Nisa-85:
4/NİSÂ-84: Fe kâtil fî sebîlillâh(sebîlillâhi), lâ tukellefu illâ nefseke ve harrıdıl mu’minîn(mu’minîne), asallâhu en yekuffe be’sellezîne keferû. Vallâhu eşeddu be’sen ve eşeddu tenkîlâ(tenkîlen).
Öyleyse Allah’ın yolunda cihad et.Sen kendi nefsinden başkası ile sorumlu tutulmazsın. Ve mü'minleri teşvik et. Umulur ki Allah, o kâfirlerin kuvvet ve saldırısını (üzerinizden) çeker. Ve Allah, güç olarak daha güçlü ve cezası daha şiddetlidir.
“Kim başkasına iyilikte yani hasenatta bulunursa, şefaat ederse (yardım ve aracılıkta) bulunursa ondan bir nasibi olur. Kim de kötülükte şefaat (yardım ve aracılıkta) bulunursa ona şerrden pay vardır. Ve Allah, herşeyi gözetip karşılığını verir.”
Nisa-85’deki şefaat; insanların birbirine yardımı. İnsanlar birbirine yardım edebilir. Onun da adı şefaattır (yardımdır).
Ama Zuhruf-86’daki şefaat günahların sevaba çevrilmesi. Bu sadece devrin imamına ait bir müessesedir.