İdrakimiz Allah’a ulaşmayı dilemediğimiz zaman mı açılır?
Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » İdrakimiz Allah’a ulaşmayı dilemediğimiz zaman mı açılır?
İdrakimiz Allah’a ulaşmayı dilemediğimiz zaman mı açılır?
Muhterem Efendimiz! Saygı ve hürmetle mübarek ellerinizden öperim. Benim sorum şu: Tasavvufa girmeden önce Allah’ı arıyordum. Fakat ulaşmayı sizden duydum. Sizi dinledikten sonra idrakim açıldı. Daha önce Allah’a ulaşmayı dilemediğim için kapalıydı.
Evet, idrakin açılması da Allah’a ulaşmayı diledikten sonra gerçekleşen bir vetiredir. Bu kardeşimiz haklıdır. Allah’a ulaşmayı diledikten sonra idrakiniz açılır. Ondan evvel; gözleriniz kör, kulaklarınız sağır, kalpleriniz idraksiz.
Allahû Tealâ diyor ki: “Habibim! O, hevalarını kendilerine ilâh edinenleri görüyor musun? Allah onları, onların ilimleri üzere dalâlette bırakır.”
Sonra ne diyor Allahû Tealâ? “Allah, onların basar isimli görme hassasının üzerine gışavet adlı bir perde çeker. Allah, onların sem’î isimli işitme hassalarını mühürler. Allah, onların kalplerindeki idraki (kalplerini) mühürler. Böylece kalpleri idraksiz olur.”
Öyleyse kardeşimizin idraki, Allah’a ulaşmayı diledikten sonra açılmıştır. Çünkü kim Allah’a ulaşmayı dilerse Allah, onun:
• Gözlerindeki hicabı mestureyi alır.
• Görme hassasının üzerindeki gışâveti alır.
• Kulaklarındaki vakrayı alır.
• Kalbinin mührü açar.
• Kalbindeki ekinneti alır.
• Kalbinin içine ihbat koyar.
Bunlar, o kişinin idrakinin açılmasıdır. İdrak, kalpte oluşan bir meyvedir. Ve Allahû Tealâ tarafından; kalbin mührü açılmadan, kalbin içindeki ekinnet alınmadan (idraki önleyen İlâhi kompüter oradan alınmadan) ve yerine idraki sağlayan bir İlâhi kompüter (ihbat) konmadan bu hedefe kimse ulaşamaz. İdraki açılmaz.
“Daha önce Allah’a ulaşmayı dilemediğim için kapalıydı.” diyor.
Aynen, Kur’ân-ı Kerim de böyle söylüyor.
Evet, idrakin açılması da Allah’a ulaşmayı diledikten sonra gerçekleşen bir vetiredir. Bu kardeşimiz haklıdır. Allah’a ulaşmayı diledikten sonra idrakiniz açılır. Ondan evvel; gözleriniz kör, kulaklarınız sağır, kalpleriniz idraksiz.
Allahû Tealâ diyor ki: “Habibim! O, hevalarını kendilerine ilâh edinenleri görüyor musun? Allah onları, onların ilimleri üzere dalâlette bırakır.”
45/CÂSİYE-23: E fe raeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gışâveten, fe men yehdîhi min ba’dillâhi, e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).
Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?Sonra ne diyor Allahû Tealâ? “Allah, onların basar isimli görme hassasının üzerine gışavet adlı bir perde çeker. Allah, onların sem’î isimli işitme hassalarını mühürler. Allah, onların kalplerindeki idraki (kalplerini) mühürler. Böylece kalpleri idraksiz olur.”
Öyleyse kardeşimizin idraki, Allah’a ulaşmayı diledikten sonra açılmıştır. Çünkü kim Allah’a ulaşmayı dilerse Allah, onun:
• Gözlerindeki hicabı mestureyi alır.
• Görme hassasının üzerindeki gışâveti alır.
• Kulaklarındaki vakrayı alır.
• Kalbinin mührü açar.
• Kalbindeki ekinneti alır.
• Kalbinin içine ihbat koyar.
Bunlar, o kişinin idrakinin açılmasıdır. İdrak, kalpte oluşan bir meyvedir. Ve Allahû Tealâ tarafından; kalbin mührü açılmadan, kalbin içindeki ekinnet alınmadan (idraki önleyen İlâhi kompüter oradan alınmadan) ve yerine idraki sağlayan bir İlâhi kompüter (ihbat) konmadan bu hedefe kimse ulaşamaz. İdraki açılmaz.
“Daha önce Allah’a ulaşmayı dilemediğim için kapalıydı.” diyor.
Aynen, Kur’ân-ı Kerim de böyle söylüyor.
Benzer konular
