Bakara 6 ve Fatır 18’e göre gaybte rahmana huşu duyanlar, Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir, diyebilir miyiz? Allah’a ulaşmayı dilemeden huşu sahibi olunmayacağına göre, günümüz İslâm tatbikatında huşunun kaldırıldığını söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Nefs Tezkiyesi » Bakara 6 ve Fatır 18’e göre gaybte rahmana huşu duyanlar, Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir, diyebilir miyiz? Allah’a ulaşmayı dilemeden huşu sahibi olunmayacağına göre, günümüz İslâm tatbikatında huşunun kaldırıldığını söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bakara 6 ve Fatır 18’e göre gaybte rahmana huşu duyanlar, Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir, diyebilir miyiz? Allah’a ulaşmayı dilemeden huşu sahibi olunmayacağına göre, günümüz İslâm tatbikatında huşunun kaldırıldığını söyleyebilir miyiz?

Allahû Tealâ Bakara Suresinin 6. âyet-i kerimesinde: “Onlar muhakkak ki kafirdirler, onları ikaz etsen de etmesen de onlar için eşittir, birdir. İman etmezler” buyuruyor. Fatır 18’de ise “ Muhakkak ki, sen ancak  Rablerine gaybda huşu duyanlar ve  namaz kılanları uyarırsın” buyuruyor. Gaybda rahmana huşu duyanlar, Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir, diyebilir miyiz? Peygamberimiz (S.A.V): “Ümmetimin içinde ilk kaldırılacak şey, huşudur. Son kaldırılacak şey, namazdır.” buyuruyor. Allah’a ulaşmayı dilemeden huşu sahibi olunmayacağına göre, günümüz İslâm tatbikatında huşunun kaldırıldığını söyleyebilir miyiz?
Bakara 6'ya bakıyoruz:

2/BAKARA-6: İnnellezîne keferû sevâun aleyhim e enzertehum em lem tunzirhum lâ yu’minûn(yu’minûne).
Onlar muhakkak ki kâfirdirler. Onları ikaz etsen de etmesen de onlar için eşittir (birdir), mü’min olmazlar.


“Onlar muhakkak ki kafirdirler, onlar için sen onları uyarsanda uyarmasanda, nezretsende etmesende, inzar etsende etmesende, onlar için eşittir, müsavidir. Onlar mü'min olmazlar." diyor Allahû Tealâ.

Fatır 18:

35/FÂTIR-18: Ve lâ tezirû vâziratun vizra uhrâ, ve in ted’u muskaletun ilâ himlihâ lâ yuhmel minhu şey’un ve lev kâne zâ kurbâ, innemâ tunzirullezîne yahşevne rabbehum bil gaybi ve ekâmûs salât(salâte), ve men tezekkâ fe innemâ yetezekkâ li nefsihî, ve ilâllâhil masîr(masîru).
Ve yük taşıyan birisi (bir günahkâr) başka birinin yükünü (günahını) yüklenmez. Eğer ağır yüklü kimse, onu (günahlarını) yüklenmeye (başkasını) çağırsa bile ondan hiçbir şey yükletilmez, onun yakını olsa dahi. Sen ancak gaybte Rabbine huşû duyanları ve namazı ikame edenleri uyarırsın. Ve kim tezkiye olursa (nefsini tezkiye ederse), o taktirde bunu sadece kendi nefsi için yapar. Ve dönüş (varış) Allah’adır (Nefs tezkiyesi ile ruh Allah’a döner, ulaşır).


ve lâ tezirû vâziratun vizra uhrâ: Hiç kimse başka birisinin günahını yüklenmez.
ve in ted’u muskaletun ilâ himlihâ lâ yuhmel minhu şey’un: Eğer başkasını çağırsa yükletilsin diye hiçbiri yüklenilmez. Hiç birşey yüklenmez.
ve lev kâne zâ kurbâ: Akrabası olsa bile.
innemâ tunzirullezîne yahşevne rabbehum: Muhakkak ki Sen Rabbine huşû duyanları inzar edersin. Gaybda Rablerine huşû duyanları inzar edersin, uyarırsın.
Ve namaz kılanları uyarırsın: ve ekâmûs salâh(salâte).
ve men tezekkâ fe innemâ yetezekkâ li nefsih(nefsihî): Ve kim nefsini tezkiye ederse, o zaman kendi nefsi için tezkiye eder.
ve ilâllâhil masîr(masîru): Ve Allah'a döner. Ruh Allah'a ulaşır.

Şimdi okuduk 2 âyeti de. Bakara 6'yı da, Fatır 18'de. Suallere dönüyoruz. Allahû Tealâ Bakara 6'da:

“Onlar muhakkak ki kafirdirler, onları ikaz etsende etmesende, onlar için eşittir. Mü'min olmazlar." buyuruyor.

Bir uyarılmayanlar var, bir de uyarılanlar var.

Gaibte rahmana huşu duyanlar, Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir, diyebilir miyiz?
 
Evet! huşû duyanlar, Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir. Allahû Tealâ burada iki âyet-i kerime’de       birbirinden farklı şeyler söylüyor. Ama Cabbar’ın suali şu;  Allah’a ulaşmadan huşû sahibi olunmayacağına göre, günümüz İslâm tatbikatında huşunun kaldırıldığını söyleyebilir miyiz?. Diyor. Söyleyebiliriz. Neye dayalı olarak söylüyoruz bunu; çünkü hiç kimse Allah’a ulaşmayı dilemiyor. Allah’a ulaşmayı dilemek kaldırıldığı cihetle, birinci huşû kaldırılmıştır. İlk huşu, Allah’a ulaşmayı dilediğimiz zaman oluşur. Huşû sahipleri kimlerdir? Allahû Tealâ Bakara 45’te veriyor:  

2/BAKARA-45: Vesteînû bis sabri ves salât(salâti), ve innehâ le kebîratun illâ alâl hâşiîn(hâşiîne).
(Allah’tan) sabırla ve namazla istiane (özel yardım) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazı ile Allah’a ulaştıracak mürşidini sormak), huşû sahibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir.


Ama neden hariç. Hariç oldukları şey ne? Huşû sahipleri hacet namazı kıldıkları zaman Allahû Tealâ mutlaka onlara mürşidlerini gösterecektir. Ama huşû sahibi olmayanlar için çok zor bir iştir bu!. Onlar hep Allah’tan talep ederler, ederler mürşidimizi görelim diye, ama Allahû Tealâ onlara mürşidlerini göstermez. Neden göstermez? İradeleri yetersiz. Allah’a ulaşmayı dilemiyor iradeler. Bir İrade Allahû Tealâ’ya ulaşmayı dilemedikçe Allahû Tealâ o kişiye yardım elini uzatmaz. Onu kendisine ulaştırmaz. Ulaştırması için mutlaka o kişinin Allah’a ulaşmayı dilemesi, yani Allah’a yönelmesi gerekir. İşte bugün artık insanlar Allah’a ulaşmayı dilemediklerine göre, bu tamamen İslâm’i tatbikattan kaldırıldığı cihetle, artık insanlar huşû sahibi değiller. Nerden biliyoruz? Bakınız ne diyor Allahû Tealâ; "illâ alel hâşiîn" dedikten sonra; ama huşû sahipleri hariç. Yani onlar için zor değildir, Allah’tan mürşidlerini istemek.

2/BAKARA-46: Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne).
Onlar (o huşû sahipleri) ki, Rab’lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O’na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar.


“Onlar yakîn hasıl ederek inanırlar ki, Allah’a  mülâki olacaklardır. (Ruhlarını ölmeden evvel Allah’a ulaştıracaklardır). Kesin olarak inanırlar diyor, Allahû Tealâ. Sonra Ona rücu edeceklerine de inanırlar diyor. Yani, ruhlarının Allah’a tekrar rücu edeceklerine, ölümle beraber tekrar vücuda geri döndürüleceğini ve  geldikten sonrada tekrar Allah’ın katına geri döndürüleceğini, söylemiş oluyor Allahû Tealâ. Ona da inanırlar diyor, kesin şekilde.

Yani insan ruhunun Allah’a dönüşü iki defadır. Birisi, ölmeden evvel bu dünya hayatını yaşarken ruhun Allah’a ulaşması. İkincisi, kişi öldükten sonra, ruhun Allah’ın katından gelip kişinin başının üzerine yerleşmesi. Azrail(as) veya onun ölüm melekleri tarafından tekrar Allah’a geri gönderilmesi. Şimdi bugünün insanları Allah’a ulaşmayı dilemediklerine göre ve huşû sahipleri Allah’a ulaşmayı dileyenler olduğuna göre, hatta buna kesin şekilde inananlar olduğuna göre, önce huşû kaldırılmıştır.


Benzer konular