Kur'ân-ı Kerim bütün zamanlara hitap eden bir kitap olduğuna göre Mâide Suresinin 104. âyet-i kerimesi ile bu durum arasında bir bağ var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » İslâm » Kur'ân-ı Kerim bütün zamanlara hitap eden bir kitap olduğuna göre Mâide Suresinin 104. âyet-i kerimesi ile bu durum arasında bir bağ var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Kur'ân-ı Kerim bütün zamanlara hitap eden bir kitap olduğuna göre Mâide Suresinin 104. âyet-i kerimesi ile bu durum arasında bir bağ var mıdır?

Efendimiz, ben İmam Hatip’te okurken bize dîni, Akaid, Siyer, Fıkıh, Kelâm, Hadîs kitapları vardı; onlardan öğretiyorlardı.  Kur'ân-ı Kerim ise sadece Arapçasından okunuyor ve tecvitli okunuşu üzerinde duruluyordu. Ne kadar hazindir ki insanı kurtuluşa ulaştıracak ilim öğretilmiyordu. Sonsuz kere hamdeder, şükrederiz ki sizden her geçen gün inşaallah dînimizi öğrenmekteyiz. Bugün bize; “Biz bu zamana kadar Allah’a ulaşmayı duymadık. Bu kitaplarda da önceki âlimler tarafından yazılmış kitaplarda da böyle bir şey yazmıyor.” diyorlar. Efendimiz, Kur'ân-ı Kerim bütün zamanlara hitap eden bir kitap olduğuna göre Mâide Suresinin 104. âyet-i kerimesi ile bu durum arasında bir bağ var mıdır?

Mâide-104:

5/MÂİDE-104: Ve izâ kîle lehum teâlev ilâ mâ enzelallâhu ve ilâr resûlî kâlû hasbunâ mâ vecednâ aleyhi âbâenâ e ve lev kâne âbâuhum lâ ya’lemûne şey’en ve lâ yehtedûn(yehtedûne).
Ve onlara: “Allah'ın indirdiğine (Kur’ân'a) ve Resûl’e (itaate) gelin.” denildiğinde; “Babalarımızı üzerinde bulduğumuz şey (dîn) bize yeter (kâfi)” derler. Ya onların babaları (bu gerçeklere ait) bir şey bilmiyorlarsa ve hidayete ermemişlerse de mi?


ve izâ kîle lehum teâlev ilâ mâ enzelallâhu ve iler resûlî: Onlara, ‘Allah’ın indirdiğine yani Kur’ân’a ve Resûl’e itaate gelin’ denildiğinde.
kâlû hasbunâ mâ vecednâ aleyhi âbâenâ: Babalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter.
ve lev kâne âbâuhum lâ ya’lemûne şey’en ve lâ yehtedûne: Onların babaları bir şey bilmiyorlarsa ve de hidayete ermemişler ise de mi?

Her devirde aynı şeyler yaşanıyor. Onun için o devre de Mâide-104 uygundur, bu devre de uygundur, ondan evvelki bütün devirlere de uygundur.

Bu, İmam hatip lisesinden mezun olan bu kardeşimiz Allah’ın doğrularını burada bizimle birlikte öğrendi ve diyor ki:  “Bize dîni, akait kitaplarından öğrettiler; 1, siyer kitaplarından öğrettiler; 2, fıkıh kitaplarından öğrettiler; 3, kelâm kitaplarından öğrettiler; 4, hadîs kitaplarından öğrettiler ama Kur’ân’dan öğretmediler. Kur’ân, sadece tecvitli okunurdu.”

Yani Kur’ân, hiç açılmaması lâzımgelen, mânâsına bakılmaması lâzımgelen, sadece tecvitli okunması lâzımgelen bir Allah’ın kitabı olarak değerlendirilmiş. Oysaki her şey Kur’ân’ın içinde sevgili kardeşlerim. Kur’ân, öyle bir bütünlüğün sahibidir ki o Kur’ân’la amel etmek mecburiyetindeyiz. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

6/EN'ÂM-38: Ve mâ min dâbbetin fîl ardı ve lâ tâirin yatîru bi cenâhayhi illâ umemun emsâlukum, mâ farratnâ fîl kitâbi min şey’in summe ilâ rabbihim yuhşerûn(yuhşerûne).
Ve yeryüzünde yürüyen hayvanlardan ve iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa (4 ayaklı) hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki; sizin gibi ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra Rab’lerine haşrolunacaklar (olunurlar).


“Biz bu Kitaba her şeyi koyduk. Hiçbir şeyi eksik bırakmadık.”

Peygamber Efendimiz (S.A.V) buyuruyor ki: “Aranızda en hayırlınız, Kur’ân’ı öğrenenler ve öğretenlerdir (Kur’ân’ın lâfzını ve ruhunu öğrenenler ve onu öğretenlerdir).” Bugün ne olmuş? Kur’ân’ın lâfzı ve ruhu değil,  Kur’ân’ın sadece tecvitli okunması öğretiliyor. Kim daha güzel okursa o, Diyanet İşleri’nde daha etkili birisi olarak kabul ediliyor. Sevgili kardeşlerim, hem dîni öğretme mevkiinde olanlara yazık oluyor hem de cehenneme doğru onlarla beraber gitmekte olan 70 milyon insana yazık oluyor.  Biz sadece bu ülkenin halkını değil, onlara dîn öğretenleri de kurtarmak mecburiyetinde lanız. Ama onlar hâlâ anlamıyorlar. İşte aslında bu kardeşimiz, onların aralarından gelmiş. Aramızda İlâhiyat Fakültesini bitirmiş birçok kardeşimiz var; evvelâ İmam Hatip Lisesini bitirmiş, sonra İlâhiyat’ı bitirmiş. Bu kardeşlerimiz, anlattıklarımızın hepsinin %100 doğru olduğunu biliyorlar ama ötekiler bilmiyorlar henüz ve hâlâ yanlış öğreti devam ediyor ve insanlar cehenneme doğru hızla yürüyorlar.

Benzer konular