Ra’d 18'de icabet etmeyenlerin gideceği yerin cehennem olma ihtimâli var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âyetler ve Sırları » Ra’d 18'de icabet etmeyenlerin gideceği yerin cehennem olma ihtimâli var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Ra’d 18'de icabet etmeyenlerin gideceği yerin cehennem olma ihtimâli var mıdır?

13/RA'D-18: Lillezînestecâbû li rabbihimul husnâ, vellezîne lem yestecibû lehu lev enne lehum mâ fîl ardı cemîan ve mislehu meahu leftedev bihî, ulâike lehum sûul hısâbi ve me’vâhum cehennem(cehennemu), ve bi’sel mihâd(mihâdu).
Rab’lerine (Rabbinin emrine) icabet edenler için en güzeli vardır. Ve O'na icabet etmeyenler, yeryüzünde olanların hepsi ve bir o kadarı daha onların olsa, onu mutlaka fidye olarak verirlerdi. İşte onlar; onlar için hesabın kötüsü var. Ve onların barınacağı yer, cehennem; ne kötü bir döşektir.


60/MUMTEHİNE-4: Kad kânet lekum usvetun hasenetun fî ibrâhîme vellezîne meahu, iz kâlû li kavmihim innâ buraâu minkum ve mimmâ ta’budûne min dûnillâhi kefernâ bikum, ve bedâ beynenâ ve beynekumul adâvetu vel bagdâu ebeden hattâ tu’minû billâhi vahdehû, illâ kavle ibrâhîme li ebîhi le estagfiranne leke ve mâ emliku leke minallâhi min şey’in, rabbenâ aleyke tevekkelnâ ve ileyke enebnâ ve ileykel masîr(masîru).
Hz. İbrâhîm ve onunla beraber olanlar sizin için güzel bir örnek olmuştur. Onlar kavimlerine şöyle demişlerdi: “Muhakkak ki biz, sizden ve sizin Allah’tan başka taptığınız şeylerden uzağız, sizi inkâr ediyoruz. Ve siz, Allah’ın tek oluşuna inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda ebediyyen düşmanlık ve öfke başladı.” Hz. İbrâhîm’in, babasına: “Senin için mutlaka istiğfar edeceğim (mağfiret dileyeceğim). (Ancak) Allah’tan sana gelecek bir şeyi önlemeye malik değilim, sözü (demesi) hariç. Rabbimiz, biz Sana tevekkül ettik. Ve Sana yöneldik. Ve masîr (varış, dönüş, ulaşma), Sana’dır.”


Bakıyoruz şimdi: “Hz. Îbrâhim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır. Hani kendi kavimlerine demişlerdi ki: biz sizlerden ve Allah’tan başkasına taptıklarınızdan gerçekten uzağız. Hz. İbrâhimle ve Hz. Îbrâhimin yanında olanlar, ona tâbî olanlar. Sizi tanımayıp înkâr ettik. Artık siz bizim için yoksunuz. Sizinle aramızda siz Allah’a bir olduğunu îmân edinceye kadar, tek bir Allah’a îmân edinceye kadar ebedî bir düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir. Ancak Îbrâhim’in babasına sana bağışlanma dileyeceğim ama Allah’tan gelecek herhangibir şeye karşı senin için gücüm yetmez demesi hariç. Ey Rabbimiz! Biz Sana tevekkûl ettik. Ve dönüşümüz Sana’dır.”

“ve ileyke ve enebnâ ve ileykel masîr.”

“enîybû” değil, “enebnâ” diyor, Allahû Tealâ. “Yöneldik (Sana ulaşmayı diledik). Sana güvendik (tevekkûl ettik). Ve Sana yöneldik (Sana ulaşmayı diledik). Ve dönüşümüz Sana’dır.”
 
Mumtehine-4’de bu olay var. Sonundaki bu sağlam ifade: “Biz Sana tevekkül ettik ve Sana ulaşmayı diledik ve dönüş Sana’dır).

Mumtehine-6:

60/MUMTEHİNE-6: Lekad kâne lekum fîhim usvetun hasenetun li men kâne yercûllâhe vel yevmel âhira ve men yetevelle fe innallâhe huvel ganiyyul hamîd(hamîdu).
Andolsun ki, sizin için onlarda Allah’ı (Allah’ın Zat’ına ulaşmayı) ve ahiret gününü dilemiş olan kimselere güzel örnek vardır. Ve kim dönerse, o taktirde muhakkak ki Allah, O; Ganî’dir, Hamîd’dir (hamdedilendir).


Allahû Tealâ diyor ki: Andolsun ki onlarda ahsen bir örnek vardır.”

Kimler için? Allah’a ulaşmayı, Allah’ı dileyenler de Allah’ı dileyenler için.

vel yevmel âhir (âhire): Ve Allah’a ulaşmayı dileyenler için.
yercû: Dileyen, dilemek.
(Allah’ı dileyenler.)
yevmel âhir: Allah’a ulaşmayı (yevmel âhir; Allah’a ulaşma günü).
(Allah’a ve Allah’a ulaşacakları günü dilemeyi.)
ve men yetevelle: Kim yüz çevirirse.
fe innellâhe huvel ganiyyul hamîd: Allah Ganiy’dir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Ve Hamid’dir (Kendisine hamd edilendir).

Öyleyse “Allah’ı ve Allah’a ulaşma gününü dileyenlere (Allah’ı dileyenler için) ve Allah’a ulaşma gününü dileyenler için ahsen bir örnek vardır.”

Bir evvelki âyet-i kerime ne diyordu? “Ey Rabbimiz! Biz Sana tevekkul ettik. Mutlaka ruhumuzu Sana ulaştıracağımıza inandık ve Sana yöneldik. Sana ulaşmayı mutlak olarak diledik. Tevekülle diledik. Ve dönüşümüz Sana’dır. Mutlaka Sana döneceğiz.”

Burada da “Allah’a ve ahiret gününe yani Allah’a ulaşma gününü dileyenlere güzel bir örnek vardır.” diyor.

Ve Ahzâb-21:

33/AHZÂB-21: Lekad kâne lekum fî resûlillâhi usvetun hasenetun limen kâne yercûllâhe vel yevmel âhıra ve zekerallâhe kesîrâ(kesîran).
Andolsun ki, sizin için ve Allah’a ve ahiret gününe (Allah’a ulaşma gününe) ulaşmayı dileyen ve Allah’ı çok zikredenler için, Allah’ın Resûl’ünde güzel bir örnek vardır.


“Andolsun ki Allah’ın Resûl’ünde sizin için hanginiz Allah’ı dilerse ve Allah’a ulaşma gününü dilerse; onlar için ve Allahû Tealâ’yı çok zikrederse onlar için Resûl’ünüzde ahsen bir örnek vardır.” diyor, Allahû Tealâ. Ahsen bir örnek.

Öyleyse bu Mumtehine-4’de de: “Onunla birlikte Hz. Îbrâhim ve Hz. Îbrâhim’le birlikte olanlarda size güzel bir (ahsen bir) örnek vardır.” diyor Allahû Tealâ.

“lekad kâne lekum fî resûlillâhi usvetun hasenetun.”

3 âyet-i kerimede de “güzel bir örnek” ifadesi var. Ve aynı konuda, Allah’a ruhun ulaşması konusunda.

Benzer konular