Tevhide ulaşmak için Tâhâ Suresinin 123. âyet-i kerimesinde belirtilen Allah’ın hidayeti ve hidayetçinin önemini açıklar mısınız?

Tâhâ Suresinin 123. âyet-i kerimesi:

(Allahû Tealâ şöyle) dedi: “İkiniz oradan (aşağı) inin! Hepiniz (şeytan ve siz), birbirinize düşman olarak. Bundan sonra Benden size mutlaka hidayet gelecek. O zaman kim hidayetime tâbî olursa artık o, dalâlette kalmaz ve şâkî olmaz.”


“İkiniz oradan aşağı inin (hepiniz oradan aşağı inin) birbirinize düşman olarak. Size hidayetim geldiği zaman (geldiğinde, geldiği takdirde) kim hidayetçime tâbî olursa; artık o dalâlette kalmaz ve şâkî de olmaz.” diyor Allahû Tealâ.

Öyleyse tevhid ve vahdet… Vahdet: Allah’ın tekliği; Tevhid ise: Tek bir toplum oluşturmak.

Bu kimlerden oluşacak? Hidayet üzere olanlardan oluşacak. Başlarında kim var? Hidayetçi var. Allah’ın hidayetinin sahibi kılınan kişi, hidayetçi. Bir başka ifade ile devrin imamı var. “Öyleyse size hidayetim gelecek. Benden size hidayetim geldiği zaman, kim hidayetçime tâbî olursa; o zaman o dalâlette kalmaz, şâkî de olmaz.” diyor Allahû Tealâ.

 “Tevhide ulaşmak için Allah’ın hidayetinin ve hidayetçinin önemini açıklar mısınız?”

Sadece hidayete ulaşmayı dileyenler, onlar tevhidi oluşturacaktır. Tevhidi, Allah yolundaki o tek fırkayı, onlar oluşturacaktır. Allahû Tealâ: “Mü’minleri oluşturan bir tek fırka kurtulacak, diğerleri şeytana tâbî olacak. (Mü’minleri oluşturan bir tek fırka hariç, diğer bütün fırkalar şeytana kul oldular kıyâmet günü.)”  diyordu Sebe Suresinin 20. âyet-i kerimesinde.

Ve andolsun ki iblis, onlar üzerindeki zannını (hedefini) yerine getirdi. Böylece mü’minleri oluşturan bir fırka (Allah’a ulaşmayı dileyenler) hariç, hepsi ona (şeytana) tâbî oldular.


İşte o tek fırka, mü’minler, onlar Allah’a ulaşmayı dileyenler yani hidayetine tâbî olanlar. Kim Allah’a ulaşmayı dilerse, o kişiyi mutlaka Allahû Tealâ Kendisine ulaştırır. O kişi hidayete, Allah’a ulaşmayı dilediği an adım atmıştır. O noktadan itibaren hidayet üzeredir, o noktadan itibaren vahdet dairesinin içindedir, tek Allah’a inanır. O noktadan itibaren tevhidin içindedir. Tek bir kitle oluşturur insanlar, hidayetin içinde olanlar.

İkinci, vahdet biliyorsunuz; Allah’ın tekliği. Allah’ın tekliğine inanmak; önce bu önemli. Allah’ın vahdaniyeti, tekliği… Tevhid ise; Allah’ın tekliğine inananların, tek bir fırka oluşturmaları. Mü’minleri oluşturan bir tek fırka. Zaten sadece onlar, Allah’a ulaşmayı dileyenler tevhidin sahipleri.