Kehf-103, 104, 105’i açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Kehf-103, 104, 105’i açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Kehf-103, 104, 105’i açıklar mısınız?

Kehf-103, 104, 105’te geçen: “Amellerin heba olması ve o insanlar için mizan tutulmayacağı” söylenen insanların Allah’ın âyetlerini ve Allah’a mülâki olmayı inkâr etmeleri hususunda açıklama yapabilir misiniz?

Bu açıklamayı yapmıştık ama bir defa daha yapalım.

18/KEHF-103: Kul hel nunebbiukum bil ahserîne a’mâlâ(a’mâlen).
De ki: “Ameller açısından en çok hüsrana uğrayanları size haber vereyim mi?”


“kul hel nunebbiukum bil ahserîne a’mâlâ(a’mâlen): De ki: “Amelleri hasara uğrayanları size haber vereyim mi?”

Amelleri hasara uğrayanlar yani amellerinden eksilenler, amelleri yok edilenler. Kehf-104: Amelleri yıkılanlar:

18/KEHF-104: Ellezîne dalle sa’yuhum fîl hayâtid dunyâ ve hum yahsebûne ennehum yuhsinûne sun’â(sun’an).
Onlar, dünya hayatında amelleri (çalışmaları) sapmış (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla) olanlardır. Ve onlar, güzel ameller işlediklerini zannediyorlar.


“ellezîne dalle sa’yuhum fîl hayâtid dunyâ: Onlar ki; dünya hayatında amelleri sapmış olanlardır. Ve onlar güzel ameller işlediklerini zannediyorlar.”

Kehf-105:

18/KEHF-105: Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen).
İşte onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız.


“ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum: İşte onlar Rab’lerinin âyetlerini ve O’na mülâki olmayı inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu.”
“fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ (veznen): Onlar için kıyâmet günü mizan tutulmaz.”

Neden? Çünkü amelleri yok. O kişilerin amelleri heba olmuş ve böylece bu muhtevada konumuzun başında söylediğimiz gibi Enfâl Suresinin 29. âyet-i kerimesiyle, bu Kehf Suresinin 103, 104, 105. âyetleri, terazinin aynı iki kefesini ifade ediyor. Enfâl-29’da; Allahû Tealâ’nın günahlarını örttüğü bir kişi var:

8/ENFÂL-29: Yâ eyyuhâllezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).
Ey âmenû olanlar! Allah’a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.


Kehf-103, 104, 105’te de; amelleri tamamen yok olan bir kişi var. Onların muhtevasında; “Allah’a mülâki olmayı inkâr edenler, onların amelleri boşa gidiyor.” Enfâl-29’da: “Kişinin günahları örtülüyor.” Yani mutlaka o kişi cennete girecek. Çünkü sevapları günahlarından fazla olan herkesin gideceği yer Allah’ın cenneti. Burada ise bu kişiler Allahû Tealâ’nın temel hedeflerini gerçekleştirenler ve mutlaka Allah’ın cennetine gidecek olanlar.

2 ayrı grup söz konusu:

• Kehf-103, 104, 105’tekiler; amelleri heba olanlar, bu sebeple kaybettikleri dereceler mutlaka kazandıkları dereceden fazla. Çünkü kazandıkları dereceler sıfıra inmiş.

• Enfâl-29’a göre günahları örtülenlerse günahları tamamen sıfırlandığı için, çok az da olsa sevapları mutlaka Allah’ın cennetine girecekler.

Benzer konular