Kur’ân-ı Kerim’de geçen “indiririz” ve “veririz” kelimelerinden Allahû Tealâ’nın muradı, vahiy midir yoksa âyet-i kerime’nin muhtevasına göre farklı anlamlar kazabilirler mi?

Anasayfa » Ana Sayfa » Kur’ân-ı Kerim'deki Temel Emirler » Kur’ân-ı Kerim’de geçen “indiririz” ve “veririz” kelimelerinden Allahû Tealâ’nın muradı, vahiy midir yoksa âyet-i kerime’nin muhtevasına göre farklı anlamlar kazabilirler mi?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Kur’ân-ı Kerim’de geçen “indiririz” ve “veririz” kelimelerinden Allahû Tealâ’nın muradı, vahiy midir yoksa âyet-i kerime’nin muhtevasına göre farklı anlamlar kazabilirler mi?

Evet. Allahû Tealâ Hz. İsa’ya kitap indirdiğini söylemiyor. Kitap verdiğini söylüyor. Nitekim Hz. İsa da annesinden doğar doğmaz diyor ki: “Ben Allah’ın peygamberiyim, nebîsiyim. Bana kitap verdi ve hikmet verdi.” Daha doğduktan hemen sonra Hz. İsa bunları söylüyor, konuşuyor ve bir Allahû Tealâ’nın işareti olarak “Ben Allah’ın nebîsiyim. Allah bana kitap ve hikmet verdi.” diyor. Kitabı (İncil’i) Allahû Tealâ’nın kendisine verdiğini söylüyor:

19/MERYEM-30: Kâle innî abdullâhi, âtâniyel kitâbe ve cealenî nebiyyâ(nebiyyen).
(Bebek) şöyle dedi: “Muhakkak ki ben, Allah’ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni nebî (peygamber) kıldı.”


Şimdi bir takım insanlar diyorlar ki: “İncil diye bir kitap yoktur. Matta’nın, Luca’ın, Marcos’un ve Yuhanna’nın ortaya koyduğu 4 tane yazıt vardır. Bu yazılar İncil’in bütününü oluşturur.” Oysaki Allahû Tealâ Hz. İsa’ya kitap verdiğini söylüyor. Hz. İsa da “Allah bana kitap verdi.” diyor, açık ve kesin bir şekilde. Burada kullandığı kelimelerde Allahû Tealâ, peygamberlere kitap verdiğini de söylüyor, indirdiğini de söylüyor. Öyleyse “indiririz” ve “veririz” kelimelerinden Allahû Tealâ’nın sözü kitaptır. “Kitap indiririz.” veya “Kitap veririz.”

Biliyorsunuz ki, Hz. Musa’ya Allahû Tealâ tabletler yazdırmış olarak indiriyor. 40 günlük süre içerisinde (30 gün 40 güne çıkarılıyor Tur Dağı’nda). ve Hz. Musa’ya tabletler olarak Allahû Tealâ Tevrat’ın esasını veriyor. Ona, o tabletleri veriyor. Bu verme kelimesi Hz. Musa için kullanılıyor. Aynı zamanda Hz. İsa için kullanılıyor. Hz. İsa da zaten kendisi de söylüyor:

“Ben, Allah’ın peygamberiyim. Allah bana kitap verdi ve bana hikmet öğretti.” diyor.

Allahû Tealâ, Hz. Musa ile Hz. İsa için “Onlara kitap verdim.” diyor.    

Şûrâ Suresinin 13. âyet-i kerimesinde "Hz. Nuh’a ve Hz. İbrâhîm’e indirdiğimizi” diyor. Ama “Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya verdiğimizi” diyor. Allahû Tealâ Hz. İsa’ya kitap vermiş, Hz. Musa’ya da o tabletleri vermiş. “verdik” kelimesini kullanıyor ikisi için.

Gerçektende açık bir şekilde bir kitap olarak Allahû Tealâ, Hz. İsa’ya indirmiş. Ama bugünün Hıristiyan dîn adamları “Hayır, böyle bir kitap yok. Sadece 4 tane kişiye ayrı ayrı, onların yazdıkları kitaplar söz konusu. Bunları da Allah’ın yazdırdığını ifade ediyorlar. Bunlar İncil’in esasını teşkil ederler.” diyorlar. Allahû Tealâ ise “verdik” diyor. Ama “Hz. İbrâhîm’le Hz. Nuh’a indirdik.” diyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e de Kur’ân nazil olmuştur, indirilmiştir. Şimdi bakalım Allahû Tealâ Âli İmrân Suresinin 84. âyet-i kerimesinde ne söylüyor:

3/ÂLİ İMRÂN-84: Kul âmennâ billâhi ve mâ unzile aleynâ ve mâ unzile alâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâtı ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ ven nebiyyûne min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum, ve nahnu lehu muslimûn(muslimûne).
“Allah'a ve bize indirilene ve İbrâhîm (A.S)'a, İsmâil (A.S)'a, İshâk (A.S)'a, Yâkub (A.S)'a ve Yâkub oğulları’na indirilenlere, Hz. Mûsâ'ya ve Hz. Îsâ'ya ve nebilere Rab'leri tarafından verilenlere îmân ettik. Onların arasından birini (diğerlerinden) ayırdetmeyiz. Ve biz O'na (Allah'a) teslim olanlarız.” de.


kul: De ki.
âmennâ billâhi ve mâ unzile aleynâ: Biz îmân ettik ve bizim üzerimize indirilen şeye yani Kur’ân-ı Kerim’e.
ve mâ unzile alâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâtı: İbrâhîm’e, İsmail’e, İshak’a ve Yakup’a inzal edilenlere (indirilenlere).

Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e de kitap indirildi Kur’ân-ı Kerim, onlara da kitapları indirildi.

ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ: Ama Musa’ya ve İsa’ya verilenlere.
ûtiye: İta edilen, verilen.   
ven nebiyyûne min rabbihim: Ve nebîlerine Rablerinden verilenlere. (Başka nebîler de var demek ki, verilen).   
lâ nuferriku beyne ehadin minhum: Biz onların arasında fark gözetmeyiz.
ve nahnu lehu muslimûn (muslimûne): Ve biz, O’na (Allah’a) teslim olanlarız.”

Âli İmrân Suresinin 84. âyet-i kerimesinde geçen “İndirilenlere ve Rableri tarafından verilenlere.” ibareleriyle Allahû Tealâ tarafından indirilen ve verilenler ile şeriat kitapları mı kast edilmektedir?    

Evet, şeriat kitapları kastedilir. Âyet-i kerimede geçenler de söylediğimiz standartlarda Hz. İsa’yla Hz. Musa’ya verilenlerdir, diğerleri indirilenlerdir.
 

Benzer konular