edenler).


“Şahitliklerinde de kaim olanlardır. Israr edenlerdir, o istikamette kalanlardır.”

En’âm 152:

6/EN'ÂM-152: Ve lâ takrabû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddehu, ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ve izâ kultum fa’dilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).
Yetimin malına, o en kuvvetli çağına gelinceye kadar, en güzel şekliyle olmadıkça yaklaşmayın. Ölçü ve tartıyı adaletle yerine getirin. Kimseyi gücünün dışında (bir şey ile) sorumlu tutmayız. Söylediğiniz zaman, yakınınız olsa bile, artık adaletle söyleyin. Allah’ın ahdini yerine getirin (ifa edin). Böylece tezekkür edersiniz diye, (Allah) işte böyle, size onunla vasiyet (emir) etti.


“ve bi ahdillâhi evfû: Ve Allah'ın ahdini yerine getirin.” diyor.

Ötekileri zaten biraz evvel okumuştuk. Buradaki olay bu: “Allah'ın ahdini ifa edin.”

zâlikum vassâkum bihî: İşte Allah'ın size olan vasiyeti budur.
leallekum tezekkerûn(tezekkerûne): Umulur ki tezekkür edersiniz.

Emanetin ve ahdin yerine getirilmesiyle En’âm 152’deki “ve bi ahdillâhi evfû” ifadesi, birbirinin aynıdır. Emanetlerine riayet etmek; ruhunu, vechini, nefsini ve iradesini onun sahibi olan Allah'a teslim etmesi demektir kişinin. En’âm 152’de de “ve bi ahdillâhi evfû” deyince aynı olaylar var; ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah'a teslimi.

Ra’d 21’e bakıyoruz:

13/RA'D-21: Vellezîne yasılûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve yahşevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb(hisâbi).
Ve onlar Allah’ın (ölümden evvel), Allah’a ulaştırılmasını emrettiği şeyi (ruhlarını), O’na (Allah’a) ulaştırırlar. Ve Rab’lerine karşı huşû duyarlar ve kötü hesaptan (cehenneme girmekten) korkarlar.


“Onlar, Allah'ın Allah'a ulaştırmasını emrettiği şeyi Allah'a ulaştırırlar. Ve Rablerine karşı huşû duyarlar ve kötü hesaptan korkarlar.”

Ra’d 21 de Allahû Tealâ ruhun Allah'a ulaşmasından bahsediyor ama En’âm 152’de ruhun da vechin de nefsin de iradenin de Allah'a teslimi söz konusu. Eğer Ra’d 21 değil de Ra’d 20’yi alsaydı, o zaman En’âm 152 ile tam bir paralele girecekti olay. En’âm 152’yle Ra’d-20 tam olarak birbirinin aynıdır çünkü.

 Ra’d 20’de Allahû Tealâ diyor ki:

13/RA'D-20: Ellezîne yûfûne bi ahdillâhi ve lâ yenkudûnel misâk(misâka).
Onlar, Allah’ın ahdini ifa ederler (ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah’a teslim ederler). Ve misaklerini (diğer teslimlerle birlikte iradelerini de Allah’a teslim edeceklerine dair misaklerini) bozmazlar.


ellezîne yûfûne bi ahdillâhi ve lâ yenkudûnel misâk(misâka): Onlar, Allah'ın ahdini ifa ederler.

En’âm 152’de: “Allah'ın ahdini ifa edin.” diyor Allahû Tealâ. “Onlar, Allah'ın ahdini ifa ederler.” Burada açık ve kesin bir sonuçla karşı karşıyayız. Allah'ın ahdini ifa etmek söz konusu. Bu Allah'ın ahdinin ifa edilmesi; ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah'a teslimidir. Ama Ra’d 21’de Allah'ın emrettiği şeyi; ruhu O’na teslim etmek söz konusu.

Nisâ 58:

4/NİSÂ-58: İnnallâhe ye’murukum en tueddûl emânâti ilâ ehlihâ ve izâ hakemtum beynen nâsi en tahkumû bil adl(adli). İnnallâhe niımmâ yeızukum bihî. İnnallâhe kâne semîan basîrâ(basîran).
Muhakkak ki Allah, emanetleri sahibine teslim etmenizi ve insanlar arasında hakemlik yaptığınız zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Muhakkak ki Allah, onunla (bununla) size ne güzel öğüt veriyor. Ve muhakkak ki Allah, en iyi işiten ve en iyi görendir.


innallâhe ye’murukum en tueddûl emânâti ilâ ehlihâ: Allah, emanetleri onların sahibine teslim etmenizi emreder.

Ve bundan sonraki kesim:

ve izâ hakemtum beynen nâsi en tahkumû bil adl(adli): Hakemlik yaptığınız zaman nas arasında (insanlar arasında) adaletle davranın.
innallâhe niımmâ yeızukum bih(bihî): Allahû Tealâ bununla size ne güzel öğüt veriyor;  nimet veriyor.
innallâhe kâne semîan basîrâ(basîran): Muhakkak ki Allah işiten ve görendir.

Burada Mearic 32’de Allahû Tealâ “emanetlere ve ahdlerine riayet edenler” demekle bütünü almış. Mearic 33’de şahitliklerinde kaim olanlar; Allahû Teâlâ’nın Zat’ını görmüşler bu insanlar; 4 teslimlerini gerçekleştirmişler. En’âm 152’de gene “ve bi ahdillâhi evfû.” var. 4 teslimin gerçekleştirilmesi ama Ra’d 21’de bu olay yok, yalnız ruhun teslimi var. Nisâ 58’de gene 4 teslim var. Sadece Ra’d 21’de bir eksiklik var.

Benzer konular