Duhân Suresinin 58. âyet-i kerimesini açıklar mısınız? Bu âyetlerin Kitab’ın resûlün diliyle kolaylaştırılması açısından Âli İmrân-164 ve Cuma Suresinin 2. âyet-i kerimeleriyle bir bağlantısının olduğunu söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Resûl ve Nebî » Duhân Suresinin 58. âyet-i kerimesini açıklar mısınız? Bu âyetlerin Kitab’ın resûlün diliyle kolaylaştırılması açısından Âli İmrân-164 ve Cuma Suresinin 2. âyet-i kerimeleriyle bir bağlantısının olduğunu söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Duhân Suresinin 58. âyet-i kerimesini açıklar mısınız? Bu âyetlerin Kitab’ın resûlün diliyle kolaylaştırılması açısından Âli İmrân-164 ve Cuma Suresinin 2. âyet-i kerimeleriyle bir bağlantısının olduğunu söyleyebilir miyiz?

Duhân-58:

44/DUHÂN-58: Fe innemâ yessernâhu bi lisânike leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne).
İşte böylece O’nu (Kur’ân-ı Kerim’i), senin lisanın ile kolaylaştırdık. Umulur ki onlar tezekkür ederler.


“Belki onlar düşünürler diye Biz O’nu (Kur’ân’ı), senin dilinle kolaylaştırdık (senin lisanınla, senin anlatışınla kolaylaştırdık).”

Yani, “Sen O’nu öyle bir şekilde anlatırsın, açıklarsın ki onlar, daha kolay bir şekilde kendileri okusalar da anlayamayacaklardı. Ama senin açıklamanla onlar kolayca anlayabilirler.” diyor Allahû Tealâ.

Âli İmrân-164:

3/ÂLİ İMRÂN-164: Lekad mennallâhu alâl mu’minîne iz bease fîhim resûlen min enfusihim yetlû aleyhim âyâtihî ve yuzekkîhim ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmete, ve in kânû min kablu le fî dalâlin mubîn(mubînin).
Andolsun ki Allah, mü’minlerin (başlarının) üzerine (devrin imamının ruhu) bir ni’met olmak üzere (onların aralarında, kendi kavminin içinde) kendilerinden bir resûl beas eder. Onlara O’nun (Allah’ın) âyetlerini tilâvet eder, onları tezkiye eder ve onlara kitap ve hikmeti öğretir. Ondan evvel (Allah'a ulaşmayı dilemeden evvel) onlar gerçekten açık bir dalâlet içinde idiler.


le kad mennallâhu alel mu’minîne: Andolsun ki mü'minlerin üzerine bir ni'met olmak üzere.
(mennallâhu: Bir ni'met olmak üzere.)
iz bease fîhim resûlen: O zaman onların içinde (fîhim) bir resul beas ettik. (O zaman bir resûl beas ettik.)
min enfusihim: Onların kendi içlerinden. (Onların içinde görev yapacak olan bir resûl ve onların içlerinden birisi. Onların içinde görev yapacak hem de onların içlerinden birisi.)
yetlû aleyhim âyâtihî: Onlara onun âyetlerini tilavet eder, okur, anlatır.
ve yuzekkîhim: Onları tezkiye eder.
ve yuallimuhumul kitâbe: Onlara kitap öğretir.
vel hikmeh: Ve hikmet öğretir.
ve in kânû min kablu le fî dalâlin mubîn: Bundan evvel onlar açık bir dalâlet içindeydiler.

Cuma-2:

62/CUMA-2: Huvellezî bease fîl ummiyyîne resûlen minhum yetlû aleyhim âyâtihî ve yuzekkîhim ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmete, ve in kânû min kablu le fî dalâlin mubîn(mubînin).
Ümmîler arasında, kendilerinden bir resûl beas eden (görevlendiren) O’dur. Onlara, O’nun (Allah’ın) âyetlerini okur, onları tezkiye eder (nefslerini temizler), onlara Kitab’ı (Kur’ân-ı Kerim’i) ve hikmeti öğretir. Ve daha önce (Allah'a ulaşmayı dilemeden evvel) elbette onlar, sadece açık bir dalâlet içinde idiler.


Onlara, onların içinde Allah’ın âyetlerini okusun. Onları tezkiye etsin ve onlara kitap ve hikmet öğretsin diye ümmîler için onların aralarından resûl beas eden o, Allah’tır. O’ndan evvel yani bu resûle tâbî olmadan evvel onlar, açık bir dalâlet içindeydiler.”

Her iki âyet-i kerimede de ondan evvel onların açık bir dalâlet içinde olması söz konusu.

“Duhân Suresinin 58. âyet-i kerimesini açıklar mısınız?” diyor.

“Belki onlar düşünürler diye Biz onlar için Kur’ân’ı senin dilinle; senin lisanınla kolaylaştırdık (onlara kolaylaştırdık; onlar için kolaylaştırdık). Umulur ki tezekkür ederler.” diyor Allahû Tealâ.

İnsanlar, Kur'ân’ın birçok yerini anlayamazlar. Ama Allahû Tealâ’nın Resûl’ü Allah’tan sorarak cevabı alır ve açık bir şekilde açıklar. O zaman her şey en güzel standarda ulaşır.

Bu kardeşimizin suali şu: “Bu âyetlerin Kitab’ın resûlün diliyle kolaylaştırılması açısından Âli İmrân-164 ve Cuma Suresinin 2. âyet-i kerimeleriyle bir bağlantısının olduğunu söyleyebilir miyiz?”

Evet, her ikisinde de resûlün diliyle kolaylaştırıldığı açıklanıyor.

Benzer konular