Rûm Suresinin 8. ve Sebe Suresinin 20. âyet-i kerimeleri ile A’râf Suresinin 179. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Dalâlet » Rûm Suresinin 8. ve Sebe Suresinin 20. âyet-i kerimeleri ile A’râf Suresinin 179. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Rûm Suresinin 8. ve Sebe Suresinin 20. âyet-i kerimeleri ile A’râf Suresinin 179. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki var mıdır?

30/RÛM-8: E ve lem yetefekkerû fî enfusihim, mâ halakallâhus semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ illâ bil hakkı ve ecelin musemmâ(musemmen) ve inne kesîran minen nâsi bi likâi rabbihim le kâfirûn(kâfirûne).
Onlar, kendi nefsleri hakkında tefekkür etmiyorlar mı (düşünmüyorlar mı)? Allah gökleri ve yeri ve ikisinin arasındaki şeyleri ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre ile yarattı. Ve muhakkak ki insanların çoğu, Rab’lerine mülâki olmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) inkar edenlerdir.


e ve lem yetefekkerû fî enfusihim, mâ halakallâhus semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ illâ bil hakkı: onlar nefslerinde tefekkür etmiyorlar mı ki? Allah gökleri ve yeri, ikisinin arasındakileri neden yarattı?
illâ bil hakkı: Hak ile yarattı.
ve ecelin musemmâ: ve belirlenmiş bir vade ile yarattı.
ve inne kesîran minen nâsi bi likâi rabbihim le kâfirûn: ve muhakkak ki insanların büyük kısmı Allah’a mülâki olmayı inkâr ederler (Allah’a ruhlarını ulaştırmayı inkâr ederler).

Rûm Suresinin 8. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ, günümüzün konusunu söylüyor. Bizim açıklama yaptığımız konu, bu konu ve insanların, ne yazık ki dîn öğreticilerinin büyük kısmı bunu inkâr etmektedirler. Allah’a mülâki olmayı inkâr etmektedirler.

Sebe Suresinin 20. âyet-i kerimesi:

34/SEBE-20: Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mu’minîn(mu’minîne).
Ve andolsun ki iblis, onlar üzerindeki zannını (hedefini) yerine getirdi. Böylece mü’minleri oluşturan bir fırka (Allah’a ulaşmayı dileyenler) hariç, hepsi ona (şeytana) tâbî oldular.


“Şeytan insanlar üzerindeki vaadini, hedefini yerine getirdi. Mü'minlerden ibaret bir tek fırka hariç, hepsi iblise tâbî oldular.”

Nasıl yerine getirmiş? İnsanlara, Allah’a ulaşmayı dilemeyi unutturmuş ve Allah’a ulaşmayı dilemedikleri için takva sahibi olamamışlar. O fırkalara ayrılanlardan olmuşlar. Çeşitli inanç gruplarına ayrılmışlar ama hiçbirisi Allah’a ulaşmayı dilemiyor. Bunun için gidecekleri yer cehennem ve bütün bu insanlar ne yazık ki mü’min değil. Mü’min olanlar, o tek fırkayı oluşturanlar.

A’râf Suresinin 179. âyet-i kerimesi:

7/A'RÂF-179: Ve lekad zere’nâ li cehenneme kesîran minel cinni vel insi, lehum kulûbun lâ yefkahûne bihâ ve lehum a’yunun lâ yubsırûne bihâ ve lehum âzânun lâ yesmeûne bihâ, ulâike kel en’âmi bel hum edallu, ulâike humul gâfilûn(gâfilûne).
Ve andolsun ki; cehennemi, insanların ve cinlerin çoğuna hazırladık (yarattık). Onların kalpleri vardır, onunla fıkıh (idrak) etmezler. Onların gözleri vardır, onunla görmezler. Onların kulakları vardır, onunla işitmezler. Onlar hayvanlar gibidir. Hatta daha çok dalâlettedirler. İşte onlar, onlar gâfillerdir.


ve lekad zere’nâ li cehenneme kesîren minel cinni vel insi: insanların ve cinlerin çoğu için cehennemi hazırladık.
lehum kulûbun ve lehum a’yunun: onların kalpleri vardır.
lâ yefkahûne bihâ: onunla (kalplerle, onlarla, o kalplerle) fıkıh edemezler, idrak edemezler.
ve lehum a’yunun: onların gözleri vardır.
lâ yubsırûne bihâ: onunla basar edemezler, göremezler.
ve lehum âzânun: ve onların kulakları vardır.
lâ yesmeûne bihâ: onunla işitemezler.
ulâike kel en’âmi: onlar hayvanlar gibidirler.
bel hum edallu: hatta ondan daha çok dalâlettedirler.
ulâike humul gâfilûn(gâfilûne): işte onlar, gâfil olanlardır.

Rûm Suresinin 8. âyet-i kerimesi; Allah’a mülâki olmayı inkâr edenler.
Sebe Suresinin 20. âyet-i kerimesi; inkâr edenlerin oluşturduğu fırkalara ayrılma olayı ve gene Allah’a ulaşmayı inkâr ettikleri için şeytana tâbî olanlar. Ve sadece Allah’a ulaşmayı dileyenler kurtulabiliyor burada.

Sebe Suresinin 20. âyet-i kerimesinde sadece bir kesim, bir fırka, fırkalara ayrılmayanlar, onlar mü’minler. Öyleyse Allah’a mülâki olmayı inkâr etmeyenler mü’minler. Allah’a ulaşmayı dileyerek bunu yerine getirenler mü’minler.

A’râf Suresinin 179. âyet-i kerimesi: Gene aynı şey. Gözlerinde, kulaklarında, kalplerinde engel olduğu cihetle Allah’a ulaşmayı dilemedikleri kesin. Dalâlette oldukları cihetle gene Allah’a ulaşmayı dilemedikleri kesin. Gaflette olmaları sebebiyle gene Allah’a ulaşmayı dilemedikleri kesin. Hangi âyetlere göre? Yûnus Suresinin 7 ve 8. âyetlerine göre.

10/YÛNUS-7: İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatmeennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne).
Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır.

10/YÛNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).
İşte onların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer ateştir (cehennemdir).


Öyleyse bunlar arasında yakın bir ilişki söz konusu.

Benzer konular