Bakara 10'daki kişiler neyi tekzip etmektedirler? Bu âyetin Mu’minûn 44, A’râf 146, 147, Yunus 39, En’âm 31 ve A’râf 40 ile ilişkisi var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Resûl ve Nebî » Bakara 10'daki kişiler neyi tekzip etmektedirler? Bu âyetin Mu’minûn 44, A’râf 146, 147, Yunus 39, En’âm 31 ve A’râf 40 ile ilişkisi var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bakara 10'daki kişiler neyi tekzip etmektedirler? Bu âyetin Mu’minûn 44, A’râf 146, 147, Yunus 39, En’âm 31 ve A’râf 40 ile ilişkisi var mıdır?

Bakara Suresinin 10. âyet-i kerimesine göre kalplerinde maraz olup tekzip edenler, neyi tekzip etmektedirler? Bu âyet-i kerimenin Mu'minun-44 ve A’râf-146, 147, Yunus-39, En’âm-31 ve A’râf Suresinin 40. âyet-i kerimeleri ile bir ilişkisi var mıdır?

Bakara 10:

2/BAKARA-10: Fî kulûbihim maradun, fe zâdehumullâhu maradâ(maradan) ve lehum azâbun elîmun bi mâ kânû yekzibûn(yekzibûne).
Onların kalplerinde maraz (hastalık) vardır. Allah da bu sebeple onların hastalığını arttırdı. Tekzip etmiş olmaları (Allah’a ulaşmayı yalanlamaları) sebebiyle onlar için elîm bir azap vardır.


fî kulûbihim maradun: Onların kalplerinde maraz vardır, hastalık vardır.
fe zâdehumullâhu maradân: Allah onların kalplerinde ki marazı arttırır.
ve lehum azâbun elîmun: Onlar için elîm bir azap vardır.
bi mâ kânû yekzibûn: Tekzip etmeleri, yalanlamaları sebebiyle.
    
Şimdi kalplerinde maraz olan insanlar seçilmeyenler. Ne zaman kalplerinde ki marazı artırıyor Allahû Tealâ? Eğer bu insanlar sadece kendileri seçilmemekle kalsalardı bir problem olmayacaktı. Gidecekleri yer gene cehennem olacaktı ama kalplerinde ki marazı Allahû Tealâ artırmayacaktı. Kalplerinde maraz olanların marazların artırılması demek, onların tek durmadığını, sadece kendilerine zararı olmadığını başka insanları da Allah'ın yolundan men ettiklerini ifade ediyor olay. Kalplerinde zeyg olanlar, kalplerinde maraz olanlar, kalpleri kasiyet bağlamış kararmış aynı zamanda da sertleşmiş olanlar hep aynı insanlardır. Kendileri Allah'a ulaşmayı dilemedikleri gibi başka insanları da Allah'ın yolundan men edenler.

Tekzip etmeleri, Allah'a ulaşmayı dilemekten başlayarak, Allah'a ulaşmakla ilişkili her şeyi yalanlamaları sebebiyle. Yani başka insanlarında böylece hidayetine mani olmaları sebebi ile. Evvela neyi tekzip ediyorlar tekzip edenler? Allah'a ulaşmayı dilemekten başlayarak, bütün teslimleri tekzip ediyorlar (yalanlıyorlar).

Bu âyet-i kerimenin Mu'minun-44’le A’râf –146’yla, A’raf-147’yle, Yûnus-39’la, En’âm-31’le alakası var mı?  
    
Bakıyoruz Mu'minun-44:

23/MU'MİNÛN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne).
Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arası kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiği zaman, her defasında onu yalanladılar. Biz de onları birbiri arkasından (helâk ettik). Ve onları efsane kıldık. Artık mü’min olmayan kavim (Allah’ın rahmetinden) uzak olsun.


summe erselnâ rusulenâ tetrâ: Sonra Biz, resûllerimizi ardarda, arası kesilmeksizin gönderdik.
kullemâ câe ummeten resûluhâ: Bütün ümmetlere resûlleri ulaştığı zaman.
kezzebûhu: Onu tekzip ettiler, yalanladılar
fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan: Biz de onları birbiri arkasından helâk ettik.
ve cealnâhum ehâdîs: Ve hepsi hadis oldular, onları efsane kıldık. Onları hadis kıldık, efsane kıldık
fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn: Artık mü’min olmayan kavim Allah’ın rahmetinden uzak olsun.
    
Ne diyor Allahû Tealâ? Resûllerimizi ardarda göndeririz. Ama hangi kavme gönderdiysek hepsi resûlleri tekzip ettiler. İşte Bakara-10’da da “Onların kalplerinde maraz olanlar tekzip ediyorlar.” Hem Allah'a ulaşmayı dilemeyi, hem Allah'a ulaşmayı, hem de Allah'ın resûllerini.

A’râf-146:

7/A'RÂF-146: Se asrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardı bi gayril hakkı ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ ve in yerev sebîler ruşdi lâ yettehızûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehızûhu sebîlâ(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne).
Yeryüzünde haksız yere kibirlenen kimseleri, âyetlerimizden çevireceğim. Bütün âyetleri görseler, ona inanmazlar. Eğer rüşd yolunu görseler, onu yol edinmezler. Ve gayy yolunu görseler, onu yol edinirler. Bu; onların, âyetlerimizi yalanlamaları ve ondan gâfil olmaları sebebiyledir.

7/A'RÂF-147: Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhirati habitat a’mâluhum, hel yuczevne illâ mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
Ve onlar ki; âyetlerimizi ve ahirete ulaşmayı (hayatta iken ruhun Allah’a ulaşmasını) tekzip ettiler (yalanladılar) ve onların amelleri, heba oldu (boşa gitti). Onlar, yaptıklarından başka bir şeyle mi cezalandırılır?


Ne diyor Allahû Tealâ? "Onları âyetlerimizden çevireceğiz ki, onlar yeryüzünde kibirlenip dolaşanlardır, kibirlenirler. Onlar Allah'ın bütün âyetlerini görseler inanmazlar. Onlar irşad yolunu gördükleri zaman onu yol olarak kabul etmezler. Onlar gayy yolunu gördükleri zaman onu yol olarak kabul ederler, yol ittihaz ederler. Bunun sebebi; onların Allah'ın âyetlerini tekzip etmeleri (yalanlamaları) ve o âyetlerden gâfil olmalarıdır. Kim âyetlerimizi yalanlarsa, onların âyetlerimizi ve Allah'a mülaki olmayı (Allah'a ulaşma gününü, Allah'a ulaşmayı) yalanlarsa onların amelleri boşa gider." diyor Allahû Tealâ, heba olur.

Öyleyse burada açık bir şekilde gâflette olanlar söz konusu. Allah'ın âyetlerinden gâflette olanların Allah'ın irşad yolunu yol kabul etmemeleri ve faydasız ilimler sebebi ile böbürlenmeleri kibirlenmeleri söz konusu.

Ne yapmışlar bu insanlar? Bunlarda tekzip ediyorlar; Allah'ın âyetlerini tekzip ediyorlar, resûlleri tekzip ediyorlar (yalanlıyorlar). İrşad yolunu tekzip ediyorlar (yalanlıyorlar). Allah'a ulaşmayı dilemeyi ve Allah'a ulaşmayı yalanlıyorlar.

Yûnus Suresi 39. âyet-i kerime:

10/YÛNUS-39: Bel kezzebû bimâ lem yuhîtû bi ilmihî ve lemmâ ye'tihim te'vîluhu, kezâlike kezzebellezîne min kablihim fanzur keyfe kâne âkibetuz zâlimîn(zâlimîne).
Hayır onlara tevîl gelmedikçe (gelmediği için) ilmini kavrayamadıkları şeyi yalanladılar. Bunun gibi ondan öncekiler de yalanladılar. Artık bak, zalimlerin akıbeti (sonu) nasıl oldu.


Tekzip edenler daima zalimler. Hayır onlara tevîl gelmedikçe, gelmediği için ilmini kavrayamadıkları şeyi yalanladılar, çünkü Allah’tan bir işaret alamıyorlar.
    
kezâlike kezzebellezîne min kablihim: Bunun gibi ondan öncekiler de yalanladılar. Artık bak zalimlerin akıbeti (sonu) nasıl oldu.

Öyleyse bunların hepsi tekzip edenler.

En’âm Suresinin 31. âyet-i kerimesi:

6/EN'ÂM-31: Kad hasirallezîne kezzebû bi likâillâh(likâillâhi) hattâ izâ câethumus sâatu bagteten kâlû yâ hasratenâ alâ mâ farratnâ fîhâ ve hum yahmilûne evzârahum alâ zuhûrihim, e lâ sâe mâ yezirûn(yezirûne).
Allah’a mülâki olmayı (ölmeden evvel, dünya hayatını yaşarken ruhunu Allah’a ulaştırmayı) yalanlayan kimseler hüsrana düştüler. O saat aniden onlara gelince, sırtlarında yüklerini taşıyarak: “Orada (dünyada) aşırı gittiğimiz şeyler üzerine (günahlar sebebiyle) bize yazıklar olsun.” dediler. Yüklendikleri şey ne kötü, (öyle) değil mi?


kad hasirellezîne kezzebû bi likâillâhi: Allah’a mülâki olmayı yalanlayan kimseler hüsrana düştüler.
hattâ izâ câethumus sâatu bagteten kâlû yâ hasretenâ alâ mâ farratnâ fîhâ ve hum yahmilûne evzârehum alâ zuhûrihim, e lâ sâe mâ yezirûn: O saat aniden onlara gelince, sırtlarında yüklerini taşıyarak “Orada (dünyada) aşırı gittiğimiz şeyler üzerine bize yazıklar olsun.” dediler. Yüklendikleri şey ne kötü, (öyle) değil mi?

Kimmiş bu insanlar? Allah’a mülâki olmayı yani hayattayken evvel ruhu Allah'a ulaştırmayı yalanlayan kişiler hüsrana düştüler.

A’râf-40:

7/A'RÂF-40: İnnellezîne kezzebû bi âyâtinâ vestekberû anhâ lâ tufettehu lehum ebvâbus semâi ve lâ yedhulûnel cennete hattâ yelicel cemelu fî semmil hiyât(hiyâti) ve kezâlike neczîl mucrimîn(mucrimîne).
Muhakkak ki âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara kibirlenenler; onlara gök kapıları açılmaz (ruhlarını hayatta iken Allah’a ulaştıramazlar). Deve (veya urgan) iğne deliğinden geçmedikçe cennete giremezler. Mücrimleri (suçluları) işte böyle cezalandırırız.


innellezîne kezzebû bi âyâtinâ: Onlar muhakkak ki âyetlerimizi yalanlayanlardır.
vestekberû anhâ: Ve onlara kibirlenenlerdir.
lâ tufettehu lehum ebvâbus semâi: Onlara gök kapıları açılmaz.
ve lâ yedhulûnel cennete: Ve cennete konulmazlar.
hattâ yelicel cemelu fî semmil hiyât: Deve iğne deliğinden geçmedikçe cennete giremezler.
ve kezâlike neczîl mucrimîn: İşte mücrimleri böyle cezalandırırız.

Bakara Suresinin 10. âyet-i kerimesine göre kalplerinde maraz olup tekzip edenler neyi tekzip etmektedirler?

Ayrı ayrı âyetlerde ayrı ayrı şeyler çıkıyor. Allah'a ulaşmayı dilemekten itibaren; resûlleri tekzip edenler, kitapları tekzip edenler, Allah'a ulaşmayı dilemeyi tekzip edenler, Allah'a ulaşmayı tekzip edenler, irşad yolunu tekzip edenler. Bu tekzip edenler bunları tekzip ediyorlar.

Bu âyet-i kerimenin Mu'minun-44, A’râf - 146, 147, Yûnus-39, En’âm-31 ve A’râf Suresinin 40. âyetleri ile bir ilişkisi var mıdır?

Hepsi ile bir ilişkisi olduğu açık. 

Benzer konular