Yûnus Suresinin 45. âyet-i kerimesini açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Yûnus Suresinin 45. âyet-i kerimesini açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Yûnus Suresinin 45. âyet-i kerimesini açıklar mısınız?

Yûnus Suresinin 45. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ şöyle söylüyor:
 
10/YÛNUS-45: Ve yevme yahşuruhum keen lem yelbesû illâ sâaten minen nehâri yeteârafûne beynehum, kad hasirallezîne kezzebû bi likâillâhi ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne).
Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek). Birbirlerini tanıyacaklar (aralarında tanışacaklar). Allah’a mülâki olmayı (Allah’a ölmeden önce ulaşmayı) yalanlayanlar, hüsrandadır (nefslerini hüsrana düşürdüler). Ve hidayete eren kimseler olmadılar (ruhlarını ölmeden evvel Allah’a ulaştıramadılar).


“ve yevme yahşuruhum keen lem yelbesû illâ sâaten minen nehâri yete ârefûne beynehum, kad hasirellezîne kezzebû bi likâillâhi ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne): ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek) ve birbirlerini tanıyacaklar (aralarında tanışacaklar). Allah'a mülâki olmayı (Allah'a ölmeden önce ulaşmayı) yalanlayanlar, hüsrana düştüler (nefslerini hüsrana düşürdüler) ve hidayete eren kimseler olmadılar (ruhlarını ölmeden evvel Allah'a ulaştırmadılar).

Kim Allah’a ulaşmayı dilemez ise ne olur? O kişinin gideceği yer mutlaka cehennemdir. Gayet, Yûnus Suresinin 45. âyet-i kerimesi başka âyetlerden faydalanmamıza gerek kalmadan doğrudan doğruya söylüyor; Allah’a ulaşmayı dilemeyenler hüsrana düştüler ve hidayete erenler olmadılar, eğer Allah’a ulaşmayı dileselerdi hidayete ereceklerdi. Âyet, hidayetin Allah’a ulaşmayı dilemenin arkasından tahakkuk ettiğini kesinleştiriyor. Mü’minun Suresinin 103. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ hüsranda olanları söylüyor:

23/MU'MİNÛN-103: Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum fî cehenneme hâlidûn(hâlidûne).
Ve kimin mizanı (sevap tartıları) hafif gelirse, işte onlar, nefslerini hüsrana düşürenlerdir. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacak olanlardır.


“Kimin günahları sevaplarından fazla ise onlar hüsranda olanlardır, gidecekleri yer cehennemdir. Ebediyyen cehennemde kalacaklardır.” diyor.

Burada da “Allah’a ruhlarını ulaştırmayı dilemeyenler, onlar hüsrana düştüler.” diyor, Âmenû olmayanlar, Allah’a ulaşmayı dilemeyenler, hüsrana düştüler. Bu âyetle Yûnus-7 ve 8 birbirlerini tamamlıyorlar. Ne diyordu Allahû Tealâ?

10/YÛNUS-7: İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatmeennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne).
Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır.

10/YÛNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).
İşte onların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer ateştir (cehennemdir).


Diyor ki Allahû Tealâ: “Onlar, Bize mülâki olmayı, ruhlarını ölmeden evvel ulaştırmayı dilemezler. Dünya hayatından razıdırlar ve dünya hayatı ile doyuma ulaşırlar ve onlar bizim âyetlerimizden gâfil olanlardır. Onların gidecekleri yer kazandıkları dereceler itibariyle ateştir.”

İşte burada da Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin hüsranda olanlar olduğunu söylüyor Allahû Tealâ. Kazandıkları dereceler itibariyle gidecekleri yerin ateş olduğunu yani kaybettikleri derecelerin kazandıkları dereceklerden fazla olduğunu söylüyor. Öyleyse Yûnus-45’teki işaret daha net olarak geliyor. Allah’a ulaşmayı dilemeyenler nefslerini hüsrana düşürdüler yani günahları sevaplarından daha fazla, gidecekleri yer cehennem.

Benzer konular