En’âm 44'ü bizlere açıklar mısınız? Bu âyet-i kerimede yapılan ikazları kaale almayan topluluk için hidayet kapısının kapanması ve türlü belaların insanların başına gelmesi gibi bir sonuca ulaşılabilir mi?

En’âm Suresinin 44. âyet-i kerimesi:

 

Hatırlatıldıkları (onunla uyarıldıkları) şeyleri unuttukları zaman, verilen şeylerle ferahlayıncaya (sevininceye) kadar herşeyin kapısını onlara açtık. Ansızın onları yakaladığımız (aldığımız) zaman, artık onlar ümitlerini kestiler.


“Hatırlatıldıkları, neshedildikleri (yani onunla uyarıldıkları) şeyleri unuttukları zaman, verilen şeylerle ferahlayıncaya (sevininceye) kadar herşeyin kapısını onlara açtık. Ansızın onları yakaladığımız (aldığımız) zaman, artık onlar ümitlerini kestiler.”

Burada, Allahû Tealâ insanlara ikazlar edildiğini, bu ikazların devamlı olduğunu ama bu ikazları dikkate almayan insanlara önce ferahlık verdiğini, sonra da onları yakaladığını anlatıyor. Cehennem ile cezalandırdığını ifade ediyor. Yani insanlar var, bugün dünya üzerinde yaşıyor ve medeniyette teknik açıdan çok ilerlemişler ama Allah ile olan ilişkilerinin büyük bir kısmı kopuk. Bu insanlar, dünya üzerinde bir onur görüyorlar, Afrika’daki kabilelerin yaşadığı gibi bir hayat yaşamıyorlar. Uçakları ile hava gemileri ile füzeleri ile uzaya yolculuk yapabiliyorlar ama eğer Allah ile olan ilişkileri yoksa neticede Allahû Tealâ hangi kavimden olurlarsa olsunlar, onları yakalayıveriyor ve geçirdikleri o devre, bir neticeye ulaştırıyor onları. Her açıdan, insanların Allah’ı devre dışı bırakmaları halinde, Allahû Tealâ’nın onlara bir taraftan bir şeyler sağlarken, öbür taraftan felaketlere ulaştırması söz konusudur.