Allah’a ulaşmayı dilemek talebini kalpten yaptığımızı nasıl anlayabiliriz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Allah’a ulaşmayı dilemek talebini kalpten yaptığımızı nasıl anlayabiliriz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Allah’a ulaşmayı dilemek talebini kalpten yaptığımızı nasıl anlayabiliriz?

Allah’a ulaşmayı dilemek talebini kalpten yaptığımızı nasıl anlayabiliriz?

Çok basit! Kişi ya birdenbire beklemediği şeylerle karşılaşır. Yani namazı kolayca kılabildiğini, namazdan zevk almaya başladığını, zikir yaparken bundan büyük zevk aldığını yaşar kişi. Bütün ibadetler onun için bir zevk haline gelmiştir, angarya değildir. “Aman! Şu namazı kılayım da borcu yakamdan düşsün.” diye değil. “Namaz vakti geldi, yaşasın! Gene Allah ile beraber olacağım. Rabbim beni gene mutlu edecek namaz kıldığım sürece.” diye koşarak şevkle, aşkla namaza koşması kişinin. Zikirleri… Allahû Tealâ’nın kalp gözünü açtığı zaman, zikre çok büyük bir hevesle girer kişi. Çünkü zikir boyunca Allahû Tealâ ona bilmediği âlemleri gösterecektir, bilmediği şeyleri öğretecektir. Kalp gözü açık olanlar için zikir, Allahû Tealâ’nın çok büyük bir ni’metidir.

İşte kişi Allah’a ulaşmayı diledikten sonra namazlarını büyük bir zevkle kılıyorsa, zikir yapmaktan hoşlanıyorsa, Allah’tan bahsetmek onun için bir mutluluk vesilesiyse; işte o kişi Allah’a ulaşmayı dilemiştir. Başka birisi de “Yarabbi! Ben Sana ruhumu ulaştırmak istiyorum. Benim de ruhumu Sana ulaştır.” diyen bir başka kişi ise; ne namaz kılabilmekte ne zikir yapabilmekte ne oruç ona açlık hissettirmekten uzak bir oruç olabilmekte, kişi hayatını ancak eski şartlarında olduğu gibi sürdürebilmekte. Namaz kılmak da zevk değil, zikir yapmak da zevk değil, bunları angarya olarak telakki ediyor. O kişi Allah’a ulaşmayı dilememiştir. Bu kadar basit! Dilemişse; namaz kılmak, oruç tutmak, zikir yapmak o kişi için doyulmaz zevkler olur. Dilememişse; hiçbirinden zevk alması mümkün değildir, sevgili kardeşlerim.

Benzer konular