Burada İbrâhîm Suresinin 13. âyet-i kerimesinde sadece bir resûle denen bir olay değil, “rusulihim” diyor Allahû Tealâ, her bir ülke kendi resûlüne söylüyor bunu. Bütün kavimlerdeki resûllere kavmin büyük çoğunluğu mutlaka bunu söylemişlerdir: “Sen yalancısın, senin yaptığın bir sihirdir ve biz seni istemiyoruz. Sen mutlaka bizim dînimize dönmek mecburiyetindesin.”
Ve İbrâhîm Suresinin 14. âyet-i kerimesi:
Görüyoruz ki her şey Allah’ın yardımıyla mümkün. Allah, Allah’ın yolunda olan bir orduyu üç katı olan düşmanla savaştığında galip getirmiştir birçok savaşta. Melekleriyle yardımcı olmuştur ve her şey Allah’ın yardımıyla gerçekleşmiştir. Allahû Tealâ bunları söylediği zaman muhtevaya bakıyoruz, acaba İbrâhîm-14’ten sonra ne olmuş? 15’te diyor ki Allahû Tealâ:
Öyleyse sonucu veriyor Allahû Tealâ; resûllerin fetih istemeleri ve arkasından zorbaların, inatçıların kaybetmesi olayı.
İki âyet-i kerime; İbrâhîm-13 ve 14’te kuvvetliler her zaman kendilerinin galip geleceğini zannederler. Ama bilmezler ki helâke doğru ağır ağır gidiyorlar. Her devirde kuvvetin sahiplerinin önce zulmettikleri ama zaman içerisinde zulümlerinin kurbanı olduklarını görürüz. Bir devirde zâlimler, kuvvetleri sebebiyle hâkimdirler. Ama kısa bir süre sonra kuvvetleri Allahû Tealâ tarafından alınır ve zâlimler zulümleri ile kalırlar, onun cezasını çekerler. Hâkimiyetleri uzun süreli değildir.
Sevgili kardeşlerim, hangi devirde olursa olsun zulüm varsa onun arkası mutlaka gelir. Geceler ömür boyu sürmez. Geceler başlar ve biter. Dostlarını Allah olarak seçmeyenler, Allah’a karşı savaş verenler, eninde sonunda bu savaşı kaybetmek mecburiyetindedirler ve zulümleri yanlarına kâr kalır, cezalarının artmasına sebebiyet verir. Ama bir gün sahip olduklarını zannettikleri makamlar ayaklarının altından kayarak devrilir. Zulüm yaptığı işin bedeli, zulümle kendisine ödenmiş olur. Kim zâlimse o zulmün sahibidir. Mutlaka zulmü geri dönecektir. Kendilerini kuvvetli sananlar, her devirde o kuvvetlerinin ayaklarının altından çekilip gittiğini görmüşlerdir. Kimse, hiç bir grup dünya üzerinde hangi kuvvetin sahibi olurlarsa olsunlar Allah’a karşı gelemezler. Neticede galip gelecek olan mutlaka Allah’ın dostlarıdır. Türkiye de böyle bir süreçten geçmiştir ve ülkelerini soyup soğana çevirenler, her tarafta zulüm estirenler onlar iktidardan ayrılmak mecburiyetinde kalmışlardır. Elbette hepsinden bahsetmiyoruz. Bir kısmından bahsediyoruz. Halk onları zaten yakînen tanıyor. Zulmün sahipleri gizli kalamazlar. Hak mutlaka yerini bulur. Adalet mutlaka yerini bulur.