"Bir kez Allah derse aşk ile lisan, dökülür cümle günahlar misli hezan." sözüyle Enfâl 29'daki furkanlarla günahların örtülmesi ifadesi aynıdır diyebilir miyiz.

Anasayfa » Ana Sayfa » Âyetler ve Sırları » "Bir kez Allah derse aşk ile lisan, dökülür cümle günahlar misli hezan." sözüyle Enfâl 29'daki furkanlarla günahların örtülmesi ifadesi aynıdır diyebilir miyiz.
share on facebook  tweet  share on google  print  

"Bir kez Allah derse aşk ile lisan, dökülür cümle günahlar misli hezan." sözüyle Enfâl 29'daki furkanlarla günahların örtülmesi ifadesi aynıdır diyebilir miyiz.

Es selâmu aleykum ve rahmetullâhi ve berekâtuhu. (Ve aleykum selâm ve rahmetullâhi ve berekâtuhu.) Muhterem Efendimiz! Hasretle mübarek ellerinizden öperiz. Âcizane bir sorum var:

Evliya Çelebi Hz.’nin: “Bir kez Allah derse aşk ile lisan, dökülür cümle günahlar misli hezan.” sözüyle Enfâl 29. âyetteki: ‘Allah’a ulaşmayı dileyen kişiye verilen furkanlarla günahların örtülmesi’ ifadesi aynıdır.”  diyebilir miyiz?”

Bir kez Allah derse aşk ile lisan,
Dökülür cümle günahlar misli hezan.

Yani “cümle günahlar yok olur” demek. Fakat bu kelime “dökülür” değil. Bir mânâ veremedim kardeşimizin sözlerine. Kelimeyi, cümleyi doğru yazarak bir defa daha sorsun sualini inşaallah. “Günahları da yok olur.” ifadesi geçerli değil.

Hiç kimsenin “Allah” demesiyle günahları örtülmez. Misli hezan; örtülmesi demektir. Ama bir insan eğer Allah’a ulaşmayı dilerse onun bütün günahları örtülür. Allahû Tealâ, Allah’a ulaşmayı dileyen kişinin bütün günahlarını örteceğini kesinleştirmiş. Enfâl Suresinin 29. âyet-i kerimesinde: “Kim, Allah’a ulaşmayı dilerse onun günahlarını örterim.” diyor.

8/ENFÂL-29: Yâ eyyuhâllezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).
Ey âmenû olanlar! Allah’a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.


yâ eyyuhellezîne âmenû in tettekullâhe: Ey âmenû olanlar! Eğer takva sahibi olursanız.
yec’al lekum furkânen: Allah, size furkanlar verir.
ve yukeffir ankum seyyiâtikum: Daha sonra da (mürşidinize ulaştığınız zaman) Allahû Tealâ seyyiatinizi örter.
ve yagfir lekum: Size böylece mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir).

Evvelâ Allah’ın furkanlar vermesiyle kişinin günahları örtülmüştü. Bir defa daha mürşide tâbiiyette örtüyor; o zaman da günahlar sevaba çevrilmiş oluyor. Allah’a ulaşmayı dilediğiniz zaman günahlarınızı örter. Mürşidinize tâbiiyette bir defa daha affeder. Böylece günahlarınıza mağfiret etmiş olur Allahû Tealâ. Günahların mağfireti, günahların örtülmesi değildir. Günahların mağfireti, günahların sevaba çevrilmesidir. Günahların örtülmesi 1. affı ifade eder. Kur’ân-ı Kerim’imizde 2 defa af “mağfiret” adını alır. Yani günahların sevaba çevrilmesidir.

Nisâ Suresinin 64. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ buyuruyor ki: “Habibim! Eğer o günahları işleyenler Sana gelselerdi, önünde tövbe etselerdi ve günahlarının affını dileselerdi (tövbe etselerdi) bu tövbeleri üzerine onların günahlarını affederdik. Senin de talebin üzerine, bir defa daha affederdik.” diyor Allahû Tealâ.

4/NİSÂ-64: Ve mâ erselnâ min resûlin illâ li yutâa bi iznillâh(iznillâhi). Ve lev ennehum iz zalemû enfusehum câûke festagferûllâhe vestagfera lehumur resûlu le vecedûllâhe tevvâben rahîmâ(rahîmen).
Ve Biz, (hiç) bir resûlü, Allah’ın izniyle kendilerine itaat edilmesinden başka birşey için göndermedik. Ve onlar nefslerine zulmettikleri zaman, eğer sana gelselerdi, böylece Allah’tan mağfiret dileselerdi ve Resûl de onlar için mağfiret dileseydi, mutlaka Allah’ı, (iki tarafın da) tövbelerini (onların tövbesini ve Resûl’ün mağfiret talebini) kabul eden ve rahmet edici olarak bulurlardı.


Bu tövbe, tâbiiyet tövbesi tabiî. Tâbiiyet sırasında günahların sevaba çevrilmesi söz konusu. Onu anlatıyor Allahû Tealâ.  Yani tıpkı Enfâl 29 gibi “Onların günahlarını sevaba çevirirdik.” demiş oluyor.

Allah büyük fazl sahibidir. Fazl; Allahû Tealâ’nın büyük ni’metidir. Bu da (günahların sevaba çevrilmesi) fazılla mümkündür. Nefsin kalbi (kişinin nefsinin kalbi) fazıllarla doluyor ve fazıllar afetleri geçtiği zaman o kişi ruhunu Allah’a ulaştırmış oluyor.

Benzer konular