Âli İmrân 103 ve Tâhâ 123'ü birleştirdiğimizde şöyle bir sonuca ulaşabilir miyiz? Başlangıç noktasında bütün insanlar afetlere sahip olduklarından dolayı birbirleriyle düşmanlık statüsü içindedirler. Bu noktada, kim Allah’ın hidayetine ve hidayetçisine ve Sıratı Mustakîm’ine sarılırsa; onlar kurtuluşa erer.

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Âli İmrân 103 ve Tâhâ 123'ü birleştirdiğimizde şöyle bir sonuca ulaşabilir miyiz? Başlangıç noktasında bütün insanlar afetlere sahip olduklarından dolayı birbirleriyle düşmanlık statüsü içindedirler. Bu noktada, kim Allah’ın hidayetine ve hidayetçisine ve Sıratı Mustakîm’ine sarılırsa; onlar kurtuluşa erer.
share on facebook  tweet  share on google  print  

Âli İmrân 103 ve Tâhâ 123'ü birleştirdiğimizde şöyle bir sonuca ulaşabilir miyiz? Başlangıç noktasında bütün insanlar afetlere sahip olduklarından dolayı birbirleriyle düşmanlık statüsü içindedirler. Bu noktada, kim Allah’ın hidayetine ve hidayetçisine ve Sıratı Mustakîm’ine sarılırsa; onlar kurtuluşa erer.

Âli İmrân Suresinin 103. âyet-i kerimesi:
 
3/ÂLİ İMRÂN-103: Va’tasımû bihablillâhi cemîân ve lâ teferrakû, vezkurû ni’metallâhi aleykum iz kuntum a’dâen fe ellefe beyne kulûbikum fe asbahtum bi ni’metihî ihvânâ(ihvânen), ve kuntum alâ şefâ hufratin minen nâri fe enkazekum minhâ, kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihî leallekum tehtedûn(tehtedûne).
Ve hepiniz, Allah’ın ipine sımsıkı tutunun, fırkalara ayrılmayın! Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki ni’metini hatırlayın; siz (birbirinize) düşman olmuştunuz. Sonra sizin kalplerinizin arasını birleştirdi, böylece O’nun (Allah’ın) nimeti ile kardeşler oldunuz. Ve siz ateşten bir çukurun kenarında iken sizi ondan kurtardı. İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklıyor. Umulur ki böylece siz hidayete erersiniz.


va’tasımû bihablillâhi cemîân ve lâ teferrekû: (Allahû Tealâ diyor ki:) Hepiniz, Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve fırkalara ayrılmayın. (Yani tevhidi oluşturun. Tevhid! Tek bir toplumu oluşturun, fırkalara ayrılmayın.)
vezkurû ni’metallâhi aleykum: Allah’ın üzerinizdeki ni’metini zikredin, hatırlayın.
iz kuntum a’dâen: Siz birbirinize düşmandınız.
fe ellefe beyne kulûbikum: O, kalplerinizi telif etti.
fe asbahtum bi ni’metihî ihvânâ(ihvânen): O’nun ni’meti ile ihvan (kardeşler) oldunuz (kardeşler hüviyeti kazandınız).
ve kuntum alâ şefâ hufretin minen nâri: Siz bir ateş çukurunun kenarındaydınız.
fe enkazekum minhâ: Ve sizi oradan kurtardı.
kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihî leallekum tehtedûn(tehtedûne): Allah size âyetlerini böyle beyan ediyor ki; hidayete eresiniz.

“Bu iki âyeti birleştirdiğimiz zaman şöyle bir sonuca ulaşabilir miyiz? ‘Başlangıç noktasında bütün insanlar afetlere sahip olduklarından dolayı birbirlerine düşman durumdalar. Bu noktada, kim Allah’ın hidayetine, hidayetçisine ve Sıratı Mustakîm’e sarılırsa; onlar kurtuluşa erer.’”

Tamam. Kim Allah’a ulaşmayı dilerse; Allah’a ulaşmayı dileyen kişi, mutlaka 14. basamakta Allahû Tealâ tarafından mürşidine ulaştırılacaktır. Allah’a ulaşmayı dilediği anda hidayete sarılmıştır kişi, hidayet üzeredir. Allah’a ulaşmayı dileyen kişi, dilediği andan itibaren hidayet üzeredir.

Şeytana kul olmaktan Allah’a ulaşmayı dilediği an kurtulmuştur. Zumer Suresinin 17. âyet-i kerimesi bunu söylüyor. “Allah’a ulaşmayı dilediler ve taguta kul olmaktan kurtuldular.” diyor Allahû Tealâ. Taguta kul olmaktan kurtulan herkes artık hidayet üzeredir. Allah’a kul olmuştur, hem cennet saadetinin (3. kat cennete kadar) hem de dünya saadetinin (yarısına kadar) sahibi olmuştur. Kişi, daha Allah’a ulaşmayı dilediği andan itibaren garanti altına girmiştir.

Benzer konular