Şûra-13’teki "Allah dilediğini seçer. Kim Kendisine yönelirse onu Kendisine ulaştırır." ifadesini izah eder misiniz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Şûra-13’teki "Allah dilediğini seçer. Kim Kendisine yönelirse onu Kendisine ulaştırır." ifadesini izah eder misiniz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Şûra-13’teki "Allah dilediğini seçer. Kim Kendisine yönelirse onu Kendisine ulaştırır." ifadesini izah eder misiniz?

Muhterem Efendimiz! Sizin eşsiz açıklamalarınızı dinlerken bütün sisler ortadan kalkıyor. Herşey kendi rengine bürünüyor. Ama sizin dışınızdaki kişilerin açıklamalarını okuyunca, insanların üzerlerine koyu sis bulutları gönderiyorlar. İşte bunlardan biri! Belki yaptığın işin farkında değil ama “Sufizm ve İnsan” adlı sitede 23.09.2004 tarihli “Kur'ân-ı Kerim’i doğru analiz” adlı yazısında, sizin Şûra-13’teki “Allah dilediğini seçer. Kim Kendisine yönelirse onu Kendisine ulaştırır.” ifadesinin yetersiz olduğunu söylüyor.

Sahi mi? Hay Allah razı olsun! Allahû Tealâ aynen şöyle söylüyor sevgili kardeşlerim!

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


“allâhu yectebî ileyhi men yeşâu”

allah yectebî: Seçer.
ileyhi: Kendisine.
men: O kişiyi.
yeşâu: Dilediği, diler.

“Allahû Tealâ dilediği kişiyi Kendisine seçer.”

yehdî: Ulaştırır.
ileyhi: Kendisine.
men: Kişiyi.
yunîb: Allah'a yönelen mânâsına geliyor.

Allahû Tealâ Rûm-31’de diyor ki:

“munîbîne ileyhi vettekûhu: O’na yönel (Allah'a yönel) Allah'a ulaşmayı dile ve takva sahibi ol.”

Bu âyet, Şûrâ Suresinin 13. âyet-i kerimesi, Allah'a yönelen kişinin Allah'a ulaşmayı dileyen kişi olduğunu kesin olarak ifade ediyor. Çünkü “Allahû Tealâ Allah'a yöneleni Allah'a ulaştırır.” diyor. Yönelme fiili kişiseldir.

Şimdi bu ifadeyi kullanan kişi kimse, demiş ki: “Çünkü dileme yetkisinin sadece Allah'a ait olduğunu, insana verilmediğini söylüyor. Allahû Tealâ diyor ki İnsân-30’da:

76/İNSÂN (DEHR)-30: Ve mâ teşâûne illâ en yeşâallâh(yeşâallâhu), innallâhe kâne alîmen hakîmâ(hakîmen).
Ve Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Muhakkak ki Allah; Alîm’dir, Hakîm’dir (hüküm ve hikmet sahibidir).


“ve mâ teşâûne illâ en yeşâallâh: Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.”

Aslında Allahû Tealâ buradaki ifade de insanların taleplerine dayalı bir oluşumu ifade ediyor. Şimdi Allahû Tealâ orada hiçbir şek ve şüpheye meydan vermeyecek kadar açık bir şekilde “kim” diyor “men” o kişiden bahsediyor Allahû Tealâ: “Dileyen kişiyi Kendisine ulaştırır.”

Öyleyse buradaki inceliği o kardeşimiz hiç anlamamış. Kişi diler, dilemek hakkının sahibidir ama o dileğin yerine getirilmesi Allah'ın İradesi’ne bağlıdır. Ve İlâhi İrade, cüz’i iradeye her zaman dileme yetkisini verir.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ diyor ki: “Eğer Bana ulaşmayı dilemezseniz,  dilemeyenlerin hepsi cehenneme girer.” diyor. İnsanın dileği, onun cüz’i iradesinin mahsulüdür. Eğer bu dilek yoksa kişinin gideceği yer cehennemdir. O kişi dalâlettedir. O kişi fısktadır. O kişi küfürdedir. O kişi dalâlettedir. O kişi hüsrandadır. Gideceği yer cehennemdir. Ve şeytanın kuludur.

Öyleyse, sevgili kardeşlerim! Bu âyete dayalı olarak, Allahû Tealâ’nın bütün cezalandırma sistemi bu âyete dayalı olarak demek ki yok olacak. Allahû Tealâ eğer bir insana suç işlemesini yaptırıyorsa, Allah dilemişse o kişinin suç işlemesini, öyleyse nasıl oluyor da Allahû Tealâ o kişiyi cehenneme atıyor? Allahû Tealâ’nın “El Adl” esması Allah'ın adaletin gerçek sahibi olduğunu gösterir. Allahû Tealâ’nın “El Hakk” esması Allah'ın hakkın gerçek sahibi olduğunu gösteriyor. Öyleyse cehenneme gidenler, cehenneme gitmeyi hak edenlerdir. Ve Allah'a ulaşmayı dilemedikleri için cehenneme giderler. Herşeyden evvel cehenneme gidenlerin %90’dan fazlası, Allah'a ulaşmayı dilemedikleri için cehenneme gideceklerdir. Diğer günahlar onun ötesinden gelecek.

Öyleyse sevgili kardeşlerim! Böyle bir âyetle bütün Kur'ân-ı Kerim’i alt üst edeceğini zannediyor bu zavallılar. Burada Allahû Tealâ’nın dilemesi; kişinin dilemesine müsaade etmesi anlamına gelir. Hiçbir şekilde Allah kulunun iradesine müdahale etmez. Ve o iradeyi (cüz’i iradeyi) yaptığı bütün işlemlerden sorumlu tutar. Bu sebeple Allahû Tealâ Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin cehenneme gideceğini söylüyor. Şimdi eğer Allahû Tealâ dilediyse o kişinin Allah'a ulaşmasını, kişi buna dayalı olarak Allah'a ulaşmayı dilediyse, başka birine de Allahû Tealâ Allah'a ulaşmayı diletmediyse, Allah onu diletmedi diye o kişi cehenneme gidecek ve Allahû Tealâ öteki kişiyi Allah onu diletti diye cennetine alacak! Bu Allah'ın El Adl ve El Hakk esmalarının çiğnenmesi demek değil midir? Bu zavallı kardeşlerimiz ne zaman Kur'ân’ın muhtevasını öğrenecekler?

İşte bu âyetin derinine girdiğimiz zaman kişinin dilediğini, Allah'ın onun vücuda getirdiği işlemi kabul edip etmemesine dayalı olarak sonuca gidebildiğini söyleyebiliriz sadece. Bunun ötesine geçemez bu âyetin mânâsı. Yoksa Allah'ı adaletsiz, Allah'ı hakka riayet etmeyen olarak vasıflandırmak olur bunun mânâsı. Hem de ifade son derece açık. “Kendisine ulaşmayı dileyeni Kendisine ulaştırır.” diyor. Zaten bu âyetin mânâsının onların söylediği gibi olmadığını, bütün müfessirler ifade etmişler: “Allahû Tealâ kişisel iradeye karışmaz.” diyorlar. Allah sadece onun (kişinin) dilediğini Allah dilemediği takdirde onun olmasına müsaade etmez. Bu Allahû Tealâ’nın bileceği iş. Ama âyet son derece açık olarak bunu söylüyor. Ve acaba bu kardeşimiz, o cehenneme gidecek olan insanların, dalâlette kalan insanların günahını Allah'a mı yüklüyor?

Bu konuyu… Öyle bir konu ki bu, bütün Kur'ân’daki adalet ve hak mefhumlarını yok eder bu tarzdaki düşünce. Ve bütün bu sakat düşüncelerine, bu âyeti ileri sürerek ortaya çıkarlar. Bir yolculuğumuzda, yine onlar gibi birisiydi, uçakta gideceğimiz yere kadar hep bunu tartıştık. Ama neticede o kardeşimiz rahmetli gördü ki; cehenneme gitmeyi de cennete gitmeyi de kul hak eder. Ya insan cehenneme gider ya cennete gider ama kendi iradesiyle yaptığı işlemlerin neticesinde kazandığı ve kaybettiği dereceler onu cennete veya cehenneme götürür. Allahû Tealâ’nın ifadesi açık. Ya kazandığımız dereceler fazla, cennete gireriz ya da kaybettiğimiz dereceler fazla, cehenneme gireriz. İşte ifade.

Allahû Tealâ Mu’minûn-102’de diyor ki:

23/MU'MİNÛN-102: Fe men sekulet mevâzînuhu fe ulâike humul muflihûn(muflihûne).
O zaman kimin mizanı (sevap tartıları) ağır gelirse işte onlar, felâha erenlerdir.


“Kıyâmet günü mizanlar kurulur. Kimin sevap tartıları ağır basarsa onlar felâha erenlerdir (Yani felâha erenler cennete girenler. Onların gidecekleri yer cennettir.)” diyor. Bir sonraki âyet-i kerime Mu’minûn-103:

23/MU'MİNÛN-103: Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum fî cehenneme hâlidûn(hâlidûne).
Ve kimin mizanı (sevap tartıları) hafif gelirse, işte onlar, nefslerini hüsrana düşürenlerdir. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacak olanlardır.


“Kimin de sevap tartıları hafif gelirse onlar hüsranda olanlardır. Onların gidecekleri yer cehennemdir. Hem de orada ebediyyen kalmak üzere.”

Şimdi bu kardeşimize sormaz mıyız biz? Yani o cehenneme girenlerin hepsini Allahû Tealâ mı keyfinden cehenneme gönderiyor? Allahû Tealâ’nın bu kadar adaletsiz olacağına ihtimal veriyor musun?

Sevgili kardeşlerim! Dînlerini bu insanlara mutlaka öğreteceğiz. Allah'a sonsuz hamd ve şükrediyoruz ki; bu ilmi Allahû Tealâ bize vermiş ve bütün bu yanlışlıkları, bütün bu negatif faktörleri yok edeceğiz. Bu âyet-i kerimenin mânâsını o şekilde değerlendirmek… Bu âyetin mânâsı üzerinde bir defa daha konuşacağız inşaallah. Daha geniş bir zaman aralığında. Ama kim cehenneme giderse bilinsin ki; o kendi dileğiyle, kendi iradesiyle cehennemi kendisi hak etmiştir. O kişi cenneti hak etsin de Allah onu dilediği için cehenneme göndersin. Böyle bir saçmalığı acaba o, bu yazıyı yazan kardeşimiz kabul eder mi?

“Muhterem Efendimiz! Dualarınızı bekliyoruz.” Dua ederiz inşaallah.

Benzer konular