Allahû Tealâ Bakara Suresinin 137. âyet-i kerimesinde şöyle buyuruyor:
Âyet-i kerime çok açık bir şekilde sahâbe gibi Allah'a ulaşmayı dileselerdi, diğerlerinin de hidayete ereceklerini ifade ediyor. Biliyorsunuz ki hidayetin başlangıç noktası Allah'a ulaşmayı dilemektir. Âmenû olmak. Âmenû olmak; Allah'a ulaşmayı dilemektir.
“Onlar da sizin gibi âmenû olsalardı, Allah'a ulaşmayı dileselerdi.” Dileselerdi ne olacaktı? Allah'a ulaşmayı dileyenlerin hepsinin bulunduğu 1. Sıratı Mustakîm’in üzerinde olacaklardı ve kurtuluşa ulaşacaklardı.
“Eğer öyle yapmazlarsa dönerlerse Allah'ın yoluna hiç girmezlerse Allah'a ulaşmayı dilemezlerse eğer dileyip hidayete erdikten sonra dönerlerse onlar bir ayrılık içindedirler.” diyor. “Mutlaka bir ayrılık içindedirler.” diyor Allahû Tealâ. Ayrılık, Allah’tan ayrılık, Sıratı Mustakîm’den ayrılık.
Allah'ın 7 tane Sıratı Mustakîm’i 7 tane safhayı kaplıyor ama hepsinin bir tek isimde birleştirmesi söz konusudur: Sıratı Mustakîm. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) ve bütün sahâbe Sıratı Mustakîm’in üzerindeydi. Her safha Sıratı Mustakîm adıyla kullanılabilir.
Öyleyse söz konusu olan şey âmenû olmak, Allah'a ulaşmayı dilemek.
“Bu âyet-i kerimeyi açıklar mısınız?” Açıkladık.