En’âm Suresinin 48 ve Yûnus Suresinin 62 ve 64. âyet-i kerimelerine göre resûle îmân edenlere ve böylece Allah’a ulaşmayı dileyenlere cennet ve dünya mutluluğu vardır diyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âmenû » En’âm Suresinin 48 ve Yûnus Suresinin 62 ve 64. âyet-i kerimelerine göre resûle îmân edenlere ve böylece Allah’a ulaşmayı dileyenlere cennet ve dünya mutluluğu vardır diyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

En’âm Suresinin 48 ve Yûnus Suresinin 62 ve 64. âyet-i kerimelerine göre resûle îmân edenlere ve böylece Allah’a ulaşmayı dileyenlere cennet ve dünya mutluluğu vardır diyebilir miyiz?

İfade yeterli değil. Burada çok daha ötede bir şeyden bahsediliyor. İradelerini de Allah’a teslim edip de fevz-ül azîmin sahibi olanlardan bahsediliyor. Sadece resûle îmân etmek bu konuya, bu konu için yeterli değildir. Resûle îmân edenlerin arasında ruhlarını da vechlerini de nefslerini de Allah’a teslim ettikten sonra iradelerini de Allah’a teslim edip fevz-ül azîme muhatap olanlar, onlar söz konusudur.

Hem birinci sualinde: “Resûle îmân edip, ıslah edici amel işleyenler Allah’ın evliyasıdır diyebilir miyiz?” diyor. Hayır, diyemeyiz. Allah’ın evliyası olabilmek için mutlaka kişinin ruhunu Allah’ın Zat’ına ulaştırması gerekir. İkinci sualinde de: “En’âm Suresinin 48. âyet-i kerimesine göre ve Yûnus Suresinin 62 ve 64. âyet-i kerimelerine göre resûle îmân edenlere cennet ve dünya mutluluğu vardır diyebilir miyiz?” diyor. Burada cennet mutluluğunun en üstünden bahsediliyor onun için bunuda diyemeyiz fevz-ül azîm devreye giriyor, fevz-ül azîm; Allah’a iradesini de teslim edip irşad makamına tayin edilenlerin alacağı mükâfatın adıdır. Bu da geçerli değil.

Benzer konular