Zumer-53:
39/ZUMER-53: Kul yâ ıbâdiyellezîne esrefû alâ enfusihim lâ taknetû min rahmetillâhi, innallâhe yagfiruz zunûbe cemîâ(cemîan), innehu huvel gafûrur rahîm(rahîmu).
De ki: "Ey nefsleri üzerine israf yüklemiş (haddi aşmış) kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Muhakkak ki Allah, günahların hepsini mağfiret eder (sevaba çevirir). O, muhakkak ki O; Gafûr’dur (mağfiret eden), Rahîm’dir (rahmet nuru gönderen)."
Diyor ki Allahû Tealâ:
kul yâ ıbâdiyellezîne esrefû alâ enfusihim lâ taknetû min rahmetillâh (rahmetillâhi): De ki: “Ey nefslerini israf etmiş (haddi aşmış) kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Muhakkak ki Allah, günahların hepsini mağfiret eder (sevaba çevirir).
Burada Allah’ın rahmetinden ümidini kesmeyenler; Allah’a ulaşmayı dilemeyen ama dileme ihtimali güçlü olanlardır.
“Ey nefslerini israf etmiş (haddi aşmış) kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Muhakkak ki Allah, günahların hepsini mağfiret eder (sevaba çevirir). Muhakkak ki O, Gafûr’dur, Rahîm’dir.”
Öyleyse bir kişi Allah’a ulaşmayı diledi, dileyince günahları affedildi, mürşide tâbî oldu, günahları sevaba çevrildi. Öyleyse
“cemîâ” kelimesi günahların hepsini mağfiret etmesi, Allahû Tealâ’nın sevaba çevirmesi demektir. Kul hakkı da bunların arasındadır. Evet, kul hakkının da kalktığı anlamına geliyor.