Ahkâf 28'de belirtilen Allah’tan başka varlıkların ilâh edinilmesi, Câsiye 23 ile beraber düşündüğümüzde gizli şirki ifade eder mi?

Anasayfa » Ana Sayfa » Dalâlet » Ahkâf 28'de belirtilen Allah’tan başka varlıkların ilâh edinilmesi, Câsiye 23 ile beraber düşündüğümüzde gizli şirki ifade eder mi?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Ahkâf 28'de belirtilen Allah’tan başka varlıkların ilâh edinilmesi, Câsiye 23 ile beraber düşündüğümüzde gizli şirki ifade eder mi?

Ahkâf Suresinin 28. âyet-i kerimesi:

46/AHKÂF-28: Fe lev lâ nasara humullezînettehâzu min dûnillâhi kurbânen âliheten, bel dallû anhum, ve zâlike ifkuhum ve mâ kânû yefterûn(yefterûne).
Allah’tan başka, yakınlık sağlaması için ilâhlar ittihaz ettikleri zaman onlara yardım etmeleri gerekmez miydi? Hayır (putlar), onlardan saptılar (uzaklaştılar). İşte bu, onların yalanları ve iftira etmiş oldukları şeydir.


fe lev lâ nasare: Onlara yardım etmiş olması gerekmez miydi?   
humullezînettehâzu min dûnillâhi kurbânen âliheh(âliheten): Yakınlık sağlamak için edindikleri (ittihaz ettikleri) Allah’tan başka ilâhların (onlara yardım etmeleri gerekmez miydi?).
bel dallû anhum:  Hayır onlar dalâlettedirler.
ve zâlike ifkuhum ve mâ kânû yefterûn(yefterûne): Onların iftiraları ve onlara uydurduklarıdır (yani o ilâhlar kıyâmet günü Allahû Tealâ’ya:  “Hayır! Biz onlara gelin bize tâbî olun, bize dua edin demedik, onlar bize dua ettiler; biz zaten onların duasını hiçbir zaman kabul etmedik.” diyor (kıyâmet günü onların elleriyle yaptıkları o taş parçaları).

45/CÂSİYE-23: E fe raeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gışâveten, fe men yehdîhi min ba’dillâhi, e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).
Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?

   
e fe reeyte menittehaze ilâhehu hevâhu: Hevalarını ilâh edinenleri görüyor musun habibim?  
ve edallehullâhu alâ ilmin: Allah onları ilim üzere dalâlette bırakır.
ve hateme alâ sem’ihî: Onların sem’î isimli işitme hassasını mühürler.
ve kalbihî: Ve kalplerini mühürler.  
ve ceale alâ basarihî gışâveh(gışâveten): Onların görme hassasının (basarlarının) üzerine gışâveh koyar (perde koyar).
fe men yehdîhi min ba’dillâh(ba’dillâhi): Bundan sonra onları kim hidayete erdirir?
e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne): Hâlâ düşünmez misiniz?

“Ahkâf Suresinin 28. âyet-i kerimesinde ‘Allah’tan başka varlıkların ilâh edinilmesi’…”

Burada açıkça ilâhları (putları) ilâh edindikleri yazıyor. Öyleyse bu açıkça ilâh edinilen varlıklar, gizli ilâh olamazlar. Açıkça ilâh; insanlar elleriyle put yapmışlar, onlara tapıyorlar.

Câsiye Suresinin 23. âyet-i kerimesinde kişinin, nefsinin afetlerini (hevalarını) kendisine ilâh edinmesi var. Allah’a ulaşmayı dilemeyen bütün insanlar için geçerli bu müessese.

Öyleyse Ahkâf Suresinin 28. âyet-i kerimesi açık bir şekilde ilâhlardan bahsediyor (insanların elleriyle yaptıkları putlardan), Câsiye Suresinin 23. âyet-i kerimesi ise Allah’a ulaşmayı dilemeyen insanların dalâlette olduğundan ve onların hevalarını (nefslerinin afetlerini) kendilerine ilâh edindiğinden bahsediyor.

Birincisi açık şirki, ikincisi gizli şirki ifade ediyor.  

Benzer konular