Yûnus Suresinin 57. âyet-i kerimesini bizlere açıklar mısınız? Bu âyet-i kerimenin Ra’d Suresinin 14. âyet-i kerimesi ile bir ilişkisi var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Yûnus Suresinin 57. âyet-i kerimesini bizlere açıklar mısınız? Bu âyet-i kerimenin Ra’d Suresinin 14. âyet-i kerimesi ile bir ilişkisi var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Yûnus Suresinin 57. âyet-i kerimesini bizlere açıklar mısınız? Bu âyet-i kerimenin Ra’d Suresinin 14. âyet-i kerimesi ile bir ilişkisi var mıdır?

Yûnus-57:

10/YÛNUS-57: Yâ eyyuhân nâsu kad câetkum mev'ızatun min rabbikum ve şifâun limâ fîs sudûri ve huden ve rahmetun lil mu'minîn(mu'minîne).
Ey insanlar! Size, Rabbinizden öğüt (vaaz) ve göğsünüzde olana (nefsinizin kalbindeki hastalıklara) şifa ve mü’minlere hidayet ve rahmet gelmiştir.


yâ eyyuhen nâsu kad câetkum mev'ızatun min rabbikum: Ey insanlar! Size Rabbinizden öğüt (vaaz) geldi.
ve şifâun limâ fîs sudûri: Ve sinenizde olan şey için (kalbimizdeki hastalıklara) şifa geldi.
ve huden: Ve hidayet
ve rahmetun lil mu'minîn: Mü’minler için hidayet ve rahmet gelmiştir.  

13/RA'D-14: Lehu da’vetul hakk(hakkı), vellezîne yed’ûne min dûnihî lâ yestecîbûne lehum bi şey’in illâ ke bâsitı keffeyhi ilâl mâi li yebluga fâhu ve mâ huve bi bâligıhî, ve mâ duâul kâfirîne illâ fî dalâl(dalâlin).
Hakkın daveti O’nadır (Kendisinedir, Allah’adır). O'ndan başkasına davet ettikleri (şeyler), onlara bir şeyle icabet etmezler. Onlar ancak suya, onun ağzına, suyun ulaşması için avucunu açmış kimse gibidir. O (su), ona ulaşacak değildir. Ve kâfirlerin daveti, dalâletten (su nasıl onların ağızlarına ulaşamıyorsa, dalâlette olanlar da hidayete ulaşamaz) başka bir şey değildir.


Kur’ân-ı Kerim’de Allahû Tealâ insanlara bunları bildiriyor. Evvela Kur’ân-ı Kerim, bir öğüttür (bir vaazdır). Sonra nefsinin kalbindeki hastalıklara şifadır. Ve mü’minlere rahmet gelmiştir. Ve onlar, hidayet üzeredirler. Ama dikkat edin burada Allahû Tealâ sadece rahmetten bahsediyor. Fazıldan bahsetmiyor. Kişi mü’min olmuş. Göğsünden kalbine yol açılmış. Daha mürşidine ulaşmamış. Ama mü’min olmuş. 7 tane furkan almış. Günahları örtülmüş. Bu noktadan sonra bu kişiye rahmet giriyor, sadece kalbine. Aslında kalbine kadar fazl da geliyor. Ama kalbine giremiyor. Çekim gücü yok. Kalbine çekim yok. Burası kişinin mürşidine ulaştıktan sonraki durum gibi değil. Kalbe sadece rahmet giriyor. Ama rahmet de bir şifadır. Kur’ân-ı Kerim’in kendisi şifadır. Daha sonraki seviyede nefs tezkiyesine sebebiyet vereceği için gerçek anlamda bir şifa oluşturur.

Benzer konular