Hristiyan âleminde Allah’la kul arasında papazlar var. Bizim dîn adamları, ‘Allah’la kul arasına kimse giremez.’ diyorlar. Allah bütün peygamberleri niçin elçilikle görevlendirdi?

Anasayfa » Ana Sayfa » Kur’ân-ı Kerim'deki Temel Emirler » Hristiyan âleminde Allah’la kul arasında papazlar var. Bizim dîn adamları, ‘Allah’la kul arasına kimse giremez.’ diyorlar. Allah bütün peygamberleri niçin elçilikle görevlendirdi?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Hristiyan âleminde Allah’la kul arasında papazlar var. Bizim dîn adamları, ‘Allah’la kul arasına kimse giremez.’ diyorlar. Allah bütün peygamberleri niçin elçilikle görevlendirdi?

Mehdi Resûl’üm, Hristiyan âleminde Allah’la kul arasında papazlar var. Bizim dîn adamları, ‘Allah’la kul arasına kimse giremez.’ diyorlar. Allah bütün peygamberleri niçin elçilikle görevlendirdi? Dîn adamlarını Kur’ân'ı inceleyip, doğruyu görüp, öğretmeye davet ediyorum. Sizi çok seviyorum. Sizin adımlarınızın arkasından yürüyerek Allah’ın dostu olmak en büyük hedefim. Ellerinizden öper, dualarınızı beklerim.

Türkiye'de herkesin (çok büyük bir kitlenin) diline pelesenk ettiği bir söz vardır gerçekten; “Allah’la kul arasına kimse giremez.” sözü. Allahû Tealâ'da tam aksini söylüyor. Açın Kur’ân-ı Kerim’i bakalım, söylediğimiz doğru mu yanlış mı? Secde Suresi 24. âyet-i kerime:
 
32/SECDE-24: Ve cealnâ minhum eimmeten yehdûne bi emrinâ lemmâ saberû ve kânû bi âyâtinâ yûkınûn(yûkınûne).
Ve onlardan, emrimizle hidayete erdiren imamlar kıldık, sabır sahibi oldukları ve âyetlerimize (Hakk’ul yakîn seviyesinde) yakîn hasıl etmiş oldukları için.


"ve cealnâ minhum eimmeten: Onlardan imamlar kıldık.
yehdûne bi emrinâ lemmâ saberû, ve kânû bi âyâtinâ yûkınûn (yûkınûne): Emrimizle hidayete erdirsinler diye. Onlardan imamlar kıldık. Sabrın sahibi oldukları için ve âyetlerimize yakîn yani hakk'ul yakîn seviyesinde yakîn hasıl ettikleri için." diyor Allahû Tealâ.

Neymiş? İnsanları hidayete erdirsin diye Allahû Tealâ, kendisi ile insanlar arasına bir vazifeli koyuyormuş. Allah ile insanların arasında huzur namazının imamı vardır. Huzur namazının imamı mutlaka resûldür. Ama peygamberlerinin olduğu devirde bu nebî resûldür. Onun dışındaki bütün fetret devirlerinde gene huzur namazının imamı vardır. Allah’ın huzurundaki namaz, kesintisiz olarak bütün zaman parçalarında devam eder. Kesintisiz deyince zaman araları yoktur mânâsında söylemiyoruz. Yani orada, oranın her gününde 7 vakit namaz kılınması Allahû Tealâ’nın temel emridir. Bu emir mutlaka yerine getirilir. Tâbiatıyla 2 namaz arasında daima, namazsız geçen bir devre daima söz konusudur. 

Allahû Tealâ bütün peygamberleri risaletle görevlendirdi. Çünkü görev, Allahû Tealâ tarafından birşeyleri tebliğ etmeye gönderilmek mânâsını taşıyor. Ve şeytan bütün gayretiyle hakikatleri unutturmaya çalışıyor insanlara. Kur’ân'ın bütün insanları mutlaka cennete götürmesi söz konusu, hedefi olduğu cihetle. Şeytan, Kur’ân’ın insanları hidayete erdirecek hükümlerini (Kur’ân’ı değiştiremeyeceği için), Allahû Tealâ hükmünü koymuş; “Bu Kur’ân-ı Biz indirdik, onun muhafızı da Biziz." diyor. "Kur’ân’ı kimse değiştiremez.” diyor. Hicr Suresi 9. âyet-i kerime:

Buyuruyor ki:

15/HİCR-9: İnnâ nahnu nezzelnâz zikre ve innâ lehu le hâfizûn(hâfizûne).
Muhakkak ki zikri (Kur'ân-ı Kerim’i), Biz indirdik. O'nun koruyucuları (da) mutlaka Biziz.


Öyleyse iblisin Kur’ân’ı değiştirmesi mümkün değildir. Ne yapacak? İnsanlara unutturacak. İşte bunu başarmış. Ve şimdi biz sizlere bu konferansta Kur’ân’ın unutulmuş hükümlerini söylüyoruz. Hepinizi o cehennemden kurtarabilmek için.

Bir konferans konuğumuz: “Kurtuluş = hidayet.” diyor. Evet. Kurtuluş eşittir hidayet gerçekten. Allah’a ulaşmayı dilediğiniz andan itibaren hidayet üzeresiniz. Ondan sonra mürşidinize ulaşacaksınız. Ondan sonra ruhunuzu Allah’a ulaştıracaksınız. Sonra fizik vücudunuzu, nefsinizi ve iradenizi Allah’a teslim edeceksiniz. Her biri birer ayrı safhadır. Ama hepsi hidayette olmaktır. Allah’a ulaşmayı dilediğiniz andan itibaren hidayettesiniz. Dilemeyen hiç kimse hidayette değildir, dalâlettedir. 

Benzer konular