Sohbetlerinizden anladığım kadarıyla idrak hassasının çok önemli olduğunu anlıyorum.Her geçen gün anlattığınız sohbetlerle bizdeki bu furkanın gelişimi nasıl olmaktadır?
Sevgili Efendimiz! Hürmet ve hasretle ellerinizden öperim. (Biz de gözlerinden öperiz evladım.) Anlattığınız  sohbetlerden anladığım kadarıyla tebliğe muhatap olmadan önce  insanların hiçbir engelleri yok. (Evet. Tebliğe muhatap olmadan önce  insanların hiçbir engelleri yok) 
Fakat tebliğ yapıldıktan sonra,  tebliğ ile ilgilenmeyen fakat buna karşı tepki göstermeyen kişilerin  hassaları mühürlü oluyor. (Eğer kişi tebliğe muhatap olduysa ama Allah’a  ulaşmayı dilemediyse, etkilenmediyse, ilgilenmediyse, talepte  bulunmadıysa evet, Allahû Tealâ onların görme hassalarını mühürlüyor,  işitme hassalarını mühürlüyor ve kalplerini de mühürlüyor.) 
Yapılan tebliğe tepki gösterenlerin ise uzuvları mühürleniyor. (Evet. Gözleri, kulakları ve kalpleri.) 
Eğer  kişi yapılan tebliği hemen kabul ederse o zaman kişinin diğer uzuv ve  hassaları kapalı olmadığı için, Allah kalbine ihbat yani idrak hassasını  koyuyor. (Evet, evlâdım! Çok güzel anlamışsın. Herşey yerli yerine  oturuyor, anlattığından. Evet, aynen bunu söylüyor! )
Yani kişiye  diğerleri kapalı olmadığı için bir tek furkan vermiş oluyor. (Evet. Bir  tek furkan vermiş oluyor; kalbine koyduğu ihbat. Çünkü kişinin geri  kalan hiçbir şeyi kapalı değil.) 
Bu açıdan baktığımızda idrak hassasının çok önemli olduğunu anlıyorum. (Doğru. İdrak hassası gerçekten çok önemli bir hassa.) 
Her  geçen gün anlattığınız sohbetlerle âyetlerdeki derin inceliklere  değindikçe bizdeki bu furkanın (idrak hassamızın) gelişimi nasıl  olmaktadır? (Her seferinde kalbinize ulaştırdığımız o sözlerimiz,  sizlerin idrakinin biraz daha etraflı düşünmekle müktesebatınızı daha  geniş bir alana alarak, o alanın içindeki herşeyi daha ince süzgeçlerden  geçirmenizi sağlıyor.) 
Bizim anlatılan incelikleri anlamamız  nelere bağlıdır? (Eğer sen, Allah’a ulaşmayı dilememiş birisi olsaydın,  bu söylediklerimizi kolay kolay anlayamazdın. Herşey Allah’a ulaşmayı  dilemeye bağlı. Dileyen kişi büyük hedeflere yürür. Yoluna devam ederse  hem dünya mutluluğu hem cennet mutluluğu mutlaka onun olacaktır.)  
Benzer konular