Rûm-8’le A’râf-179 arasında bir ilişki vardır diyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Dalâlet » Rûm-8’le A’râf-179 arasında bir ilişki vardır diyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Rûm-8’le A’râf-179 arasında bir ilişki vardır diyebilir miyiz?



30/RÛM-8: E ve lem yetefekkerû fî enfusihim, mâ halakallâhus semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ illâ bil hakkı ve ecelin musemmâ(musemmen) ve inne kesîran minen nâsi bi likâi rabbihim le kâfirûn(kâfirûne).
Onlar, kendi nefsleri hakkında tefekkür etmiyorlar mı (düşünmüyorlar mı)? Allah gökleri ve yeri ve ikisinin arasındaki şeyleri ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre ile yarattı. Ve muhakkak ki insanların çoğu, Rab’lerine mülâki olmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) inkar edenlerdir.


e ve lem yetefekkerû fî enfusihim, mâ halakallâhus semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ illâ bil hakkı ve ecelin musemmâ(musemmen): Onlar tefekkür etmezler mi ki; nefslerinde Allah gökleri ve arzları, gökleri yeri ve ikisinin arasındakileri neden yarattı.
illâ bil hakkı: Ancak hak ile yarattı.
ve ecelin musemmâ(musemmen): Belli bir vadeyle yarattı.
 
İşte şimdi burada sonuca gidiyor Allahû Tealâ:
 
ve inne kesîran minen nâsi bi likâi rabbihim le kâfirûn(kâfirûne): ve muhakkak ki; insanlardan çoğu Allah’a mülâki olmayı kesin olarak inkâr ederler.”

Allahû Tealâ, Allah’a mülâki olmayı, ruhunu bir kişinin ölmeden evvel Allah’a ulaştırmasını söylüyor. “İnsanlardan çoğu mutlaka Allah’a mülâki olmayı inkâr ederler.” diyor. A’râf-179’a geliyoruz:

7/A'RÂF-179: Ve lekad zere’nâ li cehenneme kesîran minel cinni vel insi, lehum kulûbun lâ yefkahûne bihâ ve lehum a’yunun lâ yubsırûne bihâ ve lehum âzânun lâ yesmeûne bihâ, ulâike kel en’âmi bel hum edallu, ulâike humul gâfilûn(gâfilûne).
Ve andolsun ki; cehennemi, insanların ve cinlerin çoğuna hazırladık (yarattık). Onların kalpleri vardır, onunla fıkıh (idrak) etmezler. Onların gözleri vardır, onunla görmezler. Onların kulakları vardır, onunla işitmezler. Onlar hayvanlar gibidir. Hatta daha çok dalâlettedirler. İşte onlar, onlar gâfillerdir.


ve lekad zere'nâ li cehenneme kesîren minel cinni vel insi: Muhakkak ki; Biz, cehennemi insanların ve cinlerin çoğu için hazırladık.
lehum kulûbun lâ yefkahûne bihâ: Onların kalpleri vardır onunla fıkıh etmezler.
lehum a'yunun: Onların gözleri vardır.
lâ yubsırûne bihâ: Onunla görmezler.
ve lehum âzânun: Onların kulakları vardır.
lâ yesmeûne bihâ: Onunla işitmezler.
ulâike kel en'âmi: Onlar hayvanlar gibidirler.
bel hum edallu: Hayır, daha çok dalâlettedirler.
ulâike humul gâfilûn(gâfilûne): İşte onlar gâfillerdir.

Rûm 8’de Allahû Tealâ, Allah’a mülâki olmayı dilemeyenlerden bahsediyor, inkâr edenlerden bahsediyor, Allah’a mülâki olmayı inkâr edenlerden bahsediyor. A’râf-179’da da Allahû Tealâ, dalâlette olanlardan bahsediyor. Burada bir ilişkiden bahsetmek mümkün mü? Biri dalâlette olanlar ki; dalâlette olanlar bildiğiniz gibi kâfirlerdir. Allahû Tealâ dalâlette olanların kâfirler olduğunu söylüyor. Dalâlette olanların da durumu, kâfirlerin de durumu aynı. Bu özellikler, Araf-179’daki özellikler, aynı özellikler Bakara Suresinin 6 ve 7. âyetlerinde geçiyor. Ve Allahû Tealâ diyor ki:

2/BAKARA-6: İnnellezîne keferû sevâun aleyhim e enzertehum em lem tunzirhum lâ yu’minûn(yu’minûne).
Onlar muhakkak ki kâfirdirler. Onları ikaz etsen de etmesen de onlar için eşittir (birdir), mü’min olmazlar.

2/BAKARA-7: Hatemallâhu alâ kulûbihim ve alâ sem’ıhim, ve alâ ebsârihim gışâvetun, ve lehum azâbun azîm(azîmun).
Allah onların kalplerinin üzerini ve işitme (sem’î) hassasının üzerini mühürledi ve görme (basar) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Onlar için azîm (büyük) azap vardır.


“Habibim sen ne söylersen söyle o kâfirler mü’min olmazlar.” diyor Allahû Tealâ. Ve de ne söylüyor onlar için mü’min olmayan kâfirler için ne söylüyor Allahû Tealâ? Onların gözleri üzerinde, görme hassaları üzerinde gışavet vardır yani göremezler, işitme hassaları mühürlüdür yani işitemezler, kalpleri mühürlüdür yani idrak edemezler. Kim bu insanlar? Kâfirler. Öyleyse yukarıda da Allah’a mülâki olmayı inkâr edenlerden bahsediyor Allahû Tealâ. Aynı durumda olan insanlar, bu bakımdan aralarında bir ilişki vardır diyebiliriz.

Benzer konular