En’âm Suresi 87 ve 88. âyetlerini açıklar mısınız? Bu âyetlere ve Ra'd 27'ye dayanarak Allah’a yönelenlerin Sıratı Mustakîm'le hidayete erdirildiğini söyleyebilir miyiz?

En’âm Suresi 87 ve 88. âyetlerini açıklar mısınız? Bu âyette Allahû Tealâ “Kullarından dilediğini onunla Sıratı Mustakîm’e, Sıratı Mustakîmle de hidayete erdirir.” buyuruyor. Rad 27’de ise: “O’na yönelen (Allah’a ulaşmayı dileyen) kimseyi Kendisine ulaştırır. Hidayete erdirir” buyuruyor. Bu âyete dayanarak Allah’a yönelenlerin Sıratı Mustakîmle hidayete erdirildiğini söyleyebilir miyiz?

En’âm 87'de diyor ki Allahû Tealâ:

6/EN'ÂM-87: Ve min âbâihim ve zurriyyâtihim ve ihvânihim, vectebeynâhum ve hedeynâhum ilâ sırâtın mustekîm(mustekîmin).

Ve onların babalarından, zürriyetlerinden (nesillerinden) ve kardeşlerinden onları seçtik. Ve onları Sıratı Mustakîm'e (Allah'a ruhu ulaştıran yola) hidayet ettik (ulaştırdık).

Dikkat edin! Sevgili kardeşlerim bu 2. basamaktaki seçilmeden sonraki Sıratı Mustakîm’dir. Yani 1. sebîldir. İşareti “Onları seçeriz ve Sıratı Mustakîm’e ulaştırırız.” ifadesi. İşte seçildiğimiz yer Allah’ın rızasına ulaştığımız yer 2. basamak. Seçiliyoruz, ondan sonra 3. basamaktan 7. basamağa kadar olan devredeyiz. Burası seçildikten sonraki 1. sebîl. 1. sebîl olduğunu ifade eden daha açık bir ifade de var:

6/EN'ÂM-88: Zâlike hudallâhi yehdî bihî men yeşâu min ibâdihî, ve lev eşrakû le habita anhum mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

İşte bu Allah’ın hidayetidir. Kullarından dilediğini onunla hidayete erdirir. Ve eğer şirk koşsalardı, elbette yapmış oldukları şeyler heba olurdu (boşa giderdi).

zâlike hudallâhi yehdî bihî men yeşâu min ıbâdih(ıbâdihî): Kullarından dilediğini onunla hidayete erdirir.
ve lev eşrekû le habita anhum mâ kânû ya’melûn(ya’melûne): Ve eğer şirk koşsalardı, elbette yapmış oldukları şeyler heba olurdu (boşa giderdi).

En’âm Suresinin 88. âyet-i kerimesi bu kişilerin şirkten de kurtulduğunu söylüyor. Hem şirk açısından meseleyi alırsak Allah’a ulaşmayı dileyen kişiyi ifade ettiğini görüyoruz. Bu âyetin yani 1. sebîli işaret ettiğini görüyoruz. Hem de seçilmeleri sebebiyle, seçilmeden sonraki Sıratı Mustakîm, gene 1. Sıratı Mustakîm’dir ya da 1. sebîldir. Burada hidayete ermek değil söz konusu olan şey, hidayet üzere olmak. “Onları seçer ve hidayet üzere kılarız.” diyor Allahû Tealâ. “Sıratı Mustakîm’e onları ulaştırırız.” diyor. Bu Sıratı Mustakîm 1. Sıratı Mustakîm.

Şimdi Ra'd 27’ye geliyoruz:

13/RA'D-27: Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbihi, kul innallâhe yudillu men yeşâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe).

Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve O’na yönelen kimseyi Kendine ulaştırır (hidayete erdirir).”

ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi): Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı?” derler.
kul innallâhe yudillu men yeşâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe): De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve O’na yönelen kimseyi Kendine ulaştırır (hidayete erdirir).

Ra'd Suresinin 27. âyet-i kerimesi:

Allah, dilediğini dalâlette bırakır. Kimdir dalâlette bıraktığı? Allah’a ulaşmayı dilemeyenler. Yani seçilmiştir kişi. Allah’a ulaşmayı dilememiştir. O dalâlette kalmaya mahkûmdur. Seçilmemiştir. Gene Allah’a ulaşmayı dilememiştir. Gene dalâlette kalmaya mahkûmdur. Ama "Enâb olan kişiyi, Allah’a ulaşmayı dileyen kişiyi Kendisine ulaştırır." diyor Allahû Tealâ.

Ra'd 27’ye dayanarak Allah’a yönelenlerin Sıratı Mustakîmle hidayete erdirildiğini söyleyebilir miyiz?

En’âm 87 ve 88 1. Sıratı Mustakîm’i ifade ediyor. Ra'd 27 ise Allah’a ulaştıran 3. Sıratı Mustakîm’i ifade ediyor. Birbirinden farklı iki tane faktör sevgili kardeşlerim.