Nisâ-80, Mâide-92, Enfâl-46 ve Nûr-52'de geçen "Allah’a itaat, resûle itaattir ve resûle itaat Allah’a itaattir." kavramını açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Resûl ve Nebî » Nisâ-80, Mâide-92, Enfâl-46 ve Nûr-52'de geçen "Allah’a itaat, resûle itaattir ve resûle itaat Allah’a itaattir." kavramını açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Nisâ-80, Mâide-92, Enfâl-46 ve Nûr-52'de geçen "Allah’a itaat, resûle itaattir ve resûle itaat Allah’a itaattir." kavramını açıklar mısınız?

Eûzûbillahimineşşeytanirracim Bismillâhirrahmânirrahîm.
 
Ey velî resûllerinin sultanı Mehdi Resûl Hazretleri! O gül kokan mübarek ellerinizden sonsuz hürmet ve hasretle öperken Mevlâna Hazretlerinin Konya’sına bir kere daha hoş geldiniz! Mutluluk getirdiniz! (Allah razı olsun. O büyük mutluluk bize ait. Şu anda Konya’da konferans vermenin o büyük mutluluğunu ve huzurunu yaşıyoruz inşaallah sevgili kardeşlerim.) Müsaadenizle sorularımı arz etmek istiyorum. Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim’in Nisâ-80, Mâide-92, Enfâl-46 ve Nûr-52. âyet-i kerimelerinde geçen “Allah’a itaat, resûle itaattir ve resûle itaat Allah’a itaattir.” kavramını açıklar mısınız?
 
Nisâ 80:

4/NİSÂ-80: Men yutiır resûle fe kad atâallâh(atâallâhe), ve men tevellâ fe mâ erselnâke aleyhim hafîzâ(hafîzen).
Kim Resûl'e itaat ederse, böylece andolsun ki Allah'a itaat etmiş olur. Ve kim yüz çevirirse, o taktirde Biz seni, onların üzerine muhafız olarak göndermedik.


men yutiır resûle fe kad atâallâh (atâallâhe): Kim Resûl'e itaat ederse, o zaman o Allah'a itaat etmiş olur.
ve men tevellâ fe mâ erselnâke aleyhim hafîzâ (hafîzen):  Ve kim yüz çevirirse, Biz seni, onların üzerine muhafız göndermedik.

“Bilsin ki” demek istiyor Allahû Tealâ, “Biz seni onların üzerine muhafız göndermedik.”

Öyleyse resûle itaat, Allah’a itaattir. Resûl sadece talepte bulunur. “Bana tâbî olun ki sizi Allah’ın cennetine ulaştırmaya vesile olayım.” der. Biz de aynı şeyi söylüyoruz. Bu kadar. Dileyen hacet namazını sorar, Allah’tan bizi sorar. Allahû Tealâ ona o zaman bizim ne olduğumuzu gösterir.

Mâide 92:

5/MÂİDE-92: Ve atîûlllâhe ve atîûr resûle vahzerû, fe in tevelleytum fa’lemû ennemâ alâ resûlinâl belâgul mubîn(mubînu).
Ve Allah'a itaat edin ve Resûl'e itaat edin ve (onlara karşı gelmekten) sakının. Eğer bundan sonra yüz çevirirseniz bilin ki Resûl'ümüze düşen, sadece açık bir tebliğdir (duyurmadır).


ve etîûllâhe ve etîûr resûle vahzerû: Allah’a itaat edin ve resûle itaat edin ve hazar edin, sakının. (Yani onlara karşı gelmekten, itaatsizlik etmekten sakının.)
fe in tevelleytum fa'lemû ennemâ alâ resûlinel belâgul mubîn (mubînu): Eğer yüz çevirirseniz bilin ki; resûlümüze düşen sadece açık bir tebliğdir (duyurmadır).” diyor Allahû Tealâ.

Bu, dün de böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak. Resûlün görevi sadece uyarmadır.

Enfâl 46:

8/ENFÂL-46: Ve etîullâhe ve resûlehu ve lâ tenâzeû fe tefşelû ve tezhebe rîhukum vasbirû, innallâhe meas sâbirîn(sâbirîne).
Allah’a ve O’nun Resûl’üne itaat edin, niza etmeyin (anlaşmazlığa düşmeyin), yoksa zayıf düşersiniz ve kuvvetiniz (elinizden) gider. Sabredin. Muhakkak ki Allah, sabredenlerle beraberdir.


“Allah'a ve O'nun Resûl'üne itaat edin, niza etmeyin (yani anlaşmazlığa düşmeyin, aranızda anlaşmazlık olmasın). Yoksa zayıf düşersiniz ve kuvvetiniz gider.”

Niza olan bir toplum kuvvetini yitirmiş bir toplumdur. Parçalara bölünmüştür. “Sabredin. Muhakkak ki Allah sabredenlerle beraberdir.” Sabredenler kimlerdir? Resûle itaat edenler.

Nûr 52:

24/NÛR-52: Ve men yutıillâhe ve resûlehu ve yahşallâhe ve yettakhi fe ulâike humul fâizûn(fâizûne).
Ve kim Allah’a ve resûlüne itaat ederse ve Allah’a huşû duyar ve O’na karşı takva sahibi olursa o taktirde işte onlar, onlar kurtuluşa erenlerdir.


“Ve kim Allah'a ve resûlüne itaat ederse ve Allah'a huşû duyar ve O'na karşı takva sahibi olursa (yani Allah’a ulaşmayı dilerse) o taktirde işte onlar, onlar kurtuluşa erenlerdir.”

Biliyorsunuz, takva sahibi olmanın başlangıç noktası; Rûm-31’le çizilmiş:

30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.


“munîbîne ileyhi vettekûhu" diyor Allahû Tealâ.

"Allah’a yönel, Allah’a ulaşmayı dile ve Allah’a karşı böylece takva sahibi ol.”

Bu takva sahibi olmak, huşû duymakla aynı şey. 7 tane huşû geçiyor Kur’ân-ı Kerim’de. 7 tane de takva geçiyor. Herbiri bir başka sizlere saydığımız 7 kademenin 7’sini de ifade ediyor.

Benzer konular