Yâsîn Suresinin 3. ve 4., Mu’minûn Suresinin 73. ve Hûd Suresinin 112. âyet-i kerimeleri arasında bir ilişki var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Sıratı Mustakîm » Yâsîn Suresinin 3. ve 4., Mu’minûn Suresinin 73. ve Hûd Suresinin 112. âyet-i kerimeleri arasında bir ilişki var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Yâsîn Suresinin 3. ve 4., Mu’minûn Suresinin 73. ve Hûd Suresinin 112. âyet-i kerimeleri arasında bir ilişki var mıdır?

Yâsîn Suresinin 3 ve 4, Mu’minûn Suresinin 73 ve Hûd Suresinin 112. âyetleri arasında bakalım beraberce. Yâsîn-3:

36/YÂSÎN-3: İnneke leminel murselîn(murselîne).
Muhakkak ki sen, gerçekten gönderilen resûllerdensin.


“Gerçekten sen, gönderilen resûllerdensin. Muhakkak ki; sen, resûllerdensin.” Yâsîn Suresinin 4. âyet-i kerimesi:

36/YÂSÎN-4: Alâ sırâtın mustakîm( mustakîmin).
Sıratı Mustakîm üzerinde(sin).


“Sıratı Mustakîm üzerinde(sin).” Yani hem kendin Sıratı Mustakîm üzerindesin iradenin tesliminden sonra da kişi Sıratı Mustakîm’in üzerindedir. Manevî Sıratı Mustakîm’in üzerindedir. Mu’minûn-73:

23/MU'MİNÛN-73: Ve inneke le ted’ûhum ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).
Ve muhakkak ki; sen, mutlaka onları Sıratı Mustakîm'e davet ediyorsun.


“Ve onları Sıratı Mustakîm’e çağırıyorsun, davet ediyorsun. Muhakak ki; sen, onları Sıratı Mustakîm’e davet ediyorsun.” Yâsîn Suresinin 3 ve 4, Mu’munûn Suresinin 73. âyet-i kerimeleri arasında kesin bir ilişki var. “Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den muhakkak ki; sen, irsal edilen resûllerdensin.” diyor. Resûllerdensin, Sıratı Mustakîm üzerindesin ve Sıratı Mustakîme davet ediyorsun. Bütün resûllerin özellikle huzur namazının imamı olan resûlün yapacağı tek şey budur. Tek gaye budur. Sevgili kardeşlerim! Sadece Allah’a davet ederler. İşte Yûsuf Suresinin 108. âyet-i kerimesi:

12/YÛSUF-108: Kul hâzihî sebîlî ed’û ilâllâhi alâ basîratin ene ve menittebeanî, ve subhânallâhi ve mâ ene minel muşrikîn(muşrikîne).
De ki: “Benim ve bana tâbî olanların, basiret üzere (kalp gözüyle basar ederek, Allah’ı görerek) Allah’a davet ettiğimiz yol, işte bu yoldur. Allah’ı tenzih ederim. Ve ben, müşriklerden değilim.”


“Habibim onlara de ki: ‘Benim ve bana tâbî olanların bizim hepimizin basiret üzere kalp gözümüzle Allah’ı görerek basiretle görerek Allah’a davet ettiğimiz yol işte bu Sıratı Mustakîm’dir.” İşte bu bizim yolumuzdur. Bütün sahabe de Peygamber Efendimiz (S.A.V) gibi Sıratı Mustakîm’e davet ediyordu. Hûd-112:

11/HÛD-112: Festekim kemâ umirte ve men tâbe meake ve lâ tatgav, innehu bi mâ ta’melûne basîr(basîrun).
Artık sen, sana tövbe ederek, tâbî olanlarla birlikte emrolunduğun gibi istikamet üzere ol. Ve azgınlık yapmayın (aşırı gitmeyin). Muhakkak ki O, yaptıklarınızı görendir.


“Artık sen, ve sana tâbî olanlar, emrolunduğun gibi istikamet üzere olun. Sen ve sana tâbî olanlar, emrolunduğun gibi istikamet üzere olun.” Yani Sıratı Mustakîm üzerinde olun. İster ruhunu Allah’a ulaştıran Sıratı Mustakîm üzerinde ol, ister nefsini Allah’a teslim edecek olan, ister fizik vücudunu Allah’a teslim edecek olan, ister iradeni Allah’a teslim edecek olan Sıratı Mustakîm üzerinde olsunlar, bütün insanlar aynı anda 4 Sıratı Mustakîm’in üzerinde birden harekete geçerler.

“ve lâ tatgav: ve azgınlık yapmayın diyor Allahû Tealâ. Gavin olmayın.
innehu bi mâ ta’melûne basîr(basîrun): muhakkak ki; O, yaptıklarınızı görendir.”

Hûd Suresinin 112. âyet-i kerimesinde de emrolunduğun gibi: “Sen ve sana tâbî olanlar, emrolunduğunuz gibi istikamet üzere olun.” yani Sıratı Mustakîm üzerinde olun. Zaten Yûsuf Suresinin 108. âyet-i kerimesi Hûd-112’inde diğer üç âyetle beraber mütâlea edilmesi gerektiğinin kesin işaretini taşıyor.

Benzer konular