Furkân-27, 28, 29’a göre zalimler ve Ahzâb-67, 68, 69’a göre sâdat ve küberaya itaat edenlerin Ahkâf-5’e göre Allah’tan başkasına dua eden müşrikler olduğunu söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Resûl ve Nebî » Furkân-27, 28, 29’a göre zalimler ve Ahzâb-67, 68, 69’a göre sâdat ve küberaya itaat edenlerin Ahkâf-5’e göre Allah’tan başkasına dua eden müşrikler olduğunu söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Furkân-27, 28, 29’a göre zalimler ve Ahzâb-67, 68, 69’a göre sâdat ve küberaya itaat edenlerin Ahkâf-5’e göre Allah’tan başkasına dua eden müşrikler olduğunu söyleyebilir miyiz?

Furkân-27:

25/FURKÂN-27: Ve yevme yeadduz zâlimu alâ yedeyhi yekûlu yâ leytenîttehaztu mear resûli sebîlâ(sebîlen).
Ve o gün, zalim ellerini ısırır: “Keşke resûlle beraber (Allah’a giden) bir yol ittihaz etseydim.” der.


“Zalimlerin her biri iki elini ısırdığı o günde şöyle diyecekler: Ne olurdu o resûlle beraber sebîli tutsaydık (sebîle tâbî olup derhal ruhumuz vücudumuzdan ayrılsaydı, Allah’a ulaşmayı dileyseydik, resûle tâbî olsaydık ve tâbî olduğumuz zaman ruhumuz vücudumuzdan ayrılsaydı da sebîle, Sıratı Mustakîme ulaşsaydık).”

Furkân-28:

25/FURKÂN-28: Yâ veyletâ leytenî lem ettehız fulânen halîlâ(halîlen).
Yazıklar olsun, keşke ben filanı (o kişiyi) dost edinmeseydim.


“Yazıklar olsun bana, ne olurdu filanı dost edinmeseydim?”

Allah’ın, resûle tâbî olmak emri yerine başka birini dost edinerek resûle tâbî olmaktan mustağni kalması, dışarda kalması, resûle tâbî olmaması. Dost ettiği için o dost onu kandırmış ve resûle tâbî olmaktan men etmiş.

Furkân-29:

25/FURKÂN-29: Lekad edallenî aniz zikri ba’de iz câenî, ve kâneş şeytânu lil insâni hazûlâ(hazûlen).
Andolsun ki; bana zikir (Kur’ân’daki ilim) geldikten sonra beni zikirden saptırdı ve şeytan, insana yardımı engelleyendir.


“Andolsun ki bana Kur'ân gelmişken o, beni zikirden saptırdı. Şeytan insanı yalnız bırakır.”

“Bana Kur’ân gelmişken.” diyor o kişi. Allah’ın Resûl’üne tâbî olmak yerine kendisine başka dostlar edinen kişi, Kur’ân’dan onu saptırmış. Allah’ın Resûl’üne tâbî olmamış, o kişinin dediklerini gerçekleştirmiş ve Kur’ân’dan sapmış.

Şeytan insanı yalnız bırakır.” Yalnız bırakır, resûlden ayrı bırakır mânâsına geliyor.

46/AHKÂF-5: Ve men edallu mimmen yed’û min dûnillâhi men lâ yestecîbu lehu ilâ yevmil kıyâmeti ve hum an duâihim gâfilûn(gâfilûne).
Allah’tan başkasına dua edenden daha dalâlette kim vardır? Kıyâmet gününe kadar, ona kimse icabet etmez. Ve onlar (putlar), onların dualarından gâfildirler (habersizdirler).


“Allah’ı bırakıp kıyâmet gününe kadar kendisine icabet etmeyecek şeylere tapandan daha sapmış kimdir? Oysa onlar, bunların tapmalarından habersizdirler.”

Burada Ahkâf-5’te de: “Allah’tan başkasına tapanlar. Putlar onların tapmalarından habersizdirler.” diyor. Tabiî taş parçaları netice itibariyle.

Şimdi suale dönüyorum. Furkân-27, 28, 29’a göre zalimler ve Ahzâb-67, 68, 69’a göre sâdat ve küberaya itaat edenler, Furkân-27’de, zalimlere itaat edenler, kendilerine zulmedenler, başkalarını da Allah yolundan saptırırsa onlara da zulmedenler, bunlar mutlaka müşrikler, Allah’a ulaşmayı dilemeyenler, Resûl’e tâbî olmayanlar.

Benzer konular