Nisâ 69, Hadîd 19 ve Hucurât 7’nin ışığında Yüce Rabbimizin resûllerinin aracılığıyla kullarına bahşettiği ni’mete ve resûllerine karşı itaatin nasıl olması gerektiğini, bu en güzel itaat sonucunda bu ni’metlere en kısa sürede ulaşmak için bizlere düşen görevleri açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Resûl ve Nebî » Nisâ 69, Hadîd 19 ve Hucurât 7’nin ışığında Yüce Rabbimizin resûllerinin aracılığıyla kullarına bahşettiği ni’mete ve resûllerine karşı itaatin nasıl olması gerektiğini, bu en güzel itaat sonucunda bu ni’metlere en kısa sürede ulaşmak için bizlere düşen görevleri açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Nisâ 69, Hadîd 19 ve Hucurât 7’nin ışığında Yüce Rabbimizin resûllerinin aracılığıyla kullarına bahşettiği ni’mete ve resûllerine karşı itaatin nasıl olması gerektiğini, bu en güzel itaat sonucunda bu ni’metlere en kısa sürede ulaşmak için bizlere düşen görevleri açıklar mısınız?

Nisâ-69:

4/NİSÂ-69: Ve men yutiıllâhe ver resûle fe ulâike meallezîne en’amellâhu aleyhim minen nebiyyîne ves sıddîkîne veş şuhedâi ves sâlihîn(sâlihîne), ve hasune ulâike rafîkâ(rafîkan).
Ve kim, Allah'a ve Resûl'e itaat ederse, o taktirde işte onlar, Allah'ın kendilerine ni'met verdiği nebîlerle (peygamberlerle) ve sıddîklerle ve şehitlerle ve salihlerle beraberdirler. Ve işte onlar ne güzel arkadaştır.


ve men yutiıllâhe ver resûle fe ulâike meallezîne en’amellâhu aleyhim: Allah’a ve resûlüne kim itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine ni’met verdiği.
minen nebiyyîne ves sıddîkîne veş şuhedâi ves sâlihîn: Onlar nebîlerle (peygamberlerle) ve sıddîklerle ve şehitlerle ve salihlerle birliktedirler, beraberdirler.
ve hasune ulâike refîkâ: Onlar, ne güzel arkadaştırlar.

Bunlar, salihler ve has olanlar.

Hadîd Suresinin 19.âyet-i kerimesi:

57/HADÎD-19: Vellezîne âmenû billâhi ve rusulihî ulâike humus sıddîkûne veş şuhedâu inde rabbihim, lehum ecruhum ve nûruhum, vellezîne keferû ve kezzebû bi âyâtinâ ulâike ashâbul cahîm(cahîmi).
Ve, Allah’a ve O’nun Resûl’üne inananlar, işte onlar, onlar sıddıklardır ve şehitlerdir. Rab’lerinin yanında onların ecirleri ve nurları vardır. Ve inkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar cahîm (alevli ateş) halkıdır.


vellezîne âmenû billâhi ve rusulihî ulâike humus sıddîkûne veş şuhedâu: Allah ve resûlu ile beraber olanlar sıddîklerdir ve şehitlerdir.
inde rabbihim: Rablerinin katında.
lehum ecruhum ve nûruhum: Onlar için ecir vardır ve Rabb’lerinin nuru vardır.
vellezîne keferû ve kezzebû bi âyâtinâ ulâike ashâbul cahîm(cahîmi): Kim de kâfir olur, ayetlerimizi tekzip eder; yalanlarsa onlar cehennem ashabıdırlar.

Ve Hucurât-7:

49/HUCURÂT-7: Va’lemû enne fîkum resûlallâh(resûlallâhi), lev yutîukum fî kesîrin minel emri le anittum ve lâkinnallâhe habbebe ileykumul îmâne ve zeyyenehu fî kulûbikum, ve kerrahe ileykumul kufre vel fusûka vel isyân(isyâne), ulâike humur râşidûn(râşidûne).
Ve aranızda Allah’ın Resûl'ü olduğunu biliniz. Eğer işlerin çoğunda size itaat etseydi, mutlaka sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah, size îmânı sevdirdi ve onu kalplerinizde müzeyyen kıldı. Küfrü, fıskı ve isyanı size kerih gösterdi. İşte onlar, onlar irşad olanlardır.


“Nisâ-69, Hadîd-19 ve Hucurât-7’nin ışığında Yüce Rabbimizin resûllerinin aracılığıyla kullarına bahşettiği ni’mete ve resullerine karşı itaatin nasıl olması gerektiğini, bu en güzel itaat sonucunda bu ni’metlere en kısa sürede ulaşmak için bizlere düşen görevleri açıklar mısınız?” diyor.
 
Bütün kardeşlerim, resûlü iyi dinleyin, resulün sözlerini. Hangi âyetten bahsediyorsa o âyeti iyice öğrenerek yerli yerine oturtun, onunla birlikte Allah’ın güzelliklerini yaşayın. Göreviniz bu, koskoca topluma. Sizin yardımız olmazsa onların hiç biri kurtuluşa ulaşamayacaktır. Onun için çok ağır bir görevin yükümlülüğündesiniz.
 
Görevlerinizi ciddiye alın. Öyle bir zaman da yaşıyoruz ki herkes size muhtaç. Daha muhtaç olduklarının farkında değiller; ama farkında olacaklar.

Benzer konular