Bakara 80 ve 81, Âli İmrân 24, Ahzâb 66, 67 ve 68'i, Mu'minûn 102 ve 103. âyetlerine göre açıklar mısınız; günahımız kadar yanıp, sonra cennete gideceğiz konusunu?

Anasayfa » Ana Sayfa » Resûl ve Nebî » Bakara 80 ve 81, Âli İmrân 24, Ahzâb 66, 67 ve 68'i, Mu'minûn 102 ve 103. âyetlerine göre açıklar mısınız; günahımız kadar yanıp, sonra cennete gideceğiz konusunu?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bakara 80 ve 81, Âli İmrân 24, Ahzâb 66, 67 ve 68'i, Mu'minûn 102 ve 103. âyetlerine göre açıklar mısınız; günahımız kadar yanıp, sonra cennete gideceğiz konusunu?

Bakara Suresinin 80. âyet-i kerimesi:

2/BAKARA-80: Ve kâlû len temessenen nâru illâ eyyâmen ma’dûdeh(ma’dûdete), kul ettehaztum indallâhi ahden fe len yuhlifallâhu ahdehu(ahdehû) em tekûlûne alâllâhi mâ lâ ta’lemûn(ta’lemûne).
Ve (emaniyeye tâbî olanlar): “Ateş bize, sayılı günlerden başka asla dokunmayacak (günahlarımız kadar yanıp cennete gireceğiz).” dediler. De ki: “Allah’ın katından bir ahd mi edindiniz?” O taktirde (Eğer böyle bir ahd almışsanız) Allah, ahdinden asla dönmez. Yoksa Allah’a karşı bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz?


“O emaniyyeye tâbî olanlar: ‘Ateş bize ancak birkaç gün dokunacak yani günahlarımız kadar yanıp sonra da cennete gireceğiz.’ dediler. De ki: ‘Allah katından bir ahd mi edindiniz?’ Eğer böyle bir ahd, kesin bir söz almışsanız, Allah kendi ahdinden asla dönmez. Allah’ın ahdinde hilaf olmaz. Yoksa Allah’a karşı bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz?”

Böyle bir şeyin mevcut olmadığını, Allahû Tealâ Bakara Suresinin 80. âyet-i kerimesinde açıklığa kavuşturmuş. Bunun dışında 29 tane âyet-i kerime daha cehenneme girenin bir daha cehennemden çıkamayacağını söylüyor.

Bakara Suresinin 81. âyet-i kerimesine geçiyoruz:

2/BAKARA-81: Belâ men kesebe seyyieten ve ehâtat bihî hatîetuhu fe ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
Hayır (sandığınız gibi değil), kim, günah kazanmış da hataları kendisini kuşatmışsa, işte onlar artık ateş ehlidir ve orada devamlı kalacak olanlardır.


“Hayır, kim günah kazanmış da hataları kendisini kuşatmışsa; işte onlar, ateş halkıdır ve içinde de devamlı kalacaklardır.”

Demek ki cehenneme giren orada devamlı kalır. Zaten Bakara Suresinin 80. âyet-i kerimesinde, çıkma olayının mümkün olmadığını açıklamış oluyor.

Âli İmrân Suresinin 24. âyet-i kerimesi:

3/ÂLİ İMRÂN-24: Zâlike bi ennehum kâlû len temessenen nâru illâ eyyâmen ma’dûdât(ma’dûdâtin), ve garrahum fî dînihim mâ kânû yefterûn(yefterûne).
Bu, onların "Ateş bize sayılı günlerden başka asla dokunmayacak" demeleri sebebiyledir. Ve onların dînleri hakkında iftira etmiş oldukları şeyler, kendilerini aldattı.


“Bu (yani döneklik), hiç şüphesiz onların: ‘Bize asla ateş dokunmaz ancak sayılı (birkaç gün) günler hariç.’ demelerinden yani ‘Cehennemde birkaç gün kalacağız.’ demelerinden ve uydurdukları şeylerin dînlerinde kendilerini aldatmış olmasındandır.”

Aynı büyük hataya bugünün İslâm âlemi de ne yazık ki düşmüş durumdadır. Uydurdukları şeyler dînlerinde kendilerini aldatmıştır. Allahû Tealâ bize doğruları öğretmemiş olsaydı, biz de onlar gibi biri olacaktık sevgili kardeşlerim.

Tüylerimiz ürperiyor, öyle olsaydık ne olacaktı diye. Hiç anlamayacaktık; herkesin doğru zannettiği şeyi biz de doğru zannedip kendimiz de öyle yaşayacaktık. Allah’a ulaşmayı dilemeden, ne ruhumuzu ne vechimizi ne nefsimizi ne irademizi Allah’a teslim etmeden ve doğru cehenneme gidecektik. Allah’a sonsuz hamd ve şükrederiz ki Allah, bu ilmi bize öğretti.

Ahzâb Suresi 66:

33/AHZÂB-66: Yevme tukallebu vucûhuhum fîn nâri yekûlûne yâ leytenâ ata’nâllâhe ve ata’nâr resûlâ(resûlen).
Onların yüzlerinin, ateşin içinde (bir taraftan bir tarafa) çevrileceği gün: “Keşke biz Allah’a ve Resûl’e itaat etseydik.” diyecekler.


“O gün fizik vücutları ateş içinde çevrilirken: Vah bize! Keşke Allah’a ve Resûl'üne itaat etseydik.” derler.

İşte bugün aynı şey, gene bütün insanlar için söz konusu. Böyle diyecekler: “Vah bize! Keşke Allah’a ve Resûl'üne itaat etseydik.” Yani “Allah’a ulaşmayı dileseydik.” Resûl ne diyor? “Allah’a ulaşmayı dileyeceksiniz!” diyor. “İşte âyetler; cehenneme giren ebediyyen cehennemde kalır. Asla oradan çıkıp cennete girmesi mümkün değildir.” diyor. Ve bir şey daha söylüyor bu Resûl: “Benim kavmim Kur’ân’ı terk etti, Yarabbi!” diyor.

Ahzâb Suresinin 67. âyet-i kerimesi:

33/AHZÂB-67: Ve kâlû rabbenâ innâ ata’nâ sâdetenâ ve kuberâenâ fe edallûnâs sebîl(sebîlâ).
Ve cehennemde olanlar derler ki: “Yarabbi, muhakkak ki biz, sâdatlarımıza (dînde ileri gidenlerimize) ve küberamıza (büyüklerimize) itaat ettik. Ve böylece Senin yolundan (Sıratı Mustakîmi’nden) saptırdılar.”

    
“Cehennemde olanlar şöyle diyorlar: ‘Ya Rabbimiz! Biz muhakkak ki sâdatlarımıza ve büyüklerimize itaat ettik.” Sâdatlar: dîn konusunda ileri gelenler. “Ve büyüklerimize itaat ettik.” Yani “Ülkeyi idare edenlere itaat ettik. Ve yoldan saptık, Sıratı Mustakîm’den saptık.”

Ahzâb Suresinin 68. âyet-i kerimesi:

33/AHZÂB-68: Rabbenâ âtihim dı’feyni minel azâbi vel’anhum la’nen kebîrâ( kebîran).
“Rabbimiz, onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânetle lânetle.”


“Rabbimiz, onlara azaptan iki katını ver ve onları büyük bir lânetle lânetle.”

Burada da çok belli; eğer Resûl’e itaat etselerdi, Allah’a itaat etmiş olacaklardı ve Allah’a ulaşmayı dileyeceklerdi. Diledikleri zaman da mutlak olarak kurtulacaklardı.

Mu'minûn Suresinin 102. âyet-i kerimesi:

23/MU'MİNÛN-102: Fe men sekulet mevâzînuhu fe ulâike humul muflihûn(muflihûne).
O zaman kimin mizanı (sevap tartıları) ağır gelirse işte onlar, felâha erenlerdir.


“O zaman kimin mizanı, sevap tartıları ağır gelirse işte onlar, felâha erenlerdir.”

Mu'minûn Suresinin 102. âyet-i kerimesinde sevap tartıları ağır gelenler, sevapları günahlarından fazla olanlar, onların felâha erdikleri yani cennete girecekleri ifade ediliyor.
    
Mu'minûn Suresinin 103. âyet-i kerimesi:

23/MU'MİNÛN-103: Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum fî cehenneme hâlidûn(hâlidûne).
Ve kimin mizanı (sevap tartıları) hafif gelirse, işte onlar, nefslerini hüsrana düşürenlerdir. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacak olanlardır.


“Kimin mizanı, sevap tartıları hafif gelirse işte onlar, nefslerini hüsrana düşürenlerdir. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacak olanlardır.”

Yani günahımız kadar yanıp, cehennemden çıkıp cennete gitme olayı söz konusu değil sevgili kardeşlerim.

Benzer konular