Sâd-29 ve Muhammed-24’te belirtilen Kur’ân’ın ve âyetlerin tedebbür edilmesi ne mânâya gelmektedir? Tedebbür etmek hangi basamakları içermektedir? Tedebbür kavramının tefekkür ve tezekkür kavramlarıyla bir ilişkisi var mıdır? Tedebbür müessesesi tezekkürde de var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Ulul'elbab » Sâd-29 ve Muhammed-24’te belirtilen Kur’ân’ın ve âyetlerin tedebbür edilmesi ne mânâya gelmektedir? Tedebbür etmek hangi basamakları içermektedir? Tedebbür kavramının tefekkür ve tezekkür kavramlarıyla bir ilişkisi var mıdır? Tedebbür müessesesi tezekkürde de var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Sâd-29 ve Muhammed-24’te belirtilen Kur’ân’ın ve âyetlerin tedebbür edilmesi ne mânâya gelmektedir? Tedebbür etmek hangi basamakları içermektedir? Tedebbür kavramının tefekkür ve tezekkür kavramlarıyla bir ilişkisi var mıdır? Tedebbür müessesesi tezekkürde de var mıdır?

Sâd-29:

39/ZUMER-29: Daraballâhu meselen raculen fîhi şurakâu muteşâkisûne ve raculen selemen li raculin, hel yesteviyâni meselen, el hamdulillâhi bel ekseruhum lâ ya’lemûn(ya’lemûne).
Allah, şu meseleyi örnek verdi. Aralarında anlaşamayan birkaç ortağa (birden) bağlı kişi ile tek bir adama teslim olan kişinin durumu bir olur mu? Hamd, Allah’a mahsustur. Ama onların çoğu bilmezler.


kitâbun enzelnâhu ileyke mubârekun li yeddebberû âyâtihî: Bu mübarek kitabı sana indirdik ki âyetleri ile tedbir etsinler.
ve li yetezekkere ûlul elbâb: Ve ulûl’elbab tezekkür etsin diye.
yeddebberû: Tedbir etmek, tedebbür etmek demek. Yani o Kur’ân’la meşgul olsunlar. Kur’ân’ın emirlerine itaat etsinler ve bütün işler, Kur’ân’la tedbir edilsin, idare edilsin, yönetilsin.

Ve ayrıca; “Ulûl’elbabın tezekkür etmesi için de indirdik.”  diyor.

Neden ulûl’elbab tezekkür ediyor Kur’ân-ı Kerim’i? Tezekkür, tedbirin ötesinde bir olay. Tezekkür, Kur’ân’ın lafzî mânâsının ötesini, Kur’ân’ın ruhunu öğrenenlerin işidir. Kur’ân’ın ruhunu öğrenebilmekse Allah’ın öğretmesiyle mümkündür. Allah’ın öğretimiyle insanlar Kur’ân’ın ruhunu, Allah’tan öğrenirler. Bunun için o kişinin daimî zikre ulaşması lâzım, nefsinin kalbinde afetlerin bitmesi lâzım, Allahû Tealâ’nın o kişinin kalp gözünü ve kalp kulağını açması lâzım ki Allah ile her an konuşabilsin ve neticede iradesini Allah’a teslim ettiği zaman Allah’ı görebilsin. Ama kalp gözünü açmasındaki başlangıç sebebi; Allah’ın o kişinin kalbine gösterdiği şeyleri kişinin görebilmesi.

Öyleyse Kur’ân’ın ve âyetlerin tedebbür edilmesi; onların yürürlüğe konması, tatbikatı. Ama tezekkürü; Allah tarafından öğretiyle mümkün olan sonucu.

Muhammed-24:

47/MUHAMMED-24: E fe lâ yetedebberûnel kur’âne em alâ kulûbin akfâluhâ.
Hâlâ Kur’ân’ı tefekkür etmezler mi? Yoksa kalpler üzerinde kilitleri mi var?


“Öyle olmasa Kur’ân’ı iyiden iyiye düşünmezler miydi (sadece düşünmek değil tatbikata sokmazlar mıydı)? Yoksa birtakım kalpler üzerine kilitler mi vurulmuş?”

Kur’ân’ı tedebbür etme noktasında Allahû Tealâ’ya ulaşmayı dilemeyenler için onların kalplerinde kilitler vardır daima.

Kardeşimiz diyor ki: “Tedebbür etmek hangi basamakları içermektedir?”

Tezekkürden evvelki basamakları içermektedir.

“Tedebbür kavramının tefekkür ve tezekkür kavramlarıyla bir ilişkisi var mıdır?”

Tedebbürün, muhtevasına tefekkürü aldığını görüyoruz. Zahirî tedebbür, tedbir etmek, tatbikatını gerçekleştirmek, zahirî anlamda tedebbürün, tefekkürün muhtevası içinde olduğu bir alanı kapsar. Yani 26. basamaktan evvelki bütün basamakları kapsar. Kişinin Allah’a ulaşmayı diledikten sonraki bütün basamaklar, ilm’el yakîn’i bütünüyle kaplar; tedebbür. Bunlar tefekkür sahipleridir. Ulûl’elbab olana kadar kişi, tefekkürün sahibidir. Ulûl’elbab’da tezekkürün sahibi olur.

“Tedebbür müessesesi, tezekkürde de var mıdır?”

Elbette. Devam eder ama tezekküre ait olan tedebbür, artık manevî alanda hükümferma olan bir dizayndır. Tezekkürle tefekkür birbirinden kesin şekilde ayrılır.

Tefekkür, tezekküre kadar geçen devredeki kişinin düşünebilme, ihata edebilme kabiliyetidir. Ama tezekkür, o kişinin daimî zikre ulaştıktan sonraki, kalp gözü açıldıktan, kalp kulağı açıldıktan sonraki Allah’ın fiziğin ötesinde ona ulaştırdığı fizik ötesi bilgiyi de muhtevasına alır. Tedebbür, bu anlamda devam edecektir. İşlerin tedbiri; kişinin namazı, orucu, zikri artık farklı bir boyutta oluşacaktır.

Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım. Allah’a sonsuz hamd ve şükrederiz ki bir defa daha bir güzel dizaynda hepimiz bir araya geldik. Her şey en güzel standartlarda cereyan ediyor.

Allahû Tealâ’nın huzurunda hepinizin hem cennet saadetine hem dünya ulaşmasını O’ndan, Yüce Rabbimizden dileyerek, O’nun huzurunda Allah hepinizden razı olsun diyoruz.

Benzer konular