Mâide-7 "İşittik ve itaat ettik." ifadesiyle sorulara verilen cevapları görüyoruz. A’râf-172’de bu soruların dolaylı olarak ifade edilip edilmediğini ve bu işitmenin ve itaat etmenin neyi kapsadığını öğrenebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Yemin, Misak ve Ahd » Mâide-7 "İşittik ve itaat ettik." ifadesiyle sorulara verilen cevapları görüyoruz. A’râf-172’de bu soruların dolaylı olarak ifade edilip edilmediğini ve bu işitmenin ve itaat etmenin neyi kapsadığını öğrenebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Mâide-7 "İşittik ve itaat ettik." ifadesiyle sorulara verilen cevapları görüyoruz. A’râf-172’de bu soruların dolaylı olarak ifade edilip edilmediğini ve bu işitmenin ve itaat etmenin neyi kapsadığını öğrenebilir miyiz?

Mâide-7 “İşittik ve itaat ettik.” ifadesiyle sorulara verilen cevapları görüyoruz.

Mâide-7: Allahû Tealâ kıyâmet günü, ezelde, kıyâmet günü değil ezelde, hepimizi bir araya getiriyor. Âdem (A.S)’ın sırtından onun çocuklarını, onlardan onu çocuklarını… Böylece bütün insanları huzurunda topluyor ezelde. Ve onların hepsine birden: “Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?” diyor.  Diyoruz ki:
 
“kâlû: Dediler ki:”
“belâ: Evet.”
 
Hepimiz diyoruz ki: “Evet, sen bizim Rabbimizsin.” Ve Allahû Tealâ diyor ki: “Onların nefslerine, onları şahit tuttuk. Fizik vücutlarını ve ruhlarını onların nefslerine şahit tuttuk. Kıyâmet günü ‘Ben bundan haberdar değildim.’ demesin diye.”

Neden “Haberdar değilim, demesin diye?”  İşte Mâide Suresinin 7. âyet-i kerimesi bu sualin cevabını veriyor. Allahû Tealâ hepimize diyor ki:

5/MÂİDE-7: Vezkurû ni’metellâhi aleykum ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî iz kultum semi’nâ ve ata’nâ vettekûllâh(vettekûllâhe) innallâhe alîmun bizâtis sudûr(sudûri).
Allah’ın, sizin üzerinizdeki nimetini ve: “İşittik ve itaat ettik” dediğiniz zaman, onunla sizi bağladığı misâkınızı hatırlayın. Allah’a karşı takvâ sahibi olun, Muhakkak ki Allah göğüslerde (sinelerde) olanı en iyi bilir.


“Ben, sizin Rabbiniz olduğuma göre (bunu mânâsı diyor yani). Demek ki; emirlerime itaat edeceksiniz. Ben, sizin Rabbiniz olduğuma göre ey ruhlar! Bana misak verin; ölmeden evvel Bana ulaşacağınıza dair. Fizik vücudunuz ölmeden evvel Bana ulaşacağınıza dair. Ey fizik vücutlar! Bana ahd verin; Bana teslim olacağınıza dair. (Ruhumuzun Allah'a ulaşması da; ruhumuzun Allah'a teslimi.) Ey nefsler! Siz de bana ahd verin ki; siz de teslim olacaksınız.”

Ruhlarımızın misaki, nefslerimizin yemini ve fizik vücutlarımızın ahdi. Yemin, misak ve ahd…

* Misak; ruhlarımızdan,
* Ahd; fizik vücutlarımızdan,
* Yeminse; nefslerimizden alınıyor.

Allahû Tealâ diyor ki her birine: “Bana yemin ver. Bana misak ver. Bana ahd ver.” diyor. Ve ruhlarımız misak veriyor, fizik vücutlarımız ahd veriyor, nefslerimiz de yemin veriyor Allahû Tealâ’ya teslim olacaklarına dair. Ve Allahû Tealâ soruyor: “İtaat ettiniz mi? Emirlerime itaat ettiniz mi? “ata’nâ” diyoruz “İtaat ettik.” Ve Allahû Tealâ buyuruyor: “Öyleyse itaat edin.” diyor. Ve evvelâ “Sözlerimi işittiniz mi?” diyor Allahû Tealâ. Yani: “Bana yemin verin, misak verin, ahd verin, konusundaki sözlerimi işittiniz mi?” diyor bize, hepimize. Cevap veriyoruz: “semi'nâ” diyoruz. “İşittik.” Allahû Tealâ buyuruyor ki: “Öyleyse itaat edin.” Yeminler, misaklar ve ahdler; bu fizik vücutların hepsi tarafından veriliyor. “ata’nâ” diyoruz. Allahû Tealâ: “İtaat ettiniz mi?” Allahû Tealâ’nın sualine karşılık “ata’nâ” diyoruz. “Biz itaat ettik.”

5/MÂİDE-7: Vezkurû ni’metellâhi aleykum ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî iz kultum semi’nâ ve ata’nâ vettekûllâh(vettekûllâhe) innallâhe alîmun bizâtis sudûr(sudûri).
Allah’ın, sizin üzerinizdeki nimetini ve: “İşittik ve itaat ettik” dediğiniz zaman, onunla sizi bağladığı misâkınızı hatırlayın. Allah’a karşı takvâ sahibi olun, Muhakkak ki Allah göğüslerde (sinelerde) olanı en iyi bilir.


Ondan sonra İlahî İrade bizim cüz’i irademizden yeni bir şey daha istiyor; İlahî İrade kişisel iradeyi emrediyor ki: “Sen de Bana teslim olacaksın.” diyor. İşte bu, irademizin ezelde Allah'a verdiği misak.

Şimdi bunun ışığı altında bakıyoruz konuya. Olay bu. Mâide Suresinin. 7. âyet-i kerimesinde “İşittik ve itaat ettik.” ifadesiyle sorulara verilen cevapları görüyoruz. Evet, olay bu şekilde ifade ediliyor.

“A’râf-172’de bu soruların dolaylı olarak ifade edilip edilmediğini ve bu işitmenin ve itaat etmenin neyi kapsadığını öğrenebilir miyiz?” diyor kardeşimiz.    

A’râf-172.

7/A'RÂF-172: Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne).
Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini aldığı zaman onları, nefsleri üzerine şahit tuttu. (Allahû Tealâ şöyle buyurdu): “Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?” Dediler ki: “Evet, (Sen, bizim Rabbimizsin), biz şahit olduk.”


A’râf-172; zaten söylemiştik. A’râf-172’de Allahû Tealâ’nın söylediğine, bir defa daha bakalım âyet-i kerimeye. Söylediğimiz âyet-i kerime, A’râf-172. Allahû Tealâ’nın ifadesi açık ve kesin. Hepsini söylediğimiz için bir defa daha tekrar etmiyoruz. “Şahit olmuşuz hepimiz.”

“A’râf-172’de bu soruların dolaylı olarak ifade edilip edilmediğini…” diyor.

A’râf-172’nin neticesidir Mâide Suresinin 7. âyet-i kerimesi. A’râf-172’deki “Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?” ifadesinden sonra gerçekleşiyor. Hepimizden Allahû Tealâ “kâlû; dedi ki; belâ” cevabını aldıktan sonra bunu soruyor.

“Ve bu işitmenin ve itaat etmenin neyi kapsadığını öğrenebilir miyiz?”

Zaten anlatmış olduk.

Benzer konular